Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, daha önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün veto ettiği şike yasasıyla Köşk’ten yana tavır almıştı. Ardından, ‘Bu yasa tekrar TBMM Genel Kurulu’na getirilemez’ demişti.
Tüm bu tartışmaların ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bugün şike yasasını onayladı.
Cnntürk’te canlı yayınına katılan Arınç, şike yasasıyla ilgili çekincelerinin halen devam ettiğini belirterek ‘Bu konuda tek bir hata yaptım; o da milletvekillerinin bu yasa tasarısını tekrar TBMM Genel Kurulu’na getirmeye cesaret edemeyeceği yönündeki sözlerimdir’ dedi.
KENDİMİ AFFETMİYORUM BU KONUDA
İşte Arınç’ın o sözleri:
Tasarı olarak Bakanlar Kurulu’nda görüşülseydi ben düşüncemi ifade ederdim. Çoğunluk ne derse ona da uyardım. Grup Başkanvekili imza atmışsa Başbakan’ı ve grubu temsilen imza atmış demektir. AK Partili vekiller Grup Başkanvekilinin imzasına sadık kalırlar. Fikirlerini söylerler ama grup kararına uyarlar. Tek bir yanlışım var. O da büyük bir yanlış. Kendimi affedemiyorum o konuda. Benim bu kanunu bir daha getirmeye cesaret edemezler lafım affedilemez bir hata..
SANDIM Kİ VEKİLLER BİR DAHA BUNUN KAPAĞINI AÇMAZ
Ben cumhurbaşkanının geri gönderme gerekçesini sevinçle karşıladım. Sandım ki vekiller de ‘bunun kapağını bir daha açmayalım’ derler diye düşündüm. Benim şunu bilmem gerekirdi ki her sebeple bir yasama düzenlemesi yapılabilir. Yasama yetkisini kullanırken Meclis bunu dengeleyecek. Benim sevinçle ‘Bir daha Meclis’ten geçmez’ dememeliydim. Neler gördüm, bu Meclis’ten bir daha gelir ve geçeri aklıma getirseydim de o cümleyi kullanmasaydım. O süreçte Başbakan’la bu konuyu hiç konuşmadım.
31 Mart 2011 tarihinde tutanakları aldım, getirdim, çok ilginç konuşmalar da var. Orada bu kanun görüşülüyor. Genelde bütün siyasi partiler de sahip çıkıyor. Bir tek CHP adına Tayfun İçli’nin eleştirileri var. MHP olsun AK Parti olsun olumlu görüş ifade ediyor. Hele bir CHP’li arkadaşın neredeyse gözleri yaşarıyor, kutluyorum diyor. Sonuçta herkesin alkışladığı bir kanun çıkıyor.
YASADA AĞIR HÜKÜMLER VAR AMA
Doğrusu ben çok farkında değilim. RTÜK ile ilgili olsa A’dan Z’ye bilirim. Sadece kaba taslak sporda şiddeti önlemeye yönelik bir kanun çıkarıldı. Ağır hükümler içeriyor, bunu da yapmak gerekir şiddeti önlemek için. Tutanaklarda bunlar yazıyor.
Ama uygulamalar sırasında birilerinin gözleri faltaşı gibi açılmış olabilir. Birileri içeri alındı, yüz yılı aşan cezalar konuşuldu.
Bu kanun çıktı ama uygulanmadı. Kişilerle ilgili olarak söylemiyorum. Gözaltı ve tutuklamalar oldu vs. İlk konuşan benim. Hiç aklımda yokken bir gazeteci soruyor. Kanunun değiştirilmesi düşünülüyor ne diyorsunuz?
BAŞBAKAN DA YENİ ÇIKAN KANUNUN DEĞİŞMESİNE TEPKİ GÖSTERDİ
Ben de “uygun bulmam” diyorum. Başbakan da “Bu kanun yeni çıktı, değiştirilmesi nereden çıktı” diyor. Yine daha sonra soruyorlar “Yeni çıkan bir kanunun değiştirlemesini etik bulmam, oyuncak mı” diye cevap veriyorum.
Cumhurbaşkanı’nın veto etmesinden sonra da vetoyu olumlu buluyorum, Meclis’e de tekrar geleceğini beklemiyorum diyorum.
Ben sıfatlarım itibariyle bir milletvekiliyim, aynı zamanda da hükümetin üyesiyim.
CUMHURBAŞKANIMIZIN TEPKİSİ ORANTISIZLIĞA
Burada bir ifrat bir de tefrit var. İki kanun mukayese edilecek olursa birisi çok yukarılarda, kimse farkında değil alkışlarla kabul edilmiş, sonra bu fazla oldu diye farkına varmışlar, bu sefer de en düşüğüyle teklif geldi. Sayın Cumhurbaşkanımızın tepkisi ise orantısızlık.
Diyor ki Cumhurbaşkanımız caydırıcılık yok bu kanunda yeniden gözden geçirin. Ancak siyasi karar bunu aynen iadesi şeklinde oldu.
Şimdi ben düşüncelerim itibariyle baştan bu yana hala endişe ve düşüncelerimi muhafaza ediyorum.
Madem o zaman alkışlarla kabul edilen kanun şimdi tukaka ediliyorsa, şimdi caydırıcılık unsurunu dikkate almamız lazım.
Ben düşüncelerimi ifade ederim. Ancak partimin bundan zarar görmesini istemem. Çünkü partimin gücü önemlidir. Bazen gizli söylerim, bazen açık söylerim. Her partide bu vardır.
Bu konuşmalar yapılırken partimizin ve hükümetimizin gücüne hiçbir etkisi olmamalı.
BİZ BİRBİRİMİZİ YENİ TANIMADIK 30 YILDIR TANIYORUZ
Biz birbirimizi bugün tanımadık. 30 yıldır birbirimizi tanıyoruz. Birbirimize güvenimiz sonsuzdur.
Ben sözlerimden dolayı bir yanlışlık yaptıysam bunun neticesine katlanırım.
Ama partime zarar verecek Genel Başkanıma Başbakanıma zarar verecek hiçbir söz söylemedim. Söylediysem de düzeltmesini bilmişimdir.
Bakanlar birbirleri adına oy kullanabiliyor. Ama benim yerime arkadaşlarım oy kullanmamış. Ona teşekkür ediyorum.