Genelkurmay eski Başkanı Koşaner’e ait olduğu iddia edilen ses kaydı Türkiye’yi ayağa kaldırdı.
AK Parti, derhal soruşturma açılmasını istedi. Hukukçular, savcıların harekete geçmesi gerektiğini belirtirken şehit aileleri ‘yağmasanız da gürleyin’ tavsiyesine sert tepki gösterdi.
Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’e ait olduğu öne sürülen ses kaydı gündeme bomba gibi düştü. Hukukçular, suç itiraflarının yer aldığı ses kaydının delil niteliği taşıdığını ifade ederek savcıların harekete geçmesini istedi. Başta Koşaner olmak üzere tüm sorumluların yargılanması gerektiğinin altı çizildi. AK Parti, “Soruşturma açılmalı” çağrısında bulunurken şehit aileleri kendilerini ziyaret eden askerlerin ‘sahte gülücükler’ attığını dile getirdi.
Koşaner’in internete düşen ses kaydında müthiş itiraflar yer alıyordu. Balyoz delillerin gerçekliğini onaylayan Koşaner, bunları ele geçirmeye çalıştıklarını söylüyordu. Koşaner, “Balyoz’un günahı 1. Ordu’ya ait. Neyimiz varsa çaldırmışız. Esas rezalet bu” diyordu. Koşaner’in şu sözleri ise başkenti sarstı: “Yasaların yönetmeliklerin dışında hareket ettik. Bazen etmemiz gerekiyordu ama bunu yol yaptık. Hakkımız olmayan imkanları kullandık. Halen de var. Onlar da karşımıza çıkacak.” Erlere köpek baktırılması ve badana yaptırılması uygulamasından vazgeçilmesini isterken OYAK’a vergi gelmesi halinde maaşların düşeceği korkusunu paylaşıyordu. Ardından Sayıştay Kanunu’nun değiştiğine dikkat çekerek ‘para işlerine dikkat edin’ uyarısında bulunuyordu. Darbelere gerekçe gösterilen 35. maddenin değiştirilmesi tartışmasıyla ilgili de meydan okuyordu:
“İster koy ister koyma. TSK bunun için var. Bu bizim doğal, tarihi görevimiz.” Koşaner’in “Analarını bile satarlar” ifadesi gazetecilerin, “Telefonla dahi olsa mutlaka herkes bölgesindeki gazi şehit ailesiyle yakın temasına devam etsin. Yağmasak bile gürleyelim” sözleri şehit ailelerinin tepkisine yol açtı.
SORUMLULAR HAKKINDA İŞLEM YAPILMALI
Emekli Başsavcı Reşat Petek: Sivil otoriteye müdahale eden askeri yapıyı itiraf ediyor. Ses kaydının illegal dinlenmesi tasvip edilmez ama bu işin özünü yok farz edemeyiz. Er-genekon ve Balyoz soruşturması devam ederken dahi ’35. madde kalksın ‘ kalkmasın müdahale ederiz’ şeklinde darbe talebi söz konu- 1 su. Bu harp okullarından akademiye kadar kurmay yetiştirenlerin eğitim sisteminin yeniden ele alınması gerektiğini ortaya koyuyor. Temel görevlerinin bu olduğunu ve mili iradenin, halkın taleplerinin üstünde gücün kendilerinde olduğunu söylüyor. Sorumlular hakkında derhal yasal işlem yapılması lazım. Çünkü suç teşkil eden eylemler anlatılıyor. ‘Askeri alnından vurduk, geç kaldık hata yaptık’ diyor. Yani halinin kepazelik olduğunu söylemekten ibaret değil.
BU BİR MİLAT, GERİYE DÖNÜŞ YOK
Emekli Askeri Hakim Faik Tarımcıoğlu: İkinci ses kaydı birincisini tamamlıyor. Çok acı itiraflar var. Bu ifadeler rejenerasyon döneminin başlangıcı olmalıdır. Artık geriye dönüş yok, bu milattır. Hantepe, Gediktepe olaylarında kasıtlı mı müdahale edilmedi gibi birçok iddia gündeme geldi. Halk artık duyarlı ve bu sorulara cevap verilmeden re-jenarasyon tamamlanmış v olmaz. 35. madde vurgusunda; *biz istediğimizi yaparız’ tavrı var. Bu ı ifade,27 Mayıs1960 \ darbesinden bugüne gelen çarpık yapıyı net şekilde ortaya koyuyor. Darbelerin gerekçelerinin kofluğunun itirafı.
ARBECİLİK İÇSELLEŞMİŞ
Emekli Askeri Hakim Yusuf Çağlayan: Üzücü olan böyle bir zihniyetin halen TSK içerisinde köklerinin bulunması. Yani bir noktada kendilerini deşifre ediyorlar. Darbeciliği içselleştirmişler. Bu askeri okullarda toplu şartlandırma mekanizmasıyla yapılıyor. Şehit ailelerinin hakkını araması lazım. Savcılar da harekete geçmeli.
Gazetecileri değerlendirmek haddi değil
Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay: Gazetecileri değerlendirmek, onlar hakkında yorum yapmak Işık Koşaner’in haddi değil. Gazeteci ne paşalara ne ekonomik güç odaklarına boyun eğmez. Gazeteci doğru olanı yazar. Burada da doğru olanı yapmıştır. Gazeteci eğer halkı ilgilen diriyorsa her haberi yapmakla ve kamuoyuna duyurmakla yükümlüdür. Bunun için paşalardan da talimat almaz. Onun arzuladığı gazetecilerde olmuştur ama biz hiçbir zaman onları gazeteci saymadık. TSK büyük bir zafiyet içerisindedir. Koşaner bir anlamda özeleştiri yapmıştır. TSK’nın hukuk dışılığını anlatmıştır. Bu da ortaya çıkmıştır. Bunların bir yasal soruşturması olması gerekir.
CMK’YA GÖRE SUÇ İŞLEDİ
Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı Avukat Bilal Çalışır: Ölen bir asker için ‘Çatışmada şehit oldu dedik ama aslında biz vurmuşuz’ diyor. Bu, suçu öğrenip adli makamlara bildirmeme çerçevesinde değerlendirilmeli. CMK’nın 279. maddesine göre bu suç. Koşaner’in ifadesinin alınması lazım. Açıklamalar Balyoz ve diğer darbe planlarının birinci elden ikrarıdır.
O ifadeler dava dosyasında
Uluslararası Hukukçular Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Avukat Cahit Özkan: Işık Koşaner’in öncelikle tanıklık noktasında değerlendirilmesi gerekiyor. Söz konusu ifadeler yürüyen soruşturmalar bağlamında değerlendirilecek. Çünkü delil niteliği var. Işık Koşaner’in sorumlu olduğu birçok nokta var. Gerçekten bir erimiz alnından vurularak öldürmüşse Koşaner’in söz konusu eylemi gerçekleştiren kişiler tarafından soruşturma başlatması gerekirdi, olayı ilgili adli makamlara bildirmeliydi.
Bunları yaptı mı; ‘hayır’. Bütün bunları bir savcının sorması lazım. Biz şehit aileleri ile birlikte Koşaner’in ifadelerinin sorgulanması için savcıya başvurmaya hazırlanıyorduk. Ama Hantepe, Gediktepe gibi ihmal iddialarıyla gündeme gelen olaylarla ilgili soruşturmayı yürüten VanAğır Ceza Mahkemesisavcılığının Koşaner’in ifadelerini dava dosyasına dahil ettiğini öğrendik. Bu tabii ki olumlu bir gelişme.
Derhal soruşturma açılmalı
AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş: İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin önemli olmadığı ortaya çıktı. Darbe zihniyetinin ortadan kaldırılması gerekir. 35. maddenin psikolojik bir etki olarak kullanıldığı, darbe yapmak isteyenlerin 35. maddeye ihtiyaç duymadıkları ortaya çıkıyor. Bu sözlerin her şeyi abes. Bu özeleştiri değildir. Genelkurmay Başkanı’nın sözleri doğruysa kendisine aitse hesap vermeli, derhal soruşturma açılmalıdır. Türkiye’de millet iradesinin tecelligahı olan TBMM, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve siyasi irade her şeye muktedirdir. Herkesin bunu içine sindirmesi gerekir. Bir kısım insanlar uzun yıllar ihmal, hata ve görevi suistimalle farklı noktaya getirmişler.
TSK’nın rencide olmasına ve acziyet içinde bulunmasına neden olmuşlardır. Askerin boya yaptığını askerlik yapan herkes biliyordu. Milletin gönlündeki kutsal kuruma uygun davranışta bulunmak bütün komutanların görevi. “Yasa dışına çıktı” sözü Koşaner’e aitse derhal soruşturma açılmalıdır. Hesabı sorulmalıdır. Genelkurmay Başkanı sorumlusu ise bizzat hesap vermelidir. Değilse tanık olarak görüşlerini açıklamalıdır. Çok önemli bir noktadır. Yasa dışı dinlemeleri şiddetle kınıyorum. Herkesin üzerine düşeni yapması gerekir. İnşallah bu sözler Koşaner’e ait değildir. Böyleyse vahimdir. İnternet andıcı ile uğraşacaklarına bu sorunları çözmek için uğraşsalardı.
TSK’daki eğitim sistemi değişmeli
Emekli Hakim Albay Ümit Kardaş: 1. Ordu’daki dartıe planlamasında ağır, vahim suç işlendiği açık. TSK, dartıe planlarını yapmak ve teşebbüsünü tabi bir görev olarak atfediyor. Bunun demokrasiye karşı işlenmiş bir suç olduğu şeklinde herhangi bir algıya sahip değil. Bu tarihsel ve eğitim sisteminden kaynaklanıyor. Koşaner, ’35. madde olsa ne olmasa ne’ diyor.
TSK dışarıya karşı değil sürekli içe, rejime, siyasete faaliyetlerde bulunana bir kurum olarak gelişmiş, zihniyeti de bu. Yapılması gereken 35. maddeyi kaldırmak değil TSK’daki eğitim sistemini değiştirerek özerk olan Genelkurmay’da yapısal değişikliklere gitmektir. Çünkü TSK’nın bir sürü imtiyazı var ve bunları kaybetmek istemiyor. Genelkurmay Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalı, parlamento denetimi gelmeli, askeri yargı ve OYAK kaldırılmalı. Yani 3-5 generali emekli etmekle ordu demokra-tikleşmez. Koşaner’in itirafları yapısal değişikliklerin aciliyetini ortaya koyuyor.
Subaylar bize sahte gülücükler atıyormuş
Şehit Aileleri Derneği Başkanı Mehmet Güner: ‘Yağmazsanız gürleyin’ diyor şehit aileleri için. Demek ki bize sahte gülücükler atıyorlarmış. Şehitlerimizin ailelerine biz sizin yanınızdayız diyorlar ya. Onlar hiçbir zaman yanımızda olmadı. İlk gün cenazeye gelirler o da zorunluluktan. Ne bayramlarda ne de başka günlerde ararlar. Biz tepki gösterdik de birkaç bayramdır arıyorlar. Koşaner, “Erlere hayvanlarınızı baktırmayın, evinizin badanasını yaptırmayın” diyor. Şehit aileleri olarak diyoruz ki “Çocuklarımızı sizin ayak işlerinizi yaptırmak için askere göndermedik.”
Doğan’ın avukatı: İçim kan ağlayarak dinledim
Işık Koşaner’in Balyoz delillerini onaylayan sözleri davanın sanıklarını şoke etti. Özellikle savunmasını belgelerin gerçek olmadığı tezi üzerine kuran 1. Ordu eski Komutanı OrgeneralÇetin Doğanzor durumda kaldı.
TEDBİR KARARI İSTEDİ
Doğan’ın avukatı Hüseyin Ersöz, dün İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada söz alarak ses kaydının yayımlanmasının engellenmesi için tedbir alınmasını istedi. Ersöz, “Vicdanım sızlayarak, içim kan ağlayarak dinledim. Ses kaydında geçen Balyoz belgeleriyle ilgili değerlendirmelerin mahkemenin huzurunda açıklanması gerekir. Gerçekten Koşaner, Balyoz belgelerinin 1. Ordu’dan çıktığını mı düşünüyor?” ifadelerini kullandı. Ses kaydının ardından yargısız infazla karşı karşıya olduklarını ileri süren Ersöz, şöyle konuştu: “Ses bandındaki husus açık ve nettir. Kendisi 1. Ordu’dan çalınmıştır değerlendirmesi yapmaktadır. Ancak bunun aksi yayınlar yapılıyor. Mahkeme ve kamuoyu yanıltılmak isteniyor. Gerçeğin üstü kara toprakla örtülmek istenmektedir.”
CHP’den Balyoz sanıklarına destek
Milletvekili seçilen Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ı gerekçe göstererek Ergenekon davasını hedef alan CHP’lilerin ilgi alanına Balyoz Darbesi sanıkları da girdi. CHP’li Süheyl Batum ve Umut Oran, darbe davasının 43’üncü duruşmasını izleyerek sanıklara destek verdi. Desteğin Koşaner’in itiraflarıyla darbe delillerinin gerçekliği bir kez daha teyit edilmesinin ardından gerçekleşmesi dikkat çekti.
‘TAMAM NOTU ALDIM’
Oran ve Batum sanık yakınlarıyla uzun süre sohbet etti. Sanık yakınlarının özellikle Batum’a yoğun ilgi göstermesi dikkat çekti. Batum ile Oran, duruşma başlamadan önce tutuklu sanık bölümüne giderek bazı sanıklar ile tokalaşıp selamlaştı. Bazı sanıkların, yargılama sürecine ilişkin sorunlarını anlattıkları gözlendi. Batum, bu taleplere “Tamam onu not aldım” karşılığını verdi. Batum ve Oran, duruşmayı sanık avukatlarının bulunduğu bölümde izledi.
Hukukçular Derneği’nden suç duyurusu
Hukukçular Derneği üyeleri, Genelkurmay eski Başkanı Işık Koşaner’e ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarından dolayı Koşaner’in ifadesinin alınması için savcılığa başvurdu. Derneğin Başkan Yardımcısı Mehmet Sarı, Dağlıca, Aktütün, Hantepe ve Gediktepe’deki terörist saldırıların Heronlar tarafından görüntülenmesine rağmen uzun süre yardım edilmediğini belirtti. Bu saldırılarda 46 askerin şehit düştüğünü vurgulayan Sarı, olayda ihmal veya kastı bulunanlar hakkında gerekli cezai işlemlerin yapılması için şehit ailelerinin vekilleri sıfatıyla suç duyurusunda bulunduklarını kaydetti.
Genç Siviller’den zor sorular
Genç Siviller, ses kayıtları hakkında inceleme başlatılarak sorumluların cezalandırılmasını istedi. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne gelen gençler, şikayet dilekçesini savcılığa verdi. Dilekçede şu sorular yöneltildi:
– Hantepe’deki ihmal için soruşturma başlatıldı mı?
– ‘Polisle, itle, MİT’le yakın temasta olun’ sözündeki ‘it’ten kastedilen kim?
– Koşaner’in ‘Bir erimizi kendimiz vurduk’ dediği er kim? Ölüm sebebi ailesine nasıl açıklandı? Soruşturma açıldı mı?
Balyoz’da yeni tutuklama
Balyoz soruşturmasında tutuklamalar sürüyor. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne çıkarılan iki albay ve casusluk davasının tutuklu sanığı emekli Yarbay Seyfettin Alevcan, Özel Yetkili Savcı Hüseyin Ayar tarafından sorgulandıktan sonra tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. 12. Ağır Ceza, bir albayı tutuklarken emekli iki askeri serbest bıraktı.
Baskı sonuç verdi ombudsman sınırlandı
Genelkurmay, Işık Koşaner’in endişe ettiği ‘Ombudsman’ kurumuyla ilgili girişimlerinde başarılı oldu. Ombudsman’ın TSK’nın faaliyetlerini denetlemesine sınırlama getirildi. Koşaner, komutanları şöyle uyarmıştı: “Bir de bu kamu denetçiliği ombudsman denen sistem yakın zamanda şeye girecek. Bu da her türlü idari şikayette ombudsman denen adam bize de gelecek hesap soracak.”
TSK KAPSAM İÇİNDEYDİ
Kamu Denetçiliği Kurumu kurulmasını öngören kanun tasarısı geçen dönem Anayasa Komisyonu’nda görüşülmüştü. 2005’te hazırlanan tasarının ilk şeklinde TSK’nın askeri nitelikteki faaliyetleri Ombudsman’ın görev alanı dışında tutulmuştu. Kamu Denetçiliği Kurumu’nun 2010’da Meclis’e yeniden gönderilen şeklinde sadece Cumhurbaşkanı’nın tek başına yaptığı işlemler ile yasama ve yargı faaliyetleri kapsam dışında bırakıldı. Hükümet tarafından Meclis’e gönderilen tasarıdan Anayasa Komisyonu’nda geri adım atıldı. Ombudsman’ın görev alanından TSK’nın ‘sadece askeri nitelikteki faaliyetleri’ kapsam dışına çıkartıldı.
YENİ TASARIDA YER ALACAK
Kamu Denetçiliği Kurumu kurulmasına ilişkin kanun tasarısı 12 Haziran seçimleri dolayısıyla kadük oldu. Bakanlar Kurulu’nun bu tasarıyı yeniden hazırlayarak Meclis’e göndermesi bekleniyor. Tasarı Meclis’e yeniden gönderilirken TSK’nın bütün faaliyetlerinin kapsama alınması bekleniyor.
OYAK için gece yarısına kadar kulis
Genelkurmay eski Başkanı Işık Koşaner’in internete düşen ses kaydında OYAK’a ayrıcalık sağlanması için mücadele ettiklerine ilişkin sözleri dikkat çekti. Genelkurmay’ın bu çerçevede Meclis’te düzenleme yapılması için hükümete ve AK Parti’ye baskı yaptığı belirtiliyor. Genelkurmay’ın taleplerine rağmen AK Parti, OYAK’a ayrıcalık tanınmasına direndi.
KANUNU DEĞİŞTİRMEK İSTEDİLER
OYAK’ın, kamunun kaynaklarını kullanmasına rağmen Kamu İhale Kanunu kapsamında olması eleştiriliyordu. Kamu İhale Kurumu, OYAK’ın da Kamu İhale Mevzuatı kapsamında olduğuna karar verdi. Bu kararın iptali için OYAK tarafından Danıştay’da dava açıldı.DanıştayKamu İhale Kurumu’nun kararını yerinde buldu. Bunun üzerine OYAK’a ayrıcalık sağlanmasına yönelik yasal düzenleme yapılması için girişimde bulunuldu.
Genelkurmay’ın bu düzenlemeyi iki defa Meclis’e getirmek istediği ortaya çıktı. İlker Başbuğ’un genelkurmay başkanlığı döneminde yapılmak istenen düzenleme kabul edilmedi. Genelkurmay’ın geçen dönem kabul edilen Torba Kanunu’na da bu düzenlemeyi koydurmak istedi. Üst düzey askeri yetkililerin Meclis’te gece yarılarına kadar süren toplantılar yaptığı ifade edildi.
AK Parti Grup Başkan Vekili Nurettin Canikli ile yapılan toplantılarda Genelkurmay yetkilileri OYAK’la ilgili vergi ayrıcalıklarının devam etmesini istedi. AK Parti’nin “OYAK’ın bütün kamusal ayrıcalıklarını kaldırırsak vergi muafiyeti kapsamına alırız” önerisine Genelkurmay’ın yanaşmadığı da öğrenildi.