Zeliha Tasti – Yokluğun 5.günü, direncimi yitiriyorum yavaş yavaş.

 

Yokluğun 5.günü, direncimi yitiriyorum yavaş yavaş.

 

Yanlızlığın koynunda peydah olmuş bir çocuk gibi ağlıyorsun durmadan. Susturamıyorum seni… cahil bir anne gibi anlamıyorum dilinden, bakamıyorum sana… bırakamıyorumda… garip…

Bazen uyuyorsun gece nöbetlerine inat ,uyuyuşundaki güzelliğin yakamozlarla raks ediyor adeta…

Bazen de durmadan bağırıyorsun, ne istediğini bilmeden…

Diyorum ya! Anlamıyorum dilinden.

Zaman geçiyor yürümeye başlıyorsun, nereye gittiğini bilmeden, peşinden koşuyorum nedenini bilmeden… bir duygu gibi, bir dürtü gibi bir an gibi…

Zamanla konuşmaya başlıyorsun, dilinden herşey dökülüyor ama bir benim adıma dair harfler dökülmüyor…

Hastalanıyorsun sonra, saatlerce nöbet tutuyorum başında. Sayıklıyorsun… bilmediğim isimleri.. teker teker …bir benim ismim ses tonunla sevişemiyor gecenin kör karanlığında…

Düşüyorsun , dizlerin kanıyor, umarsızca koşup yaralarını sarmaya çalışıyorum, kendi yaralarımı unutup… görmüyorsun beni, hissedemiyorsun…

Çabalıyorum ellerimden kayıp gitme diye…

Sonra kayboluyorsun ıssız sokaklarda… bulamıyorum seni, arıyorum günlerce…

Eşgali olmayan cesetlere soruyorum seni, kayıp haberlerinde dolanıp duruyorum!

Mağdurluğun gölgesinde bir iz arıyorum yokluğuna dair…

Ve… tükeniyorum, ölümün ciğerlerimi yakan is kokusunda! Son nefesimle yalvarıyorum seni alan sokaklara; ‘’DÖN’’

Post Author: ZelihaTasti

5 thoughts on “Zeliha Tasti – Yokluğun 5.günü, direncimi yitiriyorum yavaş yavaş.

    zeliha tasti

    (October 24, 2011 - 2:22 pm)

    zeliha hanım kimsiniz bilmiyorum ama okurlarımla bu tarzda benım adımı kullanarak boyle yazısamazsınız ben hıcbır okurumun yorumunun ustune yorum yapmam ama benı kesınlıkle yorum yapmaya zorladınız herkezden özür dilerim herkezin yorumlarına herzaman tesekkur ederim ıcerık ne olursa olsun…

    zeliha

    (October 24, 2011 - 11:27 am)

    sevgili buket hanım siz haksızsını demedim siz sordunuz ben söyledim siz yakındınız ben yardımcı olmaya çalıştım siz büyüyün dediniz ben saygılar dedim ve siz rabbimle arama girmeye calıstınız orasını ben bilirim dedim ve eğer tarif edeceginiz yerde edebiyat ateşi varsa seve seve gider pişerim her ateşte aşık olucaksam aşık olduğum için dışlanıcaksam her satırda yanıcaksam koşa koşa giderim…

    buket

    (October 24, 2011 - 10:46 am)

    okur, her zaman için haklıdır zeliha hanım, yazarsa her zaman okurun endişe ve yargılarını dikkate almakla mükelleftir.Biz okuyacağız ki siz hem kişisel, hem de yazarlık noktasında yetişe ve pişesiniz.
    sanırım bu işlerde henüz çok yenisiniz.En yakın fırını size tarif etsem..tariften anlar mısınız acaba?

    zeliha

    (October 24, 2011 - 9:24 am)

    merhaba buket hanım eğer sizi rahatsız eden bir şey varsa adımı gördüğünüz linke tıklamamanız size daha iyi gelecektir. bunun büyüklükle yada küçüklükle alakası yok edebiyatta herkezin tarzı farklıdır benim tarzımda bu bir bekleyiş veya arayış içerisinde değilim kudretli kalem e şükürlerimi de sunuyorum siz orasını bana bırakın. ben yorum yazarı değilim tekrardan söylüyorum tarzım bu. bir bass gitar çalan sanatçıya neden saz çalmıyorsunuz demek ukalaca olur bence saygılarımla…

    buket

    (October 24, 2011 - 6:53 am)

    zeliha hanım, bazen sizi okurken başım dönüyor, yokluğundan yakındığınız,ama bir anda bir sokakta gözlerini bulduğunuz, hem ağlayan hem ağlatan hem var hem yok olan, hem kavuşup hem hep ayrı olduğunuz malum şahsı ya da şahısları görüyorum bazen evimin köşe başında.Sizin karmaşık dünyanız buralara kadar sıçrıyor bazen.
    zeliha hanım, arayış ve çırpınışlarınız o kadar karamsar ki korkarım bulduğunuzda o aradığınız kişi arayanın artık eski siz olmadığını fark edip yine terk edecek sizi.
    Sitem acı yemek gibidir, kimse ağzına sürmek istemez..Lütfen, sabır gibi, sevecenlik gibi, özveri gibi, hayallerde yaşatmak gibi erdemlere de sığının biraz..En önemlisi o kaderi yazan Kudretli Kalem’e sığınmayı öğrenin.Biraz büyüyün yani..

Leave a Reply