Kemal Bey’in, bir telaşla partisine bir oyun tezgahlanmasından söz etmesi farklı yorumlara neden oldu. Kılıçdaroğlu önlem almaya mı çalışıyor
Yeni Şafak’tan Abdülkadir Selvi, ‘CHP’de yine kaset sorunu’ yazısında Ankara kulislerinde yeni bir kaset olayından söz edildiğini yazdı. İki söylentinin olduğunu ifade eden Selvi, iddiaları şöyle sıraladı:
1- İki CHP’liye ait olduğu söylenen ve Alman istihbaratı tarafından çekilen görüntü.
2- CHP’de bir yöneticiye ait olduğu iddia edilen bir kaset.
İşte Selvi’nin dikkat çeken CHP analizi:
CHP’nin gündemini bir kez daha kaset belirliyor. Burada Baykal’a ait olduğu iddia edilen kasetle ilgili soruşturmanın, örgüt kapsamına alınmasından söz etmiyorum.
Baykal kasetiyle ilgili gelişme, elbette ki, süreci baştanbaşa etkileyecek çapta bir olay.
Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye yönelik tezgah kurulacağından söz edecek kadar paniklemesine neden olan bir durum.
Ama benim aktarmak istediğim farklı bir şey.
Kemal Bey’in, bir telaşla partisine bir oyun tezgahlanmasından söz etmesi farklı yorumlara neden oldu.
Bunun başında da, Kılıçdaroğlu ön almaya mı çalışıyor şeklindeki değerlendirmeler geliyor.
Kılıçdaroğlu neyin önünü almak istiyor?
Hatırlarsanız Baykal kasetinden önce CHP’de başka bir kaset olayı gündeme gelmişti.
Dönemin güçlü ismi CHP Genel Sekreteri Önder Sav’a bir parti yöneticisinin kaset şantajı yaptığı iddiasıydı bu.
Ama o daha çok parti içi iktidarı elde etmeye yönelik bir mücadeleydi.
Baykal’ın kaset darbesiyle tasfiye edilmesinden sonra, İklim Bayraktar olayı gündeme geldi.
O sırada Kılıçdaroğlu Genel Başkan’dı.
“Soyadı gibi kaya gibi adam” dediği Ergenekon tutuklusu Soner Yalçın’a, Halk TV’yi satmak için görüşmeler yapıyordu.
Deniz Baykal taciz iddialarıyla köşeye sıkıştırılıp, hissesi yakınlarının üzerine olan Halk TV’nin elinden alınması için bir operasyon yapılmıştı.
Baykal’ın istifasına neden olan kaset skandalının takipçisi olacağı yönünde CHP kurultayının huzurunda söz veren Kemal Bey, İklim Bayraktar olayında çok kötü bir sınav vermişti.
Baykal kasetinden önce Önder Sav’a kaset şantajı, kasetten sonra ise Baykal’ın İklim Bayraktar’a tacizde bulunduğu iddiaları gündeme getirilmişti.
Lanetli bir ruh gibi kaset olayı yeniden döndü.
Ankara kulislerinde yeni bir kaset olayından söz ediliyor.
Hatta Kemal Kılıçdaroğlu’nun bundan haberi olduktan sonra bir haber kanalında canlı yanına çıkıp, ön almaya çalıştığı konuşuluyor.
Kulislerde iki söylenti dolaşıyor.
1- İki CHP’liye ait olduğu söylenen ve Alman istihbaratı tarafından çekilen görüntü.
2- CHP’de bir yöneticiye ait olduğu iddia edilen bir kaset.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yayınlara çıkıp, partisine tuzak kurulmak istendiği şeklinde açıklamalar yapmasının altında yeni kasetin yattığı ifade ediliyor.
Peki bunlar doğru mu?
Doğru olmamasını dilerim.
Siyasetin kasetler üzerinden tanzim edilmesine hep karşı durdum.
Birilerine kaset tezgahı kuruluyorsa, bu bir planın parçası demektir.
Yoksa kimse kimsenin ilişkisini takip etmez.
Bu bir siyasi mühendislik olayı.
Ama iğrenç bir olay.
Sauna çetesi zihniyetinden bir farkı yok.
Zaten Sauna çetesi çökertilmeseydi, masaj salonlarından tespit edecekleri görüntülerle, AK Parti’den kelle almayı planlıyorlardı.
Kaset açıkla, bakan düşür.
Kaset yayınla, hükümeti tasfiye et.
Bunda başarılı olamadılar.
Ama Sauna çetesinin tespit ettiği görüntüler hala kayıp.
CHP’de ya da MHP’de burada kaset olayına karşı bir duruş sergilenmesi gerekiyor.
Yoksa birileri çıkıp kasetlerle siyaseti tanzim etmeye kalkışırsa, bunun önü alınamaz.
Bir kaset darbesiyle Baykal’ı götürenler kimi getireceklerini hazırlamışlardı.
Öyle ki bundan Kemal Kılıçdaroğlu’nun da haberi yoktu.
Bu yüzden ilk başta çıkıp, aday olmayacağını ilan etti.
CHP 26 Şubat’ta yeni bir kurultaya gidiyor.
Yeni bir kaset iddiası gündemde.
Siyaseti millet tanzim etmeli, elinde kaset tutan çeteler değil.