Esenler, bu topraklarda iz bırakanları ağırlamaya devam ediyor. Prof. Dr. Ramazan Ayvallı’nın Necip Fazıl’la anlattığı anı bizleri de oldukça şaşırttı.
Esenler Belediyesi’nce Dörtyol Meydanı’nda gerçekleştirilen Anadolu’yu Mayalayanlar’ın son misafiri, Hz. Peygamber’in (s.a.v) soyundan Seyyid Abdülhakim Arvasi’ydi. Son devir İslam âlimlerinden, Hz. Peygamber’in torunu Hz. Hüseyin’in soyundan gelen Seyyid Abdulhakim Arvasi’yi Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ramazan Ayvallı Esenlerlilere anlattı.
ARVASİ BİR EĞİTİM NEFERİYDİ
Konuşmasına Hz. Peygamber’e salâvatla başlayan Ayvallı, toplantıyı düzenleyen Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu’ya teşekkür etti. Ayvallı, “yaşadığı zamanın kandilleri” dediği bu erenlerimizi tüm Türkiye’ye, tüm dünyaya anlatmanın, özellikle de gençlerimize anlatmanın boynumuzun borcu olduğunu söyledi. Arvasi Hazretlerinin eğitim yönüne vurgu yaparak örgün eğitimden çok yaygın bir eğitimci olduğuna değinen Ayvallı, Arvasi’nin hem zahiri, hem de batıni ilimlerde icazet aldığını belirtti. Ayvallı, merhumun 1914 yılında Van – Başkale’de ikamet ederken I. Dünya Savaşı ile Ruslar’ın Doğu’yu işgali sırasında buradan Irak’a, oradan Adana, Eskişehir’e ve en sonunda da İstanbul’a geldiğini, 150 kişi ile başlayan seyahatin yolda yaşanan sıkıntı ve hastalıklarla ancak 20 kişi ile tamamlanabildiğini hatırlattı.
“BEN” DEDİĞİ DUYULMADI
Prof. Dr. Ayvallı, Seyyid Abdulhakim Arvasi’nin yaşayışı ve ahlakına da değinerek, “Her hali ve hareketi ile İslamiyet’e uyardı. Çok mütevazı olup; (Ben) dediği işitilmemiştir” dedi. Yaşadığı dönemde Arvasi Hazretleri’nin yetiştirdiği talebelerinden dinlediği hatıralarına ilişkin bilgiler de veren Ayvallı, Şair Necip Fazıl ile ilgili bir hatırasını şöyle anlattı: “Üstad Necip Fazıl’dan bizzat dinledim. Merhum Abdulhakim Efendi Süleymaniye Camii’nde vaaz vermektedir. Necip Fazıl da 10 soru yazar ve soruları cebine koyup Süleymaniye Camii’ne gider. Vaazdan sonra soruları kendisine soracaktır. Ancak, Arvasi Hazretleri vaazı sırasında Necip Fazıl’ın sorularını birinciden başlamak üzere tek tek cevaplandırmaktadır. Üstad bir ara (acaba soruları cebimden düşürdüm de eline mi geçti?) diye şüphelenir. Cebine bakar soru kâğıdı yerinde durmaktadır.
Kaynak: Yeni Şafak