Ulaştığı bilgileri derleyen Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Uludere olayının yaşandığı gece ve öncesinde nelerin yaşandığını madde madde köşesine taşıdı.
Selvi’ye göre Uludere’de ve Uludere olayı öncesi yaşananlar:
Uludere’nin bilinmeyenleri
Uludere konusunda kararlı tutum sonuç vermeye başladı.
15 gün içinde dava açılması, Uludere’nin 2-3 ay içerisinde büyük ölçüde aydınlatılması bekleniyor.
Dink suikastinde örgütü ortaya çıkaramayan devlet, bunu nasıl başaracak diyebilirsiniz.
Ben sadece Ankara ve Şırnak’taki kararlılığı yansıtmak istedim.
Karar merciindekiler, Uludere aydınlatılmadığı takdirde, derin yapının kendilerine yeni tuzaklar kuracağı bilincindeler. 1993’te de çözüme yaklaşıldığı bir sırada Bingöl’de 33 erimizin şehit edilmesiyle birlikte Türkiye, 90’lı yılların karanlık tuzağına çekilmişti.
Bu tespitlerin ardından Uludere’ye ilişkin ulaştığım bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.
Daha önceden de açıklandığı gibi MİT, 21 Aralık günü Feyman Hüseyin’in eylem yapmak üzere bir grupla içeriye sızacağı bilgisini veriyor.
O tarihten itibaren Heronlar Haftanin kampı ile Ortasu köyü arasında uçarak 10 kilometre karelik bir alan içerisinde Feyman Hüseyin’i kontrol altına alıyorlar. Çünkü 21 Aralık tarihli istihbaratta Ortasu Köyü belirtiliyor.
Telsiz kestirmeleri de bu istihbaratı teyit ediyor.
Reşadiye’den Çukurca’ya kadar yüreğimizi yakan birçok baskında Feyman Hüseyin ismi ön plana çıktığı için, güvenlik birimlerinde, “Büyük balık” psikolojisi oluşuyor.
27 Aralık tarihinde iki kez, olayın meydana geldiği 28 Aralık tarihinde ise bir kez olmak üzere, MİT Feyman Hüseyin istihbaratını teyit ediyor.
21 Aralık ile olayın olduğu gün arasında Feyman Hüseyin’in telsiz kodu telsiz kestirmelerine takılıyor.
Böyle olunca, “Büyük balık” psikolojisi daha da güçleniyor.
Böyle olunca Heronlar, kalabalık bir grubun Türkiye sınırına doğru yaklaştığını tespit edince, olayın dallanıp budaklanmaması için operasyon, “dar çerçeve”de yürütülüyor.
Kuşku verici, “Gri alanlar” da bu “dar çerçevede” ortaya çıkıyor.
1-Feyman Hüseyin istihbaratını çift taraflı çalışan muhbir veriyor. Daha önce, “kod adı Y” başlıklı yazıda değindiğimiz çift taraflı çalışan istihbarat elemanı Musa Yusuf, olaydan sonra örgüt tarafından öldürüldü.
2-Olay öncesinde, “Büyük yemleme” yapılıyor. İstihbarat notunda belirtilen Feyman Hüseyin’in telsiz kodu, sınıra yakın bölgelerde yapılan telsiz kestirmelerine takılıyor. İlk sinyal, “Keşan” denilen mıntıkadan alınıyor. Böylece verilen istihbarat güçlendiriliyor.
3-Bombalamanın yapıldığı 28 Aralık günü sınıra doğru yaklaşan kalabalığın arasından Feyman Hüseyin’in telsiz kodu tespit ediliyor.
4-Ama Heronlardaki ilk görüntüde önce 3 araç geliyor, sonra 2 araç daha yaklaşıyor. PKK’ya para veriyorlar.
5-Kaçağa 70 katır 40 insan çıkıyor. Heronların tespitinde giderken de dönerken de silah yok. Bölgedeki karakol kaçağa gidildiğini biliyor. Zaten ilk top atışı yapılınca korucubaşı arayıp, “bizim çocuklar orada” diye uyarıyor. Bu sırada kaçakçılar köyü arayıp, uyarıyorlar.
6-Gözcü isimli Heron’un tespit ettiği görüntüler Batman, Malatya, Van ve Ankara’da aynı anda izlenilebiliyor.
7-İlk bombalamada 11 kişi ölüyor. 45 dakika sonra ikinci bombalama oluyor. Ama ilk bombalamadan sonra köylüler yetkililere ulaşamıyorlar.
8-Şırnak Valisi Vahdettin Özkan o sırada Ankara’da. Olaydan daha sonra haberi oluyor. Gülyazı Sınır Alay Komutan Vekili Albay Onur Güney’i arayıp, olay hakkında bilgisinin olup olmadığını soruyor. Albay Güney, bilgisinin olmadığını söylüyor. Vali Özkan gece saat 23’te, vurulanların PKK’lılar değil, siviller olduğunu tespit ediyor. Ama Albay Güney bilgi vermiyor.
9-1.5 yıl içeresinde görev yeri 6 kez değiştirilen Gülyazı Sınır Alay Komutan Vekili Albay Onur Güney’in olaydan haberi olduğu ama bağlı olduğu Şırnak Valisi’ne doğru bilgi vermediği tespit ediliyor. Vali Vahdettin Özkan, Albay’ın görev yerinin değiştirilmesini teklif ediyor. O sırada Ürdün’de olan Jandarma Genel Komutanı 2 gün sonra döndüğünde talebi yerine getiriyor.
10-Grup sınırımızın içinde tespit edilse Kara Kuvvetleri talep edecek, Hava Kuvvetleri gereğini yapacak. Ancak grup sınır ötesinde olduğu için 2.Ordu başında Tuğgeneral Ali Rıza Kuğu’nun bulunduğu Genelkurmay Terörle Mücadele Daire Başkanlığı’na müracaat ediyor.
11-Hem 2.Ordu’da hem de Terörle Mücadele Daire Başkanlığı’nda görüntüleri izleyen bir grup ısrarla, bu kişilerin kaçakçı olduğunu savunuyor. Bu bölüm, soruşturma sürecinde aydınlanacak ve görevden almalar ve tutuklamalar olursa kimseye sürpriz olmasın.
12-Meclis’ten alınan sınır ötesi operasyon yetkisi kapsamında Başbakanlık tarafından geniş kapsamlı bir yetki verildiği için her operasyon için Başbakanlığa sorulmuyor. Uludere olayında da Başbakanlık’tan talimat alınması söz konusu değil. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin sabah 06.00’da olayı öğreniyor. Başbakan’ı da o bilgilendiriyor. Hükümetin haberi sabah oluyor.
13-İşin püf noktalarından biri de burada yatıyor. Görüntüler üzerinde kuşkular ortaya çıkınca, en yakın birliklerden istihbaratı teyit etmesi gereken Genelkurmay Terörle Mücadele Dairesi olayı ısrarla, “dar çerçeve” içinde tutmakta ısrar ediyor. Gülyazı ya da Ortasu’ya sorulsa kaçakçı oldukları ortaya çıkacak.
Uludere dosyasında ilerlendikçe, gri alanlar aydınlanıyor, yeni gri alanlar ortaya çıkıyor, ama böylece bir yüzü siyah, öbür yüzü beyaz olan fotoğraf netleşiyor.