Doç. Dr. Erhan Afyoncu’dan çok çarpıcı bir yazı
Amerikan Newsweek dergisinde Tarihçi Niall Ferguson tarafından “Ortadoğu’nun Bir Sonraki İkilemi” başlığıyla kaleme alınan makalede, ‘Türkiye’nin kaslarını esnettiği bu dönem ardından yeninden canlanmış bir Osmanlı İmparatorluğu ile karşılaşabiliriz” yorumu yapıldı. Tam imparatorluktan ayrılan ülkelerle tekrar yakınlaştığımız bir dönemde Araplar’ı manipüle edebilecek bir yazı da olsa bu makale bir gerçeğe parmak basıyor. Yıllarca görmediğimiz, unutmak istediğimiz, küçümsediğimiz Osmanlı İmparatorluğu’nun izleri her alanda devam ediyor.
Osmanlı’yı keşfettik
1990’lı yıllarda Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra dünya yeniden şekillenmeye başladı. Dünyanın yeniden şekillendiği bu dönemde Amerika ve Türkiye Osmanlı İmparatorluğu‘nu yeniden keşfetti. Amerika kendi yeni dünya düzenini kurmaya çalışırken Kafkaslar’dan Balkanlar’a, Ortadoğu’dan kuzey Afrika’ya her yerde karşısına Osmanlı İmparatorluğu’nun izleri çıktı. Emperyalistlerin bütün çabalarına rağmen Osmanlı’nın izleri silinmemişti.
Yönünü Batı’ya çevirip, asırlarca hükmettiği ülkelere bakmayan Türkiye de bu dönemde Osmanlı geçmişini yeniden keşfetti. 1999’daki 700. yıl kutlamaları tarihimizle barışmamızın dönüm noktası oldu. Bosna, Kosova, Makedonya gibi birçok ülkede problemler ortaya çıktıkça Türkiye bu bölgelere yardım eli uzatmaya başladı. Batı ise Osmanlı canlanıyor diye bu ülkeleri bizden uzaklaştırmaya çalıştı. Bu bölgelerde fazla bir nüfusa ve siyasi ağırlığa sahip olmayan devletlere samimi olarak yardım edecek Türkiye’den başka ülke de yok.
Modern dünyayı şekillendirdi
Osmanlı İmparatorluğu denilince her şeyiyle tarih olmuş, gitmiş; ondan günümüze bir şey kalmamış gibi düşünülür. Ancak 600 yıldan fazla bir süre dünyanın en önemli coğrafyasında hakimiyet kuran ve iki büyük imparatorluktan birisi olan Osmanlı İmparatorluğu bugünkü dünyanın oluşmasındaki en önemli aktörler arasındadır. Osmanlı İmparatorluğu‘nun bugünkü dünyanın Kafkasya, Balkanlar ve Ortadoğu gibi en problemli üç bölgesinin de içinde olduğu çok geniş topraklar üzerinde 600 yıl süren hakimiyetinin günümüze tesiri çok büyüktür. Osmanlılar’ın izlediği siyasi ve dini politikalar günümüz modern dünyasının şekillenmesinde önemli rol oynamıştır.
Asırlarca Osmanlı idaresi altında bulunmuş ülkelerin pek çok karakteristiği de bu dönemde şekillendi. Budin’den Basra’ya kadar uzanan bölgedeki dini ve etnik gruplar Osmanlı idaresi altında oluştu. Osmanlı mimarisi ve şehircilik anlayışı, hakimiyeti altındaki birçok yerde şehirlerin şekillenmesinde önemli tesirlerde bulundu. Nitekim 2003’te bir makale kaleme alan David Fromkin bu gerçeği, “Başkan Bush’un bazı bölümlerini değiştirmek istediği Ortadoğu’nun çoğu karakteristiğinin 500 yıllık Osmanlı idaresinde şekillendiği açıkça görülüyor” şeklinde ifade etmişti.
30’a yakın devlet
Osmanlı İmparatorluğu’nun hakim olduğu sahada Arnavutluk, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Etiyopya, Filistin, Hırvatistan, Irak, İsrail, Karadağ, Katar, Kıbrıs, Lübnan, Libya, Macaristan, Makedonya, Mısır, Moldova, Romanya, Sırbistan, Suudi Arabistan, Suriye, Tunus, Umman, Ürdün, Yemen ve Yunanistan kurulmuştur. Ayrıca bugünkü Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Sudan ve Ukrayna’nın da bazı kısımları Osmanlı toprağı olmuşlardı. Bütün bu bölgelerde asırlarca süren Osmanlı hakimiyeti günümüz dünya politikasına da etki eden derin izler bıraktı. Nasıl ülkemizdeki en önemli eserler Osmanlı döneminden kalmaysa, Osmanlı hakimiyetinde kalmış ülkelere gittiğinizde de oraların belli başlı eserlerinin Türkler zamanından kalma olduğunu görürsünüz. Selanik’te dikkati çeken iki eser vardır. Biri Beyaz Kule diğeri ise Makedonya Eyalet Konağı. Birincisi Kanunî, ikincisi ise İkinci Abdülhamid döneminde inşa edilmiştir. Beyrut’a gittiğinizde Osmanlı vilayet binası, Kudüs’e gittiğinizde ise şehri çepeçevre saran Osmanlı surları karşınıza çıkar.
Günümüzde, özellikle son 20 yılda Balkanlar’da, Kafkasya’da ve Ortadoğu’da kaldırılan her taşın altından Osmanlı İmparatorluğu‘nun izleri çıkıyor. Altı asır süren Osmanlı İmparatorluğu, son dünya düzeniydi ve yenisi de kurulamadı.
Kimliklere saygı
Osmanlılar, fethettikleri bütün bölgelerin dini ve milli kimliklerini korumalarını sağladılar. Gerek Balkanlar’da, gerekse Ortadoğu’da olsun Osmanlılar çekildikten sonra buralardaki halkın dillerinde ve dinlerinde büyük bir değişim olmadı. Bazı ülkeler, Osmanlı fetihlerinden önceki durumlarından daha ileri bir duruma geldiler. Örneğin Osmanlı fethi sırasında Katolik olma tehlikesi ile karşı karşıya olan Sırbistan’da Ortodoksluk devam ettiği gibi, ayrıca Sırp milli kilisesi de kuruldu. Böylelikle Rum Patrikhanesi’nin nüfuzundan çıkan Sırplar, Helen kültürünün tesirinden kurtulup, milli kimliklerini yaşatabildiler.
Oysa Osmanlı İmparatorluğu‘nun asırlarca kaldığı yerlerde 50-100 sene kalan İngilizler ve Fransızlar kendi dilleriyle birlikte dinlerini de dayatmışlardı. Bu iki ülkenin sömürgelerinin çoğunda resmi dil hâlâ İngilizce veya Fransızca’dır. Bu ülkelerin Osmanlı İmparatorluğu‘ndan sonraki bitmek bilmeyen karışıklıkları da gözler önündedir.
Osmanlı Tarihi Kronolojisi
Osmanlı tarihçiliğinin en önemli isimlerinden biri olmasına rağmen kıymeti fazla anlaşılamamış İsmail Hami Danişmend’in beş ciltlik “İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi”nin uzun süredir baskısı yoktu. Doğu Kütüphanesi çok uzun süre uğraşarak Danişmend’in bu önemli eserini yeniden bastı.
Eserin ilk dört cildi siyasi tarihe, beşinci cildi ise Osmanlı devlet ricaline ayrılmış. Bir ek olarak hazırlanmış altıncı ciltte ise Osmanlı tarihine ait Batı dillerinden yapılmış tercümeler var.
Osmanlı tarihi konulara göre değil, kronolojik olarak gün gün anlatılıyor. Birinci ciltte 1299-1512, ikinci ciltte 1512-1574, üçüncü ciltte 1574-1703, dördüncü ve son ciltte ise 1703-1922 yılları arası anlatılıyor. Eserin özellikle 16. yüzyılı anlatan kısmı çok iyi kaleme alınmıştır. Osmanlı tarihi hakkında önemli bir müracaat eseri olan “İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi”ni tarih meraklılarına tavsiye ediyor, Doğu Kütüphanesi yayınlarını da tebrik ediyoruz.
Tarih olmadı
Osmanlı İmparatorluğu, tarihin gördüğü en büyük iki imparatorluktan birisiydi. Roma İmparatorluğu gibi Osmanlı İmparatorluğu da, tarih sahnesinden kalkmasına rağmen tesirleri devam ediyor.
Osmanlı’nın hayaleti
David Fromkin, New York Times’teki 9 Mart 2003 tarihli makalesinde şunları yazmıştı: “Bir hayalet ABD’yi pençelerine almış, rahat bırakmıyor. Bu, Osmanlı İmparatorluğu‘nun hayaleti. Irak’ta, Sırbistan’da, Bosna’da, Kosova’da, Körfez Savaşı’nda, 11 Eylül saldırılarında bu hayalet bizimleydi. Osmanlı hayaletleri asla uzaklaşmadı.”