YGS sonuçları, eğitimde geldiğimiz kritik eşiği alarm zilleri çalarak haber verdi. Peki Türkiye’yi bekleyen büyük tehlike ne? Eğitim uzmanları cevap verdi..
ÖSYM’den yapılan açıklamaya göre, sınava 1 milyon 895 bin 476 adaybaşvurdu, bu adaylardan 57 bin 742’si sınava girmedi. Sınavı geçerli sayılan aday sayısı 1 milyon 837 bin 344 olarak belirlenirken, 50 bin 805 adayın ise puanları 0,5’tenküçük olduğu içinhesaplanmadı.
2011-YGS’de ise 1 milyon 648 bin 240 adayın sınavı geçerli sayılırken, 38 bin 269’unun puanı hesaplanamadı; 2010-YGS’de ise sınavı geçerli olan 1 milyon 487 bin 493 adaydan 14 bin 156’sının puanı hesaplanamamıştı.
Sınavda Türkçe testinde 40 sorunun tamamını doğru yanıtlayan 929,Sosyal Bilimler testinde 40 sorunun tamamını doğru yanıtlayan 56, Temel Matematik testinde 40 sorunun tamamını yanıtlayan bin 316, Fen Bilimler testinde 40 sorunun tamamını doğru yanıtlayan 437 aday çıktı. Geçen sene testleri doğru yanıtlayan Türkçe’den bin 392,Sosyal Bilimler’den 5, Temel Matematik’ten bin 805, Fen Bilimleri’nden ise 407 aday çıkmıştı.
Başarısızlıkta büyük artış
Doğru yanıtoranınabakıldığında, Türkçe testinde 77 bin 429 aday (geçen yıl 142 bin 752 aday),SosyalBilimler testinde 9 bin 652 aday (geçen yıl 4 bin 925 aday), Temel Matematik testinde 35 bin 892 aday (geçen yıl 30 bin 633 aday), Fen Bilimleri testinde 22 bin 313 aday (geçen yıl 18 bin 69 aday) 35 ve üzerinde soruya doğru yanıt verdi.
4’ün altında doğru yanıt veren aday sayısı ise Türkçe testinde 31 bin 249 aday (geçen yıl 15 bin 99),SosyalBilimler testinde 253 bin 918 aday (geçen yıl 197 bin 703 aday), Temel Matematik testinde 870 bin 80 aday (geçen yıl 700 bin 800 aday) Fen Bilimleri testinde 1 milyon 260 bin 795 aday (geçen yıl 1 milyon 134 bin 899) oldu.
Artık ilkokul matematiğini de yapamıyoruz
Bahçeşehir Eğitim Kurumları Rehberlik Uzmanı Turgay Polat
“Geçen yıl YGS’ye giren öğrenci sayısı ile bu yıl ki YGS’ye giren öğrenci sayısı aynı değil. 2012 YGS’de 750 bin lise son sınıf öğrencisi sınava girdi. Geri kalan öğrenci grubu ise üniversiteyi bitirmiş tekrar şansını denemek isteyen eski mezunlardı. Kaldı ki 50 bin sıfır çeken aday ÖSYM’nin verilerine göre lise son sınıf öğrencileri değil beklemeli adaylar. Yani biri armut biri elma. 2010 YGS’de 140 puan üzerinde alanlar üniversite mezunu olmuş kişilerdi. Bu grubunbaşarısındabu yıl yüzde 6 düşüş var. Diğer grubun mezuniyetlerini okuyamıyorsunuz. Çünkü o derece eski mezunlar. Lise son sınıflarınbaşarıoranıyüzde 90’dan yüzde 86’ya düştü. Bunun da tek nedeni Matematik ve Fen Bilimleri’ndeki problem. Son üç yıldır bu alanda hep düşüş var.Türkiye’nin matematikte başarısız olduğu artık tecillendi. Bizim için kötü bir tablo. Bu yıl 870 bin aday puanıhesaplanacakkadar bile matematik yapamamış. YGS’de sorulan matematik müfredatı lisede öğretilen matematik değil ilköğretimde öğretilen matematik. Ama buna rağmen ilkokul matematiğini yapamıyoruz. Bunun sebebi de ezberci sistem. Öğrenci matematiği ezberlemeye çalışıyor çalıştıkça dasonuçaşikar oluyor.”
Soruların yapısı değişti kitapçık sayfa sayısı arttı
“YGS’de aksinebilgisorularından yorum sorularına geçildi. ÖSYM müfredatauygunsoru sordu. Ama liselerde hala davranışcı öğretimteknikleriuygulandığı için adaylar bocaladı. Halaformülezberletmeye dayalı öğretimtekniklerinedevam ediyoruz. Dünyadaki son öğretim tekniği ekolü yapılandırmacı öğrenme. Yaniçocukbilgiyigündelik hayata bağdaştırıp yorumluyor. Buteknikçocuktanbilgiyiistediğinzamanbilgiyiyorumlamasını, okuduğunu anlamasını yaniformüldenuzak bir öğretim modelini istiyor. ÖSYM’dedoğalolarak kitaptaki müfredatauygunsoru soruyor. Artık eski tip sorular yok, 3 yıl önce soruların yapısı değişti. Okumaya dayalı uzun sorulara, geometride anlamaya dayalı, fen de de deneye dayalı sorulara geçildi. 2011 YGS’de yüzde 50 böyle sorular vardı
Bu yıl daha da arttı buoran. 2010 YGS’de kitapçık 41 sayfa, 2011’de 44 bu yıl ise 48 sayfaydı. Çünkü her yıl soruların uzunluğu daha da artırılıyor. Okumayateşvikeden, yorumlamayateşvikedecek sorulara geçildi”
Eğitimcilerin ağzı açık kaldı
Eğitimciler korkunç tabloyu, “Korkutucu, inanamıyorum, yok canım gerçek değildir, insanın kanına dokunuyor“ sözleriyle değerlendirdi
Prof. Dr. Ali Baykal (Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eski Dekanı): “Hiçbir şey bilmiyor değiller. Sorular zor gelmiş bazı adaylara. Türkçe sorularının uzunluğunun da etkisi olabilir. Birçok aday Türkçe’ye çok vakit harcadığını söylüyor. Adaylar çalışırkenbüyük bir yılgınlık ve vazgeçmişlik içindeler. Adaylar umutsuzluktan yeterince çalışmıyor. Bu rakamlar çok korkutucu. Üstelik bu YGS yani hafif ve basit olanı.Türkiye boşuna eğitim veriyor. Neokul ne dershane hiç bir işe yaramıyor demek ki. Liseleri adam etmek lazım. Liseden mezun olmayı ve değerlendirmeyi ciddiye almak lazım. Lisenin öğretmenin dersinden kurul kararıyla geçmek olmamalı. Milli Eğitim Bakanlığı bilgisizliği, başarısızlığı, tembelliği affediyor. Yıllardır böyle devam ediyor. Öğretmenlerin itibarını geri vermek lazım. Sıfır çekenlerin sayısını ilk duyduğumda inanamadım buna. Hala da inanamıyorum. 870 bin kişi matematikte sıfır çekiyorsa alarm üstüne alarm vermek gerekir. Bilim okuryazarlığı olmayan bir toplumun geleceğinden endişe etmek lazım.
‘MEB bağımsız olsun’
Prof. Dr. Ali Nesin (Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü Başkanı): “Ne, yok canım gerçek değildir. Bu konuda bana bir şey sorulmasına gerek yok, her şey çok açık. Bir adayın 3-5 matematik sorusu yapamıyor olması eğitim sisteminin iflas ettiğini gösteriyor. MEB tam bir fiyasko içinde. Öğretmen yetiştiremiyorlar, iyi öğretemiyorlar, müfredatı iyi seçemiyorlar, ders kitapları iyi değil. Böylesine bir başarısızlıktan sonra istifa edip bırakmaları lazım. Eğitim politikası bir milletin çocuklarını mutsuz ve başarısız yapıyorsa istifa etmekten başka çare yok. Bu kadar basit. Dün Fransız sistemine göre eğitim yapan Pierre Loti Lise’nin bir toplantısında müdür, “çocukların bu okula girdikten sonra çıkması mümkün değil. Çünkü üniversite sınavların kazanamaz. Çünkü bu çocuklar teste göre geliştirilmiyorlar” dedi. Çözüm MEB’in ya da eğitimle uğraşan birimin hükümetlerden bağımsız hale getirilmesidir.
‘Her şeyi sıfırlamalıyız’
Sadık Gültekin (Eğitim Uzmanı): “Okuma anlama sınavından öte YGS bilgi temelli sorulardan oluşuyor. Çalışmadan okuyup anlamayla çözülecek sorular değil. Eğitimin kalitesi son derece düşük. Liseler 4 yıl deniliyor ama 1 yıl kayıp. Çocuklar sömestrden beri ne okuldalar ne dersanedeler nerede olduklarını kimse bilmiyor. Başarı gittikçe daha da düşecek. Hiç şaşırmadım. Aslında bu sıfır da değil. Sıfır olsa yine de sevineceğim. Bunun büyük bir çoğunluğu sıfırın altında eksi de. Çünkü 4 yanlış bir doğruyu götürdü toplamda 4 doğru yapamadılar. Bu eksidekiler açıklanmıyor. Bu da açıklansa asıl korkunç tabloyu göreceğiz. Bizde sadece ölçme var ama iyileştirme, kalitenin yükseltilmesi, önlem alınması, eğitimin gözden geçirilmesi yönünde değerlendirme yok. Üniversite sayısı artıyor. Üniversiteler nitelikli kaliteli öğrenciler mezun edemeyecek. Dersaneleri kaldırmak isteniyor ama daha dersaneler varken bu haldeyiz. Tüm müfredatı, eğitmi sistemini, öğretmen yetiştirmemizi, eğitim politikamızı A’dan Z’ye sıfırlayıp, resetleyip, format atıp herşeye sıfırdan başlamalıyız. Çok karamsarım. Kimse kimseyi kandırmasın. 4+4+4’de bunun merhemi değil. Şimdi 800 bin kişi 0 kaç kişi 1 net. 5 neti çıkartan kaç bin kişi var. Onu da görmek lazım. A’dan Z’ye hepimiz suçluyuz. Kontenjanlar boş kalıyor. Fen bilimleri okunmayan bir ülkenin mühendisliği, teknolojisi olur mu? “
Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Korkut (ÖNDER Genel Başkanı-Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi): “Sonuçlar maalesef çok üzücü. Bu zaten eğitim araştırmalarında, PISA istatistiklerinde görülen bir şey. Çok ciddi bir genç nüfusumuz ama eğitim niteliği, kalitesi ve derinliğiyle ilgili ciddi eksiklerimiz var. Hep beraber çok çalışmamız lazım. Maalesef bu rakamlar çok korkutucu. Bu konuda başta hükümet olmak üzere bir seferberlik ilan etmek lazım