Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar günü. Sözde kadını şiddetten koruma adına Batı ülkeleri taklit edilerek aile hayatımızı dinamitleyecek yasal düzenlemeler yapılırken, araştırmalar peşinden gittiğimiz bu ülkelerde kadınların durumunun içler acısı olduğunu gösteriyor
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar günü. Sözde kadını koca dayağından koruma adına Batı taklidi yasal düzenlemeler yapılırken araştırmalar peşinden gittiğimiz bu ülkelerde kadınların durumunun hiç de iç açıcı olmadığını gösteriyor. Aileyi ikinci plana atan, sözde kadını korumaya dönük bu yasalarla ilgili Batılı ülkelerdeki pratik, bu yasaların kadını koruyamadığını açıkça gösteriyor. Araştırmalara göre İngiltere’de 3, Fransa’da 4 günde bir kadın öldürülüyor. Almanya’da her yıl 45 bin kadın sığınma evine kaçıyor.
YILDA 250 BİN KADIN FUHUŞA ZORLANIYOR
Avrupa’daki kadın örgütü Avrupa Kadınları Lobisi’nin (The European Women’s Lobby) verilerine göre AB ülkelerinde yılda 250 bin kadın “hayat kadını” olarak çalışmaya zorlanıyor. AB ülkelerinde 5 kadından 1’i evde şiddete maruz kalıyor. Almanya’da Federal İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı araştırmaya göre 16 yaş ve üzeri her 4 kadından 1’i hayatında en az bir kere şiddete maruz kalıyor. Bu oranın yüzde 90’ı eş ya da akrabaları tarafından gerçekleştiriliyor.
ALMANYA’DA YILDA 45 BİN KADIN SIĞINMA EVİNE GİDİYOR
Almanya’da kadınların en az yüzde 10’una eşleri tarafından sık sık şiddet uygulandığı tahmin ediliyor. Almanya genelinde koca dayağı nedeniyle yılda yaklaşık 45 bin kadın çocukları ile birlikte kadın barınma evine müracaat ediyor. Sadece Aşağı Saksonya eyaletinde bir yılda 40 kadın barınma evine başvuran kadınların sayısının 2 bin 400 olduğu, bunların 2 bin 200 çocukları bulunduğu belirtiliyor. Kadın koruma örgütleri ise Avrupa’da kadına karşı şiddetin resmi rakamlara yansıyanlardan çok daha fazla olduğunu, daha kapsamlı araştırmaları yapılması gerektiğini ifade ediyor.
EĞİTİMLİ BATILI KADIN DA DAYAK YİYOR
Almanya İçişleri Bakanlığı’nın 2009 yılında açıklanan “Eşler arası ilişkide kadına karşı şiddet” adlı araştırması, ülkede sadece eğitimsiz kadınların değil, lise ve üniversite eğitimi almış kadınların da bilinenden çok daha fazla şiddete maruz kalabildiğini gösteriyor. Kadına karşı şiddetinin maliyetinin de çıkarıldığı araştırmalarda hastane ve mahkeme masraflarıyla birlikte kadına karşı şiddetin yıllık 14,5 milyar Avro’ya mal olduğu belirtiliyor. Almanya’da Kadına Yönelik Şiddete Karşı Müdahale Merkezi’nin (RIGG) istatistiklerine ve resmî sayılara göre ülke genelinde her yıl, yaşları 14 ile 80 arasında değişen 40 bin kadın şiddete maruz kalıyor. Almanya’da kadın devlet tarafından da ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyor. OECD’nin en son verilerine göre aynı işi yapan kadın ile erkeklerin aldığı ücret oranlarındaki fark yüzde 22 ile en fazla Almanya’da kadınla aleyhinde.
İNGİLTERE’DE İKİ CİNAYETTEN BİRİNİN FAİLİ ESKİ SEVGİLİ
İngiltere’de her üç günde bir kadın, şiddete maruz kaldığı için hayatını kaybediyor. Haftada yaklaşık 2 kadın eşi veya arkadaşı tarafından öldürülüyor. İçişleri Bakanlığı’nın istatistiklerine göre her yıl yaklaşık 150 kadın ev içi şiddete kurban gidiyor ve tüm şiddet suçlarının dörtte birini ev içi şiddet oluşturuyor. Başka bir araştırma ise ülkede öldürülen her 2 kadından 1’inin eski erkek arkadaşı ya da eski kocası olduğunu gösteriyor.
FRANSA’DA DÖRT GÜNDE BİR KADIN CİNAYETİ
Fransa’da her 4 günde bir kadın eşi veya erkek arkadaşı tarafından öldürülüyor. Her yıl 25.000 kadın tecavüze uğruyor. İtalya’da ise, her üç günde bir kadın sevgilisi, eşi ya da eski eşi tarafından öldürülüyor. İtalyan kadınların yüzde 64’ü kendi evlerinde öldürülüyor. Hollanda da her beş kadından biri, erkek arkadaşının şiddetine uğruyor. İspanya da 2005 yılında 60’tan fazla kadın, aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybetti. Ülkede 2 milyon kadının eşleri tarafından kötü muamele gördüğünü açıklayan İspanyol hükümeti, 2006 yılında “Şiddete Karşı Duyarlılık Planı” hazırladı.
KADINA ŞİDDETİN SEBEPLERİ
Araştırmalarda, Avrupa’da kadına karşı şiddetin nedenleri arasında psikolojik sorunlar, uyuşturucu ve alkolizmin önemli rolü olduğu belirtiliyor. Özellikle AB ülkelerinde sınırların kalkması ve pasaportsuz geçişle birlikte kadına karşı şiddet sorununun yeni boyutlar kazandığına dikkat çekilirken Avrupa’da kadınların en güvenli olduğu ülkelerin İspanya ve İsviçre olduğu ifade ediliyor. Yunanistan ile ilgili ise kadına karşı şiddet konusunda doğru dürüst bir araştırmanın bile yapılmadığı belirtiliyor.
ABD’Lİ ÖLDÜRESİYE DÖVÜYOR
ABD’de kadınların dörtte biri aile içi şiddete maruz kalırken, her yıl 4 bin kadın dövülerek hayatını yitiriyor, yılda 4 milyon kadın da eşinden dayak yiyor; her 15 saniyede bir kadın dayak yerken, her 6 dakikada 1 kadına tecavüz ediliyor. 2 milyon kadar kadın da yaralanıyor. Kanada’da kadınların yüzde 51’i 16 yaşına gelene kadar en az bir defa fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. ABD’de kadına yönelik şiddetin doğrudan maliyeti yıllık 3-5 milyar dolar, ülke ekonomisine dolaylı etkisi ise 100 milyar dolar.
ÜNLÜLER DE MAĞDUR
Hollywood yıldızı Diana Lane 2004 yılında kocası Josh Brolin’nin fiziksel şiddetine maruz kaldı. Ünlü şarkıcı Tina Turner, şiddete uğradığı fotoğrafıyla medyada yer almıştı. Whitney Houston, kocası Bobby Brown’un fiziksel şiddetine maruz kalmış. Madonna da Sean Penn ile evliliğini dayak yediği için bitirmişti. Amerikalı sunucu Oprah Winfrey, verdiği bir röportajda çocukluğunda fiziksel ve cinsel şiddet gördüğünü söyledi. Ünlü şarkıcı Rihanna, erkek arkadaşı Chris Brown’dan dayak yedi. Ünlü oyuncu Pamela Anderson 1996 yılında evlendiği şarkıcı Tommy Lee ile 2 yıl evlikten sonra şiddet gördüğü iddiası ile boşandı. Lee eşine şiddet uyguladığı gerekçesiyle 6 ay hapse mahkum edildi.
ESKİ EŞİNİ DÖVEN MEL GİBSON’A 36 AY GÖZ HAPSİ
Aile içi şiddetten yargılanan Avustralya asıllı ünlü Amerikalı oyuncu ve yönetmen Mel Gibson’a, şartlı tahliye çıktı. Gibson, eski eşi Oksana Grigorieva’ya karşı Ocak 2010 tarihinde şiddet uyguladığını reddetmedi ve savcı ile anlaşma yaptı. 55 yaşındaki Gibson üç yıl boyunca göz hapsinde tutulacak, bir yıl boyunca aile içi şiddetle ilgili eğitim alacak, 16 saat kamu hizmetinde bulunacak, mahkeme masraflarını ödeyecek ve 400 dolar da para cezası ödeyecek. Gibson’ın, son birkaç yıl içinde, alkollü araba kullanma, eşine kötü davranma, ayırımcılığa yol açacak cümleler sarf etme gibi suçlardan dolayı başı adaletle birçok defa derde girmişti.
SP: “SORUN KADIN DEĞİL, MEDENİYET SORUNU”
Saadet Partisi Ankara İl Başkanı Hüseyin Hacıabdullahoğlu gündemdeki “kadını şiddetten koruma yasa tasarısı” ile ilgili bir açıklama yaparak sorunun kadın sorunu değil, medeniyet sorunu olduğuna dikkat çekti. Kadının korunmasının yolunun aileden koparılması olmadığını ifade eden Hacıabdullahoğlu, “Tek bir pencereden baktırmak art niyetlilere fırsattır. Sorun medeniyet sorunudur. Bu tabloda hakkı üstün tutan medeniyetimizin yeniden ihyası tek çözümdür. Hükümet uzmanlar, bilim insanları, sosyolog, psikolog, pedagog ve ilahiyatçılarla yapılacak çalışmalar doğrultusunda konuya el konmak zorundadır” dedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının konuya yaklaşımını eleştiren Hacıabdullahoğlu şunları kaydetti:
“AİLE KORUNMADAN KADIN KORUNAMAZ”
“Ancak, sayın bakanın kadın dernekleri ile işi götürmeye çalıştığını görüyoruz. O kadın dernekleri ki, bütün sorunları görmezden gelip konuyu ‘aile içi şiddet’ten ibaret göstermeye çalışırken, erkeği evden uzaklaştırmak, kadını sığınma noktalarına çekmek istiyorlar istiyorlar. Neticede kadın evinin sahibi değil sokağın malı olmaya itiliyor. O dernekler ki eşcinselliği normal kabul eden, erkek düşmanlığı yapan, aileyi küçümseyen tutumlarıyla ihanette özdeşleşen tavır sergiliyorlar. 237 kadın derneğinin İzmir yürüyüşündeki talepleri ürkütücüdür. Konuyla alakalı hazırlanmakta olan yasalar, ‘Ailenin de korunmasını değil sadece kadının korunmasını’ isteyenlere göre çıkarsa, bu Meclis bu vebalin altından kalkamaz. İnsanımız batı medeniyetinin, kadınımız ne olduğu meçhul derneklerin inisiyatifine terk edilemez. Sosyal vakalarda sorunlar sonuçlarla uğraşılarak çözülemez. Sebeplere eğilmeye yüreği yeterek yönelecek derneklere de, yetkililere de minnet duyarız.” Ertuğrul Cesur / Yeni Akit
1 thought on “Batı’da kadının adı yok”
Serkan
(March 8, 2012 - 7:25 pm)YASAMIMIZI HER AN VARLIKLARIYLA ONURLANDIRAN, ULKEMIZIN GELISIMINDE BUYUK ROL OYNAYAN TUM KADINLARIMIZIN DUNYA KADINLAR GUNUNU KUTLARIM
Serkan ACER