Urfa’da 3 tane daha Göbeklipe var!

Göbeklitepe kazılarında, 12 bin yıl önce mezar geleneği olunmadığı, açıkta bırakılan ölüleri yırtıcı kuşlara yem edilerek, ruhunun göğe erdiğine inanıldığı tezi öne sürüldü

Güldaş’ın haberi

Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Görevlisi ve Göbeklitepe Kazıları İkinci Başkanı Yrd. Doç. Dr. Cihat Kürkçüoğlu, kazı çalışmalarına 1995 yılında başlanan bölgenin, Neolitik çağın tapınak merkezi olduğunu hatırlattı.

Yılda iki dönem halinde kazı çalışmalarının yapıldığı, Dünyanın en eski tapınak kalıntılarına ev sahipliği yapan Göbeklitepe’nin arkeoloji bilimini yakından ilgilendirdiğini vurgulayan Kürkçüoğlu, 17 yıldan bu yana kazıya başkanlık eden Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Klaus Schmidt’in bu yılki çalışmalar için de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na müracaat ettiğini belirtti.

Göbeklitepe’de, şu ana kadar yapılan çalışmalarda ilginç buluntulara rastlandığını aktaran Yrd. Doç. Dr. Kürkçüoğlu, şunları kaydetti: ”Bugüne kadar yapılan kazılardan elde edilen sonuçlara göre ölü gömme geleneğinin, daha doğrusu bir mezar geleneğinin Göbeklitepe’de olmadığını anlıyoruz. Mesela taşların üzerindeki kabartmalarda akbaba gibi yırtıcı kuşların insanları yediğini görüyoruz ve buradan anlıyoruz ki Göbeklitepe’de mezar geleneği yoktu. Çatalhöyük’te olduğu gibi, güneşe gömme gibi bir gelenek var neolitik çağda. Ölüler açık havaya bırakılıyor, yırtıcı kuşlar gelip bunları yiyordu. Belki şöyle bir inanış vardı; göğe yükselince bu kuşlar, ölülerin ruhlarının da göğe yükseleceğine inanılıyordu. Bu ilginç bir şey tabi. Bu yöntem Tibet’in bazı bölgelerinde yakın zamana kadar uygulanıyordu.”

-”Göbeklitepe’de anıtsal tapınak”

Neolotik çağda farklı cenaze gömme geleneklerinin bulunduğuna değinen Yrd. Doç. Dr. Cihat Kürkçüoğlu, Diyarbakır – Batman arasındaki Kortiktepe ören yerinin de günümüzden 12 bin yıl öncesine ait yerleşim merkezlerinden biri olduğunu, ancak söz konusu bölgede Göbeklitepe gibi anıtsal tapınakların bulunmadığını ifade etti.

Buna karşılık Kortiktepe’de, neolitik döneme ait evlerin yer aldığını aktaran Yrd. Doç. Dr. Kürkçüoğlu, oradaki insanların yaşam biçimleriyle ilgili bilgilerin de kazılar devam ettikçe ortaya çıktığını belirtti.

Aynı döneme ait Göbeklitepe ile Kortiktepe yerleşimleri arasında 200 kilometre mesafe bulunduğuna işaret eden Cihat Kürkçüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Bunlardan Göbeklitepe’de ölüler, güneşe gömülüyor, yırtıcı kuşlara yediriliyor. Diğerinde mezara gömülüyor. Göbeklitepe’de, ölüler tapınak çevresine, açık havaya bırakılıyor… Kazılarda, çeşitli yerlerde insan kemiklerine rastlıyoruz.

Bol miktarda hayvan kemikleri de var. Kurban, adak amaçlı veya beslenme amaçlı kesilmiş hayvanların bol miktarda kemikleri var. Özellikle domuz kemiği çok ama bunun yanında da insan kemiklerine de rastlıyoruz. Yani toplu mezar içerisinde değil de dağınık durumda insan kemiklerine rastlanılması güneşe gömme geleneğinin olduğunu bize gösteriyor.”

-”3 tane daha Göbeklitepe var”

Yrd. Doç. Dr. Cihat Kürkçüoğlu, Şanlıurfa’nın Neolitik çağın ”İnanç ve hac merkezi” olduğunu dile getirdi.

Şanlıurfa’nın sınırları içerisinde Göbeklitepe ile aynı dönem yerleşimleri arasında yer alan Karahantepe, Sefertepe ve Hamzantepe gibi tarihi öneme sahip alanların bulunduğuna değinen Kürkçüoğlu, söz konusu alanlarda henüz kazı çalışması yapılmadığını anlattı.

Bu alanlarda yapılacak arkeolojik kazı çalışmalarının neolitik çağa dair önemli ipucları vereceğini düşündüklerini aktaran Kürkçüoğlu, ”Teşbihte hata olmaz, Urfa neolotik çağda bir inanç ve hac merkeziydi. Senenin belli aylarında ve günlerinde bütün bölge insanları buraya gelip dinsel törenleri ve bazı ritüelleri gerçekleştiriyordu. Öbür tepelerde de kazılar yapıldığında önümüzdeki yıllarda bu 4 tapınakta elde edilen buluntular değerlendirildiğinde daha sağlıklı bir yorum imkanımız olacak diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

-Göbeklitepe 

Neolitik döneme ait yerleşim yeri Göbeklitepe, Şanlıurfa’nın 18 kilometre kuzeydoğusundaki Örencik köyü yakınlarında bulunuyor.

İlk kez 1963 yılında İstanbul ve Chicago üniversitelerinden görevlilerinin yüzey araştırmaları sırasında fark edilen Göbeklitepe’deki kazı çalışmalarını, 1995 yılından bu yana Şanlıurfa Müzesi ve Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü ortaklaşa yürütüyor.

Kazı çalışmalarında şimdiye kadar Neolitik döneme ait yabani hayvan figürlü ”T” biçimli dikili taşlar, 8-30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli dünyanın en eski tapınak kalıntıları, çok sayıda yabani hayvan figürü, insan heykeli, dikili taşlar ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilen 65 santimetre uzunluğunda insan heykeli gibi tarihi eserler bulunmuştu.

Dünyanın en eski ”tapınak merkezi” olduğu belirtilen Göbeklitepe, bir süre önce UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmıştı.

(aa)

Post Author: SerGe

Leave a Reply