Seyfülislam Kaddafi’yi yakalayan Libyalı askerlerden Ahmed Amir, serinkanlı ve cesur görüntüsüyle dikkat çeken Seyfülislam’ın kendilerine, “Ya beni başımdan vurun ya da Zintan’a götürün” dediğini belirtti.
Zintan’daki askeri birliğin yöneticisinin Guardian gazetesine verdiği röportaja göre, Nijer’e kaçmayı denerken yakalanan Seyfülislam Kaddafi, Libyalı askerlere kendisini “Abdülselim isimli bir deve çobanı” olarak tanıttı.
Seyfülislam Kaddafi’yi ülkenin güneyindeki Sebha bölgesinde yakalayan Libyalı askerler Ahmed Amir ve Acmelati El Atar, Seyfülislam Kaddafi’yi nasıl ele geçirdiklerini ve yakalandığı sırada neler olduğunu anlattı.
“YA ZİNTAN’A GÖTÜRÜN YA DA VURUN”
Amir, Seyfülislam’ın deve çobanı kıyafeti giydiğini ve yüzünün kumla kaplı olduğunu ama buna rağmen onu hemen tanıdıklarını söyledi.
Seyfülislam ve yanındaki beş adamın hafif silahlar bulundurduğunu bildiren Amir, “Onları şaşırtmıştık. Karşı koyabilecek zamanları olmadı” dedi ve sözlerini sürdürdü:
“İlk önce üstlerine ateş edeceğimizi sanarak korktular. Ancak belirtmem gerekir ki Seyfülislam bizi serinkanlılığı ve cesaretiyle şaşırttı. Aslında korkmamıştı.”
Seyfülislam’ın kendilerine “Ya beni başımdan vurun ya da Zintan’a götürün” dediğini ifade eden Amir, “Bizim görevimiz burada bitiyor. Şu an Zintan’da tutuklu. Kaderine karar vermek için yeni hükümetin kurulmasını beklemek zorundayız” dedi.
Seyfülislam Kaddafi’nin üç parmağının kopmuş ve sargı içinde olduğunu anlatan Amir, “Herkes bunu bizim yaptığımızı sanıyor, ama bu doğru değil. Kendisi, bize bunun NATO hava saldırısı sırasında meydana geldiğini söyledi” şeklinde konuştu.
Seyfülislam salı akşamı Zintan Havaalanı’na transfer edilerek, burada şehir merkezine yakın bir villaya yerleştirildi. Medya mensuplarının eve yaklaşması yasaklandı.
“ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ’NDE YARGILANSIN”
Seyfülislam’ın yakalanmasından kısa bir süre sonra dünyanın farklı yerlerinden, tutuklunun Uluslararası Ceza Mahkemesi’nce yargılanması için çağrılar geldi.
Oğul Kaddafi’nin yakalanması, Haziran ayından itibaren uluslararası boyut kazanmış, Interpol onu kırmızı bültenle aramaya başlamıştı.
Olayın daha önceden uluslararası boyut kazanmış olmasını öne süren, Mutassım ve Muammer Kaddafi’nin başına gelenlerin tekrarlanmasından endişe eden ABD, Fransa ve İngiltere, Seyfülislam’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yargılanması gerektiğini belirtti.
Libya Ulusal Geçiş Konseyi (UGK) bu çağrıları net bir dille reddetmese de “işbirliğine hazırız” açıklamasının yanı sıra, Seyfülislam’ın kendi ülkesinde yargılanmasını istediklerini açıkça ifade ediyor.
UGK, Seyfülislam Kaddafi’nin sadece son suçları için değil, geçmişte yaptıkları için de yargılanması gerektiği fikrini savunuyor. Ayrıca, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin idam cezası veremeyeceği biliniyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde bu dava ile ilgilenen vekilin önümüzdeki hafta Libya’ya gidip temaslarda bulunması bekleniyor.
