TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in “sivil toplum kuruluşları”nın da yeni Anayasa hazırlık çalışmalarına katılması istemi doğrultusunda Cem Vakfı, Alevi Vakıfları Federasyonu, Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı, Alevi Bektaşi-Mevlevi-Nusayri-Dede ve Babaların isteklerini temsilen oluşturulan öneriler, Prof. Dr. İzzettin Doğan tarafından kaleme alınan bir mektupla TBMM’ye gönderildi.
Cem Vakfı, Alevi Vakıfları Federasyonu, Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı, Alevi Bektaşi-Mevlevi-Nusayri-Dede ve Babaları yeni Anayasa’ya ilişkin görüşlerini, Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın kaleme aldığı bir mektupla TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e iletti.
Cem Vakfı’ndan yapılan açıklamada, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, sivil toplum kuruluşlarının da yeni Anayasa hazırlık çalışmalarına katılması isteği doğrultusunda; Alevi İslam düşüncesini benimseyen yurttaşların, Din ve Vicdan Özgürlüğü’nün (İnanç Özgürlüğü) yeni anayasada ne şekilde yer alması gerektiğine ilişkin düşüncelerini belirledikleri bildirildi.
Bu doğrultuda Cem Vakfı, Alevi Vakıfları Federasyonu, Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı, Alevi Bektaşi-Mevlevi-Nusayri-Dede ve Babaların isteklerini temsilen, Prof. Dr. İzzettin Doğan tarafından kaleme alınan bir mektup TBMM Başkanı ve Yeni Anayasa Hazırlık Çalışmaları Komisyonu Başkanı Cemil Çiçek’e gönderildi. Mektuptaki görüşler kamuoyuna da açıklandı.
-DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ ANA ÇİZGİLERLE DÜZENLENMELİ-
Prof.Dr. İzzettin Doğan “CEM Vakfı, Alevi Vakıfları Federasyonu Onursal Başkanlığı ve Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı” olarak; hazırlanacak yeni Anayasa da tüm özgürlüklerin “ana”sı olarak kabul edilen “Din ve Vicdan Özgürlüğü” ya da “İnanç özgürlüğünün” ana çizgileriyle düzenlenmesinin uygun olacağı kanısında olduklarını bildirdi. Alevilerin önerileri beş maddede şöyle sayıldı:
“1-Yeni Anayasanın başlangıç kısmında devletin üzerine bina edildiği dört nitelikten Demokratik, Laik, Sosyal bir Hukuk Devleti olduğu vurgulanmalı ve ‘Laik’ kelimesi hemen başlangıç kısmında açık ve berrak bir şekilde ‘Devletin tüm inançlar karşısında tarafsız davrandığı ve inançlar arasında ayrım yapmadan eşit hak ve borçlara sahip kılındıkları’ ifade edilmelidir.
2-Din ve vicdan özgürlüğüne ayrıca bir madde tahsis edilerek Devletin tüm kurumları ve organlarının başlangıçta tanımlanan ‘Laik’lik tanımına uygun olarak yeniden yapılanacakları belirtilmelidir.
3-Yeni yapılanmada din ve vicdan özgürlüğünün kişisel ve kamusal örgütlenmesi evrensel insan haklan özellikle Avrupa İnsan Haklan Temel Haklar ve Özgürlükler Antlaşması’nın hüküm ve içtihatlarının ruhuna uygun olarak düzenleneceği vurgusu yapılmalıdır.
4-Genel olarak tüm hak ve özgürlüklerin Avrupa İnsan Haklan Temel Özgürlükler Antlaşması’yla bağlantısı ve hukuk hiyerarşisi içindeki yeri açıkça belirtilmedir.
5-Mahkemelerce bu esaslara aykırı hiçbir yorumun yapılamayacağı açık bir hüküm olarak yer almalıdır.”
-MÜEYYİDE GEREKLİ-
Prof. Dr. İzzettin Doğan, mektubunda Din ve Vicdan özgürlüğünün yeni anayasada en özet şekilde yer almasını isterken şu vurgulamayı yaptı:
“Özgürlüklerin ve temel haklarının Anayasada yer alması yetmiyor. Onların ihlali yahut ereğinin yapılmamasının ihmali mutlaka ihlal yahut ihmal eden kişi ya da Kurumlar için esaslı bir müeyyideye bağlanmalıdır. Ve böyle bir düzenleme olmaksızın Anayasanın bağlayıcılığı ve hukuk hiyerarşisinde yeri hiçbir zaman inandırıcı olmayacaktır.”
Anka
|