Trabzon Gülbaharhatun Polis Karakolu’nda bir polis memurunun, kendisine “esas duruşunu göster” diye çıkışan amiriyle kavga ettikten sonra silahını çekmesi heyecanlı dakikalar yaşanmasına neden oldu. Karakoldaki güvenlik kameralarına yansıyan anlarda polis memurunu arkadaşları üzerine atlayarak engelledi.
AMİRİNİN UYARISINA SİNİRLENDİ
Olay bir süre önce Gülbaharhatun Polis Karakolu’nda meydana geldi. İddialara göre, Karakol Amiri Mustafa Bulut’la, bir gece önceden nöbet saatleri konusunda gerginlik yaşadığı polis memuru Hasan Öztürk arasında ‘esas duruş’ kavgası çıktı.
Odasına çağırdığı polis memuru Hasan Öztürk’ün ellerinin yan tarafa doğru açık olması üzerine, “esas duruşa geç, esas duruşunu göster” diye çıkışan karakol amiri Mustafa Bulut, tepkiyle karşılaştı. Amirinin bu uyarısına sinirlenen polis memuru Hasan Öksüz ile Mustafa Bulut arasında tartışma başladı ve ikili birbirinin üzerine yürüyerek darp etti. Sakinleştirilerek odadan çıkarılan karakol amiri Mustafa Bulut, yeniden odaya döndü ancak polis memurları tarafından yine çıkarılarak yan taraftaki diğer odaya götürüldü.
KAMERALAR KAVGAYI KAYDETTİ
Bu sırada polis memuru Hasan Öksüz’ün silahını çekmesi karakolda heyecanlı anlar yaşanmasına neden oldu. Arkadaşlarının silahını çektiğini gören bazı polisler kaçarken, bir polis elinde silahla koridora çıkan Hasan Öksüz’ü belinden tutarak engellemeye çalıştı. Olayın ilk şokunu üzerinden atan diğer polislerin de müdahalesiyle Hasan Öksüz sakinleştirilerek bir odaya sokuldu. Karakolda yaşanan heyecanlı dakikalar güvenlik kameraları tarafından da saniye saniye görüntülendi
BİRBİRLERİNDEN ŞİKAYETÇİ OLDULAR
Kavga sırasında burnuna aldığı darbe ile yaralanan polis memuru Hasan Öksüz, Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak amiri Mustafa Bulut’tan şikayetçi oldu. Mustafa Bulut da kendisine hakaret ve tehdit ettiği gerekçesiyle Hasan Öksüz’ü savcılığa şikayet etti.
Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava sonucunda, Karakol amiri Mustafa Bulut ile polis memuru Hasan Öksüz birbirlerine hakaret ettikleri gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu’nun 125/1 maddesi gereğince bin 800’er lira para cezasına çarptırıldı.
