Pazarcı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kader arkadaşı. Bahçeli’nin hayatının en önemli kesitlerinden biri olan, 12 Eylül öncesi otomobilinin bagajında silah yakalatma hadisesinde onun da adı geçmişti. 23 Şubat 1978 tarihinde, Adana’dan Ankara’ya giden Renault marka bir araç, polislerce Gölbaşı’nda durdurularak aranmıştı. Aracın bagajından silahlar çıkmıştı. İçeride bulunan kişilerse Ekrem Pazarcı, Fuat İstanbullu ve Ali Halaman’dı. Daha sonra otomobilin, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde öğretim üyesi olan Devlet Bahçeli’ye ait olduğu ortaya çıkmış, fakat arkadaşlarınca emaneten kullanıldığı anlaşılmıştı. Bu üç isim, 5’er yıl hapse mahkum edilmişti.
“Devlet Bahçeli ağabeyim ve dostumdur.” diyen Pazarcı, atlatılan bu kadar badireden sonra MHP‘nin geldiği noktadan dolayı üzgün. Ülkücü hareketin hemen her alanında görev alan Pazarcı, 12 Haziran’da yapılacak seçimlerde parti içinden olmadığı halde aday gösterilenlere tepki göstererek, “Partimiz milliyetçi, ülkücü kadrolarca kuruldu. Bu kadrolar milliyetçi ve muhafazakar çizgide yetişti. Bu kadrolarla birlikte yetişmeyen insanların aday gösterilmesini doğru bulmuyorum.” eleştirilerini yöneltti.
Bu konuda herhangi bir isim zikretmezken adını vererek eleştirdiği bir isim var. O da kendisi gibi Adanalı olan MHP Genel Başkan Yardımcısı Recai Yıldırım. Silah yakalatma olayında onun da adı geçiyordu. O dönem Adana Ülkü Ocağı Başkanı olan Yıldırım, silahları kendisinin verdiğini kabul etmişti. Ekrem Pazarcı, son dönemdeki bazı söylemleri ve davranışları ile Yıldırım’ın ülkücüleri partiden kopardığını ifade ederek, “Özellikle Türkiye’de milletin benimsediği, değer verdiği insanlara karşı söylediği sözleri tasvip etmiyorum. Hâlâ devletin, sistemin milliyetçiliğini yapmaya çalışıyor. Biz parti olarak milletin milliyetçiliğini yapmalıyız. Bu da milletin değerlerine sahip çıkmayla, onların desteğini almakla olur.” görüşünü dile getirdi. Ekrem Pazarcı, siyasetçinin toplumun değer verdiği insanlara karşı olamayacağını vurgularken, şöyle devam etti: “Şimdiye kadar demokrat olmayan ülkücülükle başarılı olamadık. Birileri bizi eleştirdi diye düşmanlık yapmamalıyız. Herkesin her konuda aynı düşünmesi beklenemez. Kimseyi şahsımıza itaat etmeye zorlamamalıyız. Kimse ülkücünün sicil amirliğine soyunmamalı.”
ZAMAN