Gazze’de kanser yaşı 20’ye kadar düştü. Bebeklerin yüzde 70’i, İsrail’in kullandığı radyoaktif bombalar yüzünden sakat doğuyor!..
‘Açık hava hapishanesi’nden farksız olan şehrin ‘ambargo bebekleri’ ya anne karnında ölüyor ya da dünyaya sakat olarak gözlerini açıyor. Halk, bilinmeyen hastalıkların pençesinde. Kanser vakaları 5 katına çıktı. İlaç yok. Sakat bebekler de annelerin gözü önünde yavaş yavaş ölüyor.
Türk doktorlar maddi imkansızlıklar ve ambargo sebebiyle ülke dışına çıkamayan Filistinli hastaları ülkelerinde tedavi etmeye başladı. Yeryüzü Doktorları ve Filistin Beyaz Eller Derneği tarafından birlikte organize edilen etkinlik çerçevesinde Türkiye’den 9 gönüllü doktor Gazze’ye götürüldü. Aralarında kadın doğum, çocuk cerrahisi, ortopedist, üroloji ve pratisyenlerin bulunduğu ekip hastanelerde ameliyatlarına ve muayenelerine başladı.
Türk doktorlar, ilk olarak Gazze’nin en büyük hastanesi olan Şifa’da tedavi olmayı bekleyen hastaları muayene etti. Bu hastalardan gerekli görülenler ameliyata alınacak. Şifa Hastanesinden sonra sırasıyla diğer hastanelerde yatan hastalar da tedavi edilecek. Bu arada Türk doktorların gelişi Gazze’de büyük bir heyecan oluşturdu. Yerel radyolar ve televizyonlar doktorların gelişini duyurarak muayene olmak isteyen vatandaşları hastanelere yönlendiriyor. Çocuğunu, hastasını alan Şifa Hastanesinin yolunu tuttu. Gazze Sağlık Bakanlığı yetkilileri de Türk Sağlık Heyeti’ni Refah Sınır Kapısı’nda karşılayıp teşekkürlerini sundu. Gazze’de 8 gün kalacak olan doktorlar, bu süre içerisinde yoğun bir sağlık programı uygulayacak. Kadınlardan, çocuklara, erkeklerden, yaşlılara her yaş grubunda hastalar tedavi edilecek. Türk doktorlar, ayrıca Gazze’deki meslektaşlarına bazı tıbbî araçların kullanımı konusunda eğitim verecek.
ÜRKÜTEN RAKAMLAR Şifa Hastanesi’nde yaşanan sıkıntıları Türk sağlık ekibine anlatan Cerrahi Bölümü Başkanı Eymen El Sahbani, “Gazze’de kanser yaşı 20’ye düştü. Doğan çocukların yüzde 70’i doğumsal anomali ve prematüre doğuyor. Özellikle son iki senede çok anormal bir artış var. Elimizdeki kuvözler yetmemeye başladı. Kanser hastalarının önemli bir kısmını Mısır’a sevketmek zorunda kalıyoruz. Gazze bu hastaların tedavisi için Mısır’a önemli meblağlar ödüyor. Yaptığımız araştırmalar bu durumun İsrail’in kullandığı fosfor bombaları ve diğer kimyasal bombalardan kaynaklandığını gösterdi bize. Gazze’de onkoloji servisi çok zayıf. Birçok cihazımız yok. Sadece 3 patoloğumuz var” dedi.
400 DİYALİZ HASTASI VAR Şifa Hastanesinde 400 diyaliz hastası tedavi görüyor. Ancak diyaliz cihazların yetersiz olması ve bu cihazlarda kullanılan malzeme ve solüsyonların tünellerden çok az sayıda gelmesi sıkıntıya sebep oluyor. Ayrıca sürekli yaşanan elektrik kesintileri diyaliz hastalarını adeta ölüme mahkûm ediyor. Ambargo yüzünden hastanede son tarihi geçmiş ilaç ve tıbbi cihazlar kullanılmak zorunda kalınıyor. İsrail savaş sırasında Şifa Hastanesini de hedef almış. Bunun izleri duvarlarda bol miktarda yer alıyor.
AÇIK HAVA HAPİSHANESİ GİBİ Çocuk hastalıkları uzmanı doktor Emel Dilek, Filistin’e daha önce 2005 yılında gelmiş. Nijer, Kamerun, Kongo, Somali ve Endonezya’da da gönüllü olarak çalışan Dilek, “Buradaki insanlar resmen bir açık hava hapishanesinde yaşıyor. Onlar bize gelemiyorsa biz onlara gidelim dedik. Sen gelmezsen, ben gelmezsem bu insanlara kim yardım elini uzatacak? Bizim burada geçireceğimiz birkaç gün Filistinliler için hayati öneme sahip. Ben burada bütün meslektaşlarıma sesleniyorum: Gelin bu insanlara yardım edin” dedi. Jinekolog Yıldız Tanrıseven ise Afganistan, Etiyopya ve Kenya’dan sonra şimdi de Filistin’de zor durumdaki insanları tedavi etmenin mutluluğunu yaşadığını belirtti.
AHTAPOT BOMBA KULLANILDI İsrail Gazze’de “ahtapot”, “fosfor” ve “salkım” bombaları kullandı. Yüzlerce küçük patlayıcıdan oluşan bu bombalar düştüğü yerde infilak ediyor. Patlamayanlar da mayın gibi yıllarca düştükleri yerde farkedilmeden üzerilerine basılmayı bekliyor. YARALANAN 1500 KİŞİ TEDAVİ İÇİN BEKLİYOR Yeryüzü Doktorları İkinci Başkanı Dr. Kerem Kınık, Gazze’de 2008 İsrail savaşında yaralanan 1500 insanın tedavi olmayı beklediğini ifade etti. Tıbbî cihazlar ve ilaçlar konusunda büyük sıkıntı yaşandığını anlatan Dr. Kerem Kınık, sistematik tedavi yöntemlerinin yapılmaması sebebiyle ağır yaralıların tedavi edilemediğini kaydetti. Bir çok ameliyatın çıplak gözle yapıldığını belirten Kınık, katarakt ameliyatlarında kullanılması gereken fako cihazı ile cerrahî ameliyatlarda olması gereken scobi ve mikroskobun bulunmadığına dikkat çekti. Filistin Beyaz Eller Derneği (FİLBEL) Başkanı Dr. Ahmet Güneş ise Gazze’de toplamda 2 bin doktor ile 55 sağlık teknisyeninin olduğunu belirterek, “Buradaki sıkıntı sistematik tedavi yöntemlerin olmayışıdır. Biz bu sistemi oturtmaya çalışıyoruz” dedi.
Gazze’de bulunan Filistin kökenli doktorların daha çok Rusya, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelerde tıp eğitimi alması beraberinde donanım eksikliğini getiriyor. Türkiye İktisadi ve Kalkınma Ajansı TİKA, Gazze’nin uzman doktor açığını kapatmak için Eğitim-Araştırma Hastanesi inşaatına başladı. Hastanenin önümüzdeki aylarda açılması bekleniyor.
SINIR KAPISINDAN İNSANİ GEÇİŞE İZİN VAR 2006 yılından beri ambargo altında tutulan Filistin’in Gazze şeridine girmeden önce Refah Sınır Kapısı’ndaki yoğunluk dikkat çekiyor. Mısır’da yaşanan halk devriminden sonra Gazze’nin tek çıkışı noktası olan Refah kapısında şimdilik en azından insani geçişlere izin veriliyor. Mısır’a geçmek isteyen insanlar veya Mısır’dan Gazze’ye girmek isteyen aileler birkaç saat süren bir beklemenin ardından geçişlerini yapıyor. Ancak Refah Sınır Kapısı’ndan sadece insani geçişlere izin veriliyor. Yardım malzemelerinin ve ticaret ürünlerinin geçişine izin verilmiyor.
MUM IŞIĞINDA AMELİYAT Her gün 12-13 saat elektrik kesiliyor Gazze’de ambargonun uygulandığı 2006 yılından beri yaşanan elektrik, yakıt ve ilaç sıkıntısı yaşanmaya devam ediyor. Gazze’de günlük 12-13 saat elektrik kesintisi yaşanıyor. Bugünlerde yaşanan yakıt sıkıntısı ise hayatı felç ediyor. Benzin istasyonları kapıya kilit vurdu. Yakıt sıkıntısı sebebiyle bir yandan ulaşımda sıkıntı yaşanırken diğer yandan da jeneratörler çalışmıyor. Hâl böyle olunca hastaneler mum ışığında ameliyat yapmak zorunda kalıyor.
BİNALAR DELİK DEŞİK Filistin halkı bütün imkânsızlıklara rağmen İsrail’in 2008 yılında yerle bir ettiği evlerini yeniden inşa etmek için kolları sıvamış durumda. Ancak bir ayrıntı dikkatimizi çekiyor. Duvarları delik deşik eden kurşun izlerine dokunulmuyor. İsrail saldırılarının birer belgesi olan kurşun izlerini hemen hemen birçok binada görmek mümkün.
Kaynak: Türkiye Gazetesi / SALİH BİLİCİ