Başbakan Erdoğan, THY’nin stratejik bir kurum olduğunu belirtirken uzun vadeli bir bir grevin bedelini tüm Türkiye’nin ödeyeceğini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özelyetkili mahkemelerin yetkilerini düzenleyen CMK’nın 250. maddesine ilişkin değişiklik konusunda, bunun salt 250. maddeye yönelik olmadığını, 4 paketüzerinde Adalet Bakanlığı’nın çalışma yürüttüğünü belirterek, ”Bunlar yürümektedir ama süratle de neticelendirmenin gayreti içerisinde olacağız. Şu anda Adalet Bakanlığımız bu konuda ciddi bir mesafe almıştır. Öyle zannediyorum ki önümüzdeki hafta içerisinde nihai çalışmaları yapıp, ondan sonra da ne gibi bir metinle Parlamento’da genel kurula inecek, bunları da göreceğiz” dedi.
Erdoğan, Somali Geçici Federal Hükümeti Başbakanı Abdiveli Muhammed Ali ile ikili görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
THY’deki iş yavaşlatma eylemi ve TBMM’de havacılık sektöründe grev ve lokavt yasağı getiren maddenin kabulüne ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, grev ve toplu sözleşme gibi olayların yasalarla belirlendiğini ve işveren-işçi arasında ve işveren-memur arasında hepsinin bu yasalar içerisinde yürütülmesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan, bazı meslek grupları için ise yasalarla istisnalar getirildiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Şu anda THY gibi veya havayolları gibi bu tür istisnai bir kurumda yapılacak grevlerde, hele hele bunlar yasaya veya yasalara ters olduğu zaman, ki son yapılan dünkü gece 12.00’ye kadar süren grev bir defa kanunsuz bir grevdir. Onu tabii hemen bir ifade ile değiştiriyorlar. İş ağırlaştırma veya işi bırakma gibi garip garip yaklaşımlarla kılıf uyduruyorlar. Dün vatandaşlarımızın yurt içi ve yurt dışında birçoğu mağdur oldular. ‘Dünyada şöyledir, böyledir filan’.. Dünya öyle olabilir, böyle olabilir ama kimsenin kanunsuzluğa müracaat etme hakkı yok ve böyle bir durum söz konusu olmuştur.”
Kendi hazırlıklarının da dünkü olayla ilgili olmadığını, yeni toplu sözleşme ile, çalışma ve sosyal güvenlikle ilgili hazırlıkların bir adımı olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, bu istisnayı ortaya koymalarının amacının da, bu tür düzenlemelerle Türkiye’nin çok daha sağlıklı bir şekilde adım atmasını sağlamak olduğunu belirtti.
Başbakan Erdoğan, Türkiye’de kurumlar kaybettiğinde bunun insanların kaybı anlamına geldiğini, insanların kaybının ise millete ve onların şahsında devlete büyük darbesi, kaybı olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
”Bu ülke bizim. Hep birlikte sahip çıkacağız. Bu ne benim şahsımın ne bakan arkadaşlarımın değil. Biz emanetçiyiz zaten ama emanetçi olarak bu ülkede başarılı bir şekilde yönetimi sergilememiz, halkımızın mutluluğu, refahı içindir. Düşünün ki bu grev kanunsuz değil kanunlu olarak da yapıldığında, uzun süreli bir grev olduğu zaman bunun bedelini kim ödeyecek, kim öder? Millet ödeyecek, millet öder. Bu stratejik bir kurum ve bu stratejik kurumda atılacak bu tür adımlar ciddi manada ülkemizde çöküşün habercisi olur ki, buna fırsat vermemek gerekir diye düşünüyorum.”
Böyle bir grev hukuksuz olduğunda, hukukun gereğini yöneticilerin yapması gerektiğini söyleyen Erdoğan, ”Şu anda bildiğim kadarıyla THY yönetimi, ki THY halka açık bir şirkettir, gereğini yapmışlardır” dedi.
Erdoğan, bugün herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını ve normal seferlere başlandığını söyledi.
-CMK 250. maddede değişiklik-
Başbakan Erdoğan, ”Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, CMK’nın 250. maddesindeki bir değişiklikle ilgili sizin bir talimatınız olduğunu açıkladı. Bu maddenin değişmesiyle birlikte Balyoz, KCK ve diğer önemli davalardan yaklaşık 800 kişinin tahliyesi öngörülüyor. 250. maddeyle ilgili herhangi bir değişiklik var mı?” şeklindeki bir soru üzerine, hukukun durağan değil, canlı bir süreç olduğunu vurguladı.
Erdoğan, bu canlı sürecin içerisinde gelişmelere göre bunları değerlendirmeleri ve istişarelerde bulunmalarının son derece doğal olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
”Konu salt 250’ye yönelik değil. 4 paket üzerinde Adalet Bakanlığımızın çalışmaları var. Alt komisyon çalışmaları vs. Bunlar yürümektedir ama süratle de neticelendirmenin gayreti içerisinde olacağız. Şu anda Adalet Bakanlığımız bu konuda ciddi bir mesafe almıştır. Öyle zannediyorum ki önümüzdeki hafta içerisinde nihai çalışmaları yapıp, ondan sonra da ne gibi bir metinle Parlamento’da genel kurula inecek, bunları da göreceğiz.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Somali’nin sorunlarının ancak Somalililerin hazırlayacağı reçetelerle çözüme kavuşturulabileceğine inandıklarını belirterek, ”Somali’de her düzeyde ulusal uzlaşının sağlanmasına yardımcı olacak girişimleri de destekliyoruz” dedi.
Erdoğan, Somali Geçici Federal Hükümeti Başbakanı Abdiveli Muhammed Ali ile ikili görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, görüşmede Somali’nin içinden geçmekte olduğu hassas dönemi değerlendirdiklerini, Türkiye’nin Somali’deki faaliyetlerini, önümüzdeki dönemde neler yapabileceğini konuştuklarını aktardı.
Türkiye’nin Somali’yi stratejik bir müttefik olarak gördüğünün altını çizen Erdoğan, ekonomik, ticari, kültürel, siyasi tüm alanlarda bu dayanışmayı bugüne kadar olduğu gibi kararlılıkla sürdüreceklerini ifade etti.
Erdoğan, Somali’de yaşanan geçiş dönemine değinerek, bu dönemin son bulacağı 20 Ağustos’a kadar Somali’nin yeni bir anayasaya, parlamentoya ve cumhurbaşkanına sahip olacağını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, ”Bu kadar kısa sürede siyaseten bu kadar önemli adımların atılması zor gibi görünebilir ama eğer orada bu geçiş sürecini yürütenler bu kararlılığı gösteriyorsa bunun aşılmaması için de bir sebep yok. Bu kararlılığı kendilerinde gördüm ve siyasetin zoru başarma sanatı olduğunu bilen bir insan olarak bunu başarabileceklerine de şahit oldum” diye konuştu.
Muhammed Ali’nin, uluslararası toplumun Somali’ye bakışı konusunda Türkiye’nin üstlendiği görevin önemini bizzat vurguladığını belirten Erdoğan, uluslararası toplumun, geçiş döneminin sona ermesinin engellenmesine veya geciktirilmesine müsaade etmeyeceğine inancını dile getirdi.
Erdoğan, Somali’de yeni bir dönemin başlamasını temin etmeyi amaçladıklarını belirterek, şu bilgileri paylaştı:
”1 Haziran’da 2. İstanbul Somali Konferansı başlayacak. Konferansı BM ile yakın işbirliği içinde yapıyoruz. Ana teması ‘Somali’nin geleceğini hazırlamak – 2015 hedefleri’ olarak belirlendi. Konferansa 55 ülke ile çok sayıda uluslararası ve bölgesel örgüt, sivil toplum temsilcileri ve iş adamları iştirak edecek. Somali’de olumlu gelişmelerin ortaya çıktığı bir dönemde düzenlenmesi bakımından da önem arz ediyor. Konferans öncesinde Somali toplumunun kanaat önderleri, aydınları, sivil toplum ve diaspora temsilcileri İstanbul’da bir araya gelerek Somali’nin geleceğini tartıştılar. Biz Somali’nin sorunlarının ancak Somalili kardeşlerimizin hazırlayacağı reçetelerle çözüme kavuşturulabileceğine inanıyoruz. Somali’de her düzeyde ulusal uzlaşının sağlanmasına yardımcı olacak girişimleri de destekliyoruz.”
Türkiye’nin Somali halkının barış, istikrar ve refah içerisinde yaşamasını teminen hem ikili hem çok taraflı bölgesel ve uluslararası platformlarda çaba göstermeye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğini ifade eden Erdoğan, şu anda da altyapı ve üstyapı noktasında Türkiye’nin çalışmalarının sürdüğünü, bu değişim-dönüşüm sürecini birlikte yaşayarak sıkıntılı günleri en kısa zamanda aşma gayreti içinde olacaklarını söyledi.
Erdoğan, Somali Geçici Federal Hükümeti Başbakanı Abdiveli Muhammed Ali ile ikili görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
THY’deki iş yavaşlatma eylemi ve TBMM’de havacılık sektöründe grev ve lokavt yasağı getiren maddenin kabulüne ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, grev ve toplu sözleşme gibi olayların yasalarla belirlendiğini ve işveren-işçi arasında ve işveren-memur arasında hepsinin bu yasalar içerisinde yürütülmesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan, bazı meslek grupları için ise yasalarla istisnalar getirildiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Şu anda THY gibi veya havayolları gibi bu tür istisnai bir kurumda yapılacak grevlerde, hele hele bunlar yasaya veya yasalara ters olduğu zaman, ki son yapılan dünkü gece 12.00’ye kadar süren grev bir defa kanunsuz bir grevdir. Onu tabii hemen bir ifade ile değiştiriyorlar. İş ağırlaştırma veya işi bırakma gibi garip garip yaklaşımlarla kılıf uyduruyorlar. Dün vatandaşlarımızın yurt içi ve yurt dışında birçoğu mağdur oldular. ‘Dünyada şöyledir, böyledir filan’.. Dünya öyle olabilir, böyle olabilir ama kimsenin kanunsuzluğa müracaat etme hakkı yok ve böyle bir durum söz konusu olmuştur.”
Kendi hazırlıklarının da dünkü olayla ilgili olmadığını, yeni toplu sözleşme ile, çalışma ve sosyal güvenlikle ilgili hazırlıkların bir adımı olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, bu istisnayı ortaya koymalarının amacının da, bu tür düzenlemelerle Türkiye’nin çok daha sağlıklı bir şekilde adım atmasını sağlamak olduğunu belirtti.
Başbakan Erdoğan, Türkiye’de kurumlar kaybettiğinde bunun insanların kaybı anlamına geldiğini, insanların kaybının ise millete ve onların şahsında devlete büyük darbesi, kaybı olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
”Bu ülke bizim. Hep birlikte sahip çıkacağız. Bu ne benim şahsımın ne bakan arkadaşlarımın değil. Biz emanetçiyiz zaten ama emanetçi olarak bu ülkede başarılı bir şekilde yönetimi sergilememiz, halkımızın mutluluğu, refahı içindir. Düşünün ki bu grev kanunsuz değil kanunlu olarak da yapıldığında, uzun süreli bir grev olduğu zaman bunun bedelini kim ödeyecek, kim öder? Millet ödeyecek, millet öder. Bu stratejik bir kurum ve bu stratejik kurumda atılacak bu tür adımlar ciddi manada ülkemizde çöküşün habercisi olur ki, buna fırsat vermemek gerekir diye düşünüyorum.”
Böyle bir grev hukuksuz olduğunda, hukukun gereğini yöneticilerin yapması gerektiğini söyleyen Erdoğan, ”Şu anda bildiğim kadarıyla THY yönetimi, ki THY halka açık bir şirkettir, gereğini yapmışlardır” dedi.
Erdoğan, bugün herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını ve normal seferlere başlandığını söyledi.
-CMK 250. maddede değişiklik-
Başbakan Erdoğan, ”Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, CMK’nın 250. maddesindeki bir değişiklikle ilgili sizin bir talimatınız olduğunu açıkladı. Bu maddenin değişmesiyle birlikte Balyoz, KCK ve diğer önemli davalardan yaklaşık 800 kişinin tahliyesi öngörülüyor. 250. maddeyle ilgili herhangi bir değişiklik var mı?” şeklindeki bir soru üzerine, hukukun durağan değil, canlı bir süreç olduğunu vurguladı.
Erdoğan, bu canlı sürecin içerisinde gelişmelere göre bunları değerlendirmeleri ve istişarelerde bulunmalarının son derece doğal olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
”Konu salt 250’ye yönelik değil. 4 paket üzerinde Adalet Bakanlığımızın çalışmaları var. Alt komisyon çalışmaları vs. Bunlar yürümektedir ama süratle de neticelendirmenin gayreti içerisinde olacağız. Şu anda Adalet Bakanlığımız bu konuda ciddi bir mesafe almıştır. Öyle zannediyorum ki önümüzdeki hafta içerisinde nihai çalışmaları yapıp, ondan sonra da ne gibi bir metinle Parlamento’da genel kurula inecek, bunları da göreceğiz.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Somali’nin sorunlarının ancak Somalililerin hazırlayacağı reçetelerle çözüme kavuşturulabileceğine inandıklarını belirterek, ”Somali’de her düzeyde ulusal uzlaşının sağlanmasına yardımcı olacak girişimleri de destekliyoruz” dedi.
Erdoğan, Somali Geçici Federal Hükümeti Başbakanı Abdiveli Muhammed Ali ile ikili görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, görüşmede Somali’nin içinden geçmekte olduğu hassas dönemi değerlendirdiklerini, Türkiye’nin Somali’deki faaliyetlerini, önümüzdeki dönemde neler yapabileceğini konuştuklarını aktardı.
Türkiye’nin Somali’yi stratejik bir müttefik olarak gördüğünün altını çizen Erdoğan, ekonomik, ticari, kültürel, siyasi tüm alanlarda bu dayanışmayı bugüne kadar olduğu gibi kararlılıkla sürdüreceklerini ifade etti.
Erdoğan, Somali’de yaşanan geçiş dönemine değinerek, bu dönemin son bulacağı 20 Ağustos’a kadar Somali’nin yeni bir anayasaya, parlamentoya ve cumhurbaşkanına sahip olacağını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, ”Bu kadar kısa sürede siyaseten bu kadar önemli adımların atılması zor gibi görünebilir ama eğer orada bu geçiş sürecini yürütenler bu kararlılığı gösteriyorsa bunun aşılmaması için de bir sebep yok. Bu kararlılığı kendilerinde gördüm ve siyasetin zoru başarma sanatı olduğunu bilen bir insan olarak bunu başarabileceklerine de şahit oldum” diye konuştu.
Muhammed Ali’nin, uluslararası toplumun Somali’ye bakışı konusunda Türkiye’nin üstlendiği görevin önemini bizzat vurguladığını belirten Erdoğan, uluslararası toplumun, geçiş döneminin sona ermesinin engellenmesine veya geciktirilmesine müsaade etmeyeceğine inancını dile getirdi.
Erdoğan, Somali’de yeni bir dönemin başlamasını temin etmeyi amaçladıklarını belirterek, şu bilgileri paylaştı:
”1 Haziran’da 2. İstanbul Somali Konferansı başlayacak. Konferansı BM ile yakın işbirliği içinde yapıyoruz. Ana teması ‘Somali’nin geleceğini hazırlamak – 2015 hedefleri’ olarak belirlendi. Konferansa 55 ülke ile çok sayıda uluslararası ve bölgesel örgüt, sivil toplum temsilcileri ve iş adamları iştirak edecek. Somali’de olumlu gelişmelerin ortaya çıktığı bir dönemde düzenlenmesi bakımından da önem arz ediyor. Konferans öncesinde Somali toplumunun kanaat önderleri, aydınları, sivil toplum ve diaspora temsilcileri İstanbul’da bir araya gelerek Somali’nin geleceğini tartıştılar. Biz Somali’nin sorunlarının ancak Somalili kardeşlerimizin hazırlayacağı reçetelerle çözüme kavuşturulabileceğine inanıyoruz. Somali’de her düzeyde ulusal uzlaşının sağlanmasına yardımcı olacak girişimleri de destekliyoruz.”
Türkiye’nin Somali halkının barış, istikrar ve refah içerisinde yaşamasını teminen hem ikili hem çok taraflı bölgesel ve uluslararası platformlarda çaba göstermeye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğini ifade eden Erdoğan, şu anda da altyapı ve üstyapı noktasında Türkiye’nin çalışmalarının sürdüğünü, bu değişim-dönüşüm sürecini birlikte yaşayarak sıkıntılı günleri en kısa zamanda aşma gayreti içinde olacaklarını söyledi.
Kaynak: AA