Tıpkı gökkuşağının renklerinde olduğu gibi doğa da, farklı farklı renklerde pek çok besini barındırıyor. Her bir renkteki besinin ise kendine özgü bir faydası var.
Kırmızı renkli besinler kalp hastalıklarına iyi geliyor
Kırmızı renkli sebzeler bitkisel kimyasallardan flavonoidleri içerir ve bu bileşikler sindirim-solunum sistemi hastalıkları, kalp hastalıkları, kronik nörolojik hastalıklar ve bazı kanser türleri üzerinde risk azaltıcı etkiye sahiptir.
Özellikle kırmızı pancar, kırmızı lahana bu bileşiklerden zengindir. Domates, nar, kuşburnu, böğürtlen, ahududu, vişne, çilek, karpuz C vitamini yönünden oldukça zengin besinlerdir.
C vitamini bağışıklık sistemini güçlendirir, enfeksiyonlara karşı direnci artırır, antioksidandır, kansere karşı koruyucu etki yapar, demir kalsiyum gibi mineralleri ile B1 vitaminin vücutta kullanımını artırır.
Yemek borusu, mide, kolon- rektum kanserlerini önlediği bilinmektedir. Laykopenden (likopen) zengin olan domates, kuşburnu ve karpuzun kanser ve kalp damar hastalıklarını önleyici etkisi vardır.
Kırmızı elma, kırmızı erik gibi meyveler potasyum açısından zengindir.
Memorial Şişli Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Yeşim Çelik, renklerine göre besinlerin faydalarını sıraladı ve sağlıklı beslenme için önerilerde bulundu.Sağlığın sürekli olabilmesini sağlamak için sebze ve meyveleri günlük beslenmemiz içerisinde mutlaka bulundurmalıyız.
Sarı- turuncu renklerin öncüsü havuç, kayısı ve bal kabağı
Bu renk grubundaki sebze ve meyvelerde A vitamininin öncüsü olan karotenoidler bulunur.
Havuç, kayısı, bal kabağı, turunçgiller bu bileşiklerden zengin besinlerdir. A vitamini görme fonksiyonu için gereklidir, bağışıklık sistemini güçlendirir, enfeksiyonlara karşı direncin artmasını sağlar, kansere karşı koruyucu etkisi vardır.
Yemek borusu, mide, prostat, akciğer, karaciğer, kalın bağırsak kanseri riskini azalttığı bilinmektedir.
İçerisinde olduğumuz kış ayları sarı-turuncu renkte sebze ve meyveleri tüketebilmek için bulunmaz bir fırsat sunmaktadır.
Portakal, mandalina ve greyfurt dibi turunçgiller günlük meyve tüketiminiz içerisinde mutlaka olmalıdır.
Tek tip seçim yapmak yerine günlük her birinden birer adet tüketmeniz faydalı olacaktır.
Ayrıca bu meyvelerin içerdiği yoğun posadan yararlanabilmek için suyunu sıkmak yerine meyvenin kendisini tüketmeniz bağırsak sağlığınızı korumaya ve kabızlık sorununu ortadan kaldırmaya yardımcı olacaktır.
Havuç rendelenerek salatalarda kullanılabilir ayrıca yemeklerinizde de kullanabilirsiniz. Haşlanmış havucu garnitür olarak tüketebilirsiniz.
Fazla şeker kullanılmadan yapılan kabak tatlıları da bal kabağındaki vitamin ve minerallerden yararlanmanın iyi bir yolu olacaktır.
Yeşillerin kansersavar etkisinden faydalanın
Bu renk grubundaki ıspanak, pazı, maydonoz, marul, kıvırcık, nane, tere, roka, asma yaprağı, yeşilbiber özellikle C vitamini ve diyet posası açısından zengin besinlerdir.
Nane, kekik, adaçayı, maydanoz, dereotu, rezene gibi bitkiler uçucu yağlar içerirler ve bunların hipertansiyon, solunum-sindirim sistemi rahatsızlıkları, kalp hastalıkları ve bazı kanser türlerinin oluşum riskini azaltma üzerinde etkisi vardır.
İçerdikleri yüksek posa, vitamin ve mineral nedeniyle yeşil yapraklı sebzeler sağlığın korunması ve hastalıkların önlenmesi adına çok önemli görevler üstleniyor.
Taze marul, kıvırcık, tere, roka ve maydonozla hazırlanan salatalar sofralardan eksik edilmemeli. Salatanızı zenginleştirmek için diğer renkteki besinleri de eklemeyi unutmayın.
Turp, kereviz ve lahana gibi beyazlar sağlığınızın dostu
Sarımsak, soğan, turp, kereviz, lahana, karnabahar gibi sebzeler kükürtlü bileşikler içerir ve bu bileşikler mide kanseri ve bazı kanser türlerinin oluşma riskini azaltır, vücuttaki zararlı maddelerin etkisiz hale getirilmesini sağlar, gastrit ve ülser oluşumunu engeller, kan kolesterol seviyesini düşürür, yüksek tansiyonu kontrol altına alır ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
Beyaz üzümde ve diğer üzüm türlerinde bulunan ellagik asit isimli kimyasalın çok kuvvetli antikansorejen, antibakteriyel ve antiviral etkiye sahip olduğu biliniyor.
Ayrıca antioksidan, yaşlanmayı geciktirici ve kanser oluşumunu yavaşlatıcı özellikleri de bulunuyor.
Pek çok faydası olan beyaz renkli besinleri tüketmek için kış ayları bulunmaz bir fırsat sunuyor.
Karnabahar, lahana, kereviz ile yapılan yemekler sofralardan eksik edilmemelidir.
Bu sebzeleri buharda haşlayıp üzerine 1 kase sarımsaklı yoğurt ekleyerek tüketirseniz hem besin değeri yüksek hem de lezzetli bir yemek tüketmiş olursunuz.
Tüm bu besinleri pişirirken kızartma yönteminden uzak durmalıyız, aksi takdirde besinlerin faydalı bileşiminden yararlanılamaz ve kanserojenlerin oluşumuna yol açılmış olur.
Bu beyazlara dikkat! Un, tuz, şeker!
Daha çok sofra tuzu olarak kullandığımız tuzun fazlası başta hipertansiyon olmak üzere bazı sağlık sorunlarına neden olabiliyor.
Günlük tuz tüketimi 2-3 gramla sınırlı kalmalıdır. Şeker, kan şekerinin hızlı bir şekilde yükselmesine ve sonra da düşmesine sebep olur.
Bu da halsizlik, yorgunluk ve uyku halinin oluşmasına neden olur. Bunun dışında kan şekeri dengesizliği kişinin sürekli olarak yemek yemek istemesi anlamına gelir.
Kan şekerimiz düştüğü zaman vücudumuz şekerli besinleri daha çok ister. Bu da kilo kontrolünü sağlamaya çalışan kişilerde kilo artışına sebep olabilir.
Fazla şeker tüketimi, uzun vadede pek çok hastalığın oluşmasına da neden olur. Bu nedenle tüketilen şeker miktarı sınırlı olmalıdır.
Kek, bisküvi, meyve suyu gibi hazır gıdalar, reçel, şerbetli-sütlü tatlılar miktarına dikkat edilerek tüketilmesi gereken besinlerdir.
Ayrıca çay ile tüketilen şeker miktarı da sınırlandırılmalı mümkünse şekersiz içilmelidir.
Un da şeker benzeri etki gösterir ve kan şekerinde ani iniş çıkışlara neden olur.
Her türlü unlu gıdanın tüketim miktarı sınırlandırılmalı ekmek seçimi yaparken tam tahıllı, çavdarlı, kepekli undan yapılmış ekmekler beyaz unla yapılmış ekmeklere tercih edilmelidir.
Ayrıca unlu ve şekerli gıdaların fazla tüketilmesi alınan enerji miktarını arttırarak obezitenin oluşmasına yol açar.