ZAMAN ASIMI
Bir cok proje, yatirim vardir devamlilik bakim ve gelistirme sorunlari nedeni ile hayata gecmez veya hayatta kalamaz. Benzer sekilde ikili iliskilerdeki sevgi de bu sekilde, maddi ve manevi desteklenmez ise eskisi gibi kalmaz, yipranir ve kopar. Zamani nasil yaratmis ise Allah, her seyi oldugu sekli ile birakmiyor. Bir emek, bir bakim donemleri var herseyin kacirilmamasi gereken.
Cogumuzun arabasi var veya bir vakit oldu. Bakimli arac her halinden kendisini gosterir. Boya, kuf, ses, durus vs. Sahsi bakimina onem vermis yaslilar genc gosteriyor ama daha onemlisi kisinin kendi ruh dunyasi ve cevresindekiler ile iliskilerinin bakimini yer ve zamaninda yapmasi.
Turk aile yapisinda gozlemledigim, cocukluk donemindeki tutkunluk, yaslar ilerleyince yerini bazi arizalara devrediyor. Hele miras meselesi var ki o konuya girmeye gerek yok zaten. Peki neden? Araya menfaat girdigi icin deyip gecebiliriz ama bu da cozulemez degil. Baba ve annesi hayatta olmadigi icin artik memleketlerine gitmeyen aile sayisi hic de az degil. Amca, hala, dayi ve teyze akrabalik olarak az bir sey degil.
Sorunu ben iki sekilde degerlendiriyorum. Birincisi yeri ve zamaninda samimiyet cimento veya demirini yeterli koymuyoruz veya catlamamasi icin betonu sulamiyoruz. Yani hatirini sormak icin haftada bir aramiyorsak, hayatindaki bircok iyi veya kotu olayda onu yalniz birakiyoruz demektir. Bir digeri iliskilerimiz “iyi isen veya iyi iken, iyi olmak” kalibinda. Problem oldugunda nasil hareket edilecegi muglak. Dolayisiyla hak mahrumiyetlerine cok acik. Evinin onune ‘lutfen park etmeyin’ tabelasi koymadan birinin arabasini park etmesinden de rahatsiz olmak gibi birsey. Hoslanmadiginiz sey nedir? Karsi taraf ancak sorun zamaninda bilebilir. Asil sorun ise, siz ona ‘arabani buraya koyma’ nasil diyeceginiz. Iste bunu deseniz bir, demeseniz diger bir sikinti. Yani acikca benim bir hatam varsa seni rahatsiz eden bunu nasil bana aktarirsa hosuna gidecegi veya uygun olacagi bir sekilde belirtilmeli.
Evet, gerilere gidelim ve ilkokul ortaokul sonra lise arkadaslarinizdan kaci ile ne kadar samimi idiniz, yediginiz ve ictiginiz ayri degildi. Simdi nasil, neden? Bazilarindan hic haber alamamakta kimileri ile ise yerini, telefonunu bilsek bile arayacak takat kalmamis eski samimiyetin.
Kabul etmeliyiz ki yas ilerledikce tanidigimiz insan sayisi artiyor ama samimi olduklarimizin sayisi ise o kadar da artmiyor cunku birileri ile yeni samimiyetleri kurar ve saglamlastirirken eskilerini de hatiralarda birakacak sekilde uzaklasiyoruz. Ne kadar zaman harcadigimiz ve birlikte ne kadar degerli anlari paylastigimiz ve hic de kolay elde edildi diyemeyecegimiz samimiyetleri yok etmek iyi bir tuccar isine benzemiyor.
Ihtiyaclar, imkanlari dogurur, imkanlar kullanilirsa samimiyetler kalici olabilir. Posta parali ve zaman alici ise e-posta var. Yanina gitmek zor ve masrafli ise goruntulu gorusme imkani var. Ihtiyaci olanlar icin hazirda reserve edilmis 1000TL miz olsa, o parayi sadece ihtiyaci olanlara borc olarak versek ve su an inan ki verecek durumumuz yok diyerek arayan ihtiyac sahiplerinin kalplerini incitmesek, o kadar cok sey degisir ki hayatimizda. Iliskilerini korumakta basarili insanlarin deneyimlerinden de faydalanilabilir. Bunlar sadece birkac oneri aklima gelenler…
Zaman kavramindan cikip gelecekteki ummetine samimiyetini “ummeti, ummeti” diye seslenebilenlerin hayatinda o kadar guzel ornekler var ki: birakin sut annesinin ailesini hatirlamayi, bir kac gun sut verme serefine mazhar olan gayr-i muslim amcasinin cariyesine bile hayati boyunca ikramlarda bulunmus. Vefanin zirvesini bulmak ve gormek icin adresi bulabildik heralde degil mi?
Huseyin Guruler, 03/11/2011
2 thoughts on “Huseyin Guruler – ZAMAN ASIMI”
Tansel
(November 6, 2011 - 5:10 am)Tebrik ederim, cok ince duygular ayrica akici. Sizin gibi ince dusunenler olmasa kabalar ayirt edilmezdi. 🙂
veysel
(November 4, 2011 - 12:35 pm)Bazen zaman herseyin ilacı, bazense bir bitişin başlangıcı. Bazen kinlerin dinmesine, bazense öfkenin büyümesine sebebiyet verebiliyor. Sizinde dediginiz gibi sanırım bu zamandaki kinler,küslükler,ayrılmalar,ahlar,beddualar hiç bir asırda bu kadar zirve yapmamıştı. Demekki asrımızdaki münafıklık asrımızdaki mataryalistlik hiç bir asırda yaşanmadı. Eger biz evlatlarımıza ciddi yatırım yapıp onları hayırlı bir evlat olarak yetiştirebilirsek belki ashab zamanındaki hakkaniyete yaklaşabiliriz,aksi takdirde bulundugumuz durumdan daha iyi olamayız