Bankaların ‘0,49 faiz ile kredi’ gibi tamamen kandırmaca ilanlarının önüne halen geçilemedi. Bankalar açık açık, masrafları gizleyerek çarpıtarak yalan söyleyerek reklamlarını her mecrada hala yayınlayabiliyorlar
Habervaktim Ekonomi Yazarı Hüseyin Deniz, ‘NİNJA’ kredilerin vatandaş için nasıl bir risk taşıdığını anlatırken, çok önemli uyarılarda bulundu:
Ninja’lar artıyor
Star’dan Hüseyin Özay’ın anlattığına göre bankalarımız Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından NİNJA krediler hakkında uyarılmış.. NİNJA tabiri, İngilizce “No Income, No Job, no Asset” kelimelerinin baş harflerinden, geliri, mesleği ve hiç birikimi olmayan kişileri tasvir etmekte kullanılıyor.
Amerika’da bu kişilere verilen mortgage kredileri, faizlerinin de değişken olması yüzünden, geri dönmeyince o malum “mortgage krizi”ni tetiklemişti. Bizde de bu tür kişilere verilen krediler varsa da bunların geri ödenmemesi tek başına bir kriz meydana getirmez.
Odaklanılması gereken şey bu kredilerin sektör için risk oluşturup oluşturmadığı değil aslında. Sektörde belli bazı bankalar, bu tür kişilere yönelik özellikle pazarlama yapıyorlar. Gayrı menkul kredisi kullandırımlarında nasıl olsa krediye aracılık edilen mülk teminat alınıyor, müşteri borcu ödeyemezse gayrı menkulü satarız olur biter basitliğiyle yaklaşmak çok yaygın bankacılar arasında. Banka çalışanlarını buna iten de yöneticileri.
Her sene katlanarak artan satış hedeflerini gelir hedeflerini gerçekleştirmek için yöneticilerin bazen yönlendirmesiyle bazen göz yummasıyla etik dışı işlemler çok yaygın hale geldi bankacılık sektöründe.
Anlı şanlı bankaların şubelerinin gelirlerini daha yüksek gösterip genel müdürlükten ekstra prim alabilmek için açıkça ahlaksız işlemler yaptıklarını sektör çalışanları itiraf ediyorlar. Vadesiz hesabında para olan müşterilerin hesaplarından “yıllık hesap işletim ücreti 3.taksit” vb gibi tamamen uydurma açıklamalarla keyfe keder paralar kesilmesi, aslında 50 lira masrafı olan bir işlem için müşterinin hesabından 100 lira almak gibi şeyler en yaygın yapılan işlerden sadece bir kaçı.
Bankacılık Düzenlenme ve Denetleme Kurumu iyi niyetle çalışan bir kurum.
Ancak önceliğini vatandaşı bankalara karşı korumak üzerine kurmamış, yetersiz kadrosuyla bankaları epey geriden takip etmeye çalışan hantal bir yapı.
Hala bankaların “0,49 faiz ile kredi” gibi tamamen kandırmaca ilanlarının önüne geçmedi, geçemedi mesela.
Bankalar açık açık, masrafları gizleyerek çarpıtarak yalan söyleyerek reklamlarını her mecrada hala yayınlayabiliyorlar.
Dolayısıyla tüketicinin şunu anlaması gerekiyor, bankalara karşı onu koruyan bir yapı yok.
Bankalarla çalışan kişiler sektör hakkında bilgi sahibi olacak, hakkına parasına sahip çıkacak. Yoksa banka yöneticilerinin kişisel ihtirasları uğruna, çalışanlara hedef baskısı yüzünden yüz liralık maaşı olana bin liralık kredi kartı da verilir, geliri olmayana gayrı menkul kredisi de verilir. İş işten geçtikten sonra bankaları uyarmanın bir anlamı da kalmaz