Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kuveyt Vakıflar Genel Sekreterliği ve İslam Kalkınma Bankası işbirliğiyle düzenlediği ‘Vakıfların Fıkhi Sorunları Sempozyumu’ Conrad Otel’de gerçekleştirildi. Sempozyuma; Türkiye, Kuveyt, Mısır ve Lübnan’dan temsilciler katıldı.
Sempozyum’un açılış konuşmasını yapan Mehmet Görmez, böyle bir toplantıya ev sahipliği yapmaktan onur duyduğunu belirterek, emeği geçen herkese teşekkür etti. Konuşmasında vakıfların önemine değinen Görmez, ”Vakıflar, İslam medeniyetinin varlık anlayışının, insana bakışının, hayır ve erdem anlayışının bir tezahürü olarak ortaya çıkmıştır. Bütün erdemleri İslam’ın müesseseleşmiş halidir vakıflar. Dün incelediğim vakfiyede, ‘Her şey yok olacaktır ama yüce Rabbimiz ve onun rızası için yapılan işler baki kalacaktır.’ ifadesi geçiyor. Vakıflar, insanoğluna fani olduklarını, eserleriyle birlikte baki kalacağını öğretiyor.” diye konuştu.
OSMANLIDA VAKIFLARIN GELİRİ DEVLET BÜTCESİNİN YARISI KADARDI
Osmanlı’daki vakıfın bütçesine değinen Görmez, “18. yüzyılın başında Osmanlı vakıflarının geliri, Osmanlının bütçesinin yarısı kadardır. Koca Osmanlı’nın yarısı. Bütün alanlarda; diyanet, sosyal yardımlaşma, fakiri fukarayı gözetme her şey sivil halka bırakılmıştır. Müslüman ecdadımız karşı karşıya kaldığı bütün sorunları çözmek için sayısız vakıflar inşa etmiş. Yolculara yardım, esirleri azat, fakir kız çocuklarına evlenmeden önce çeyiz temini, hayvanlara çayır tesis etmek, borçluların borçlarını kapatmak için vakıflar kurulmuş. Düşünün göçmen kuşlar için ve o kuşlara yuva yapmak için bile vakıflar kurulmuş.” ifadesini kullandı.
HÜRREM SULTAN MESCİDİ AKSA’DAKİ KANDİLLER İÇİN VAKIF KURMUŞ
Özel bir televizyonda yayınlanan ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinde Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan’ın farklı şekilde gösterildiğine de değinen Mehmet Görmez, “Bugün çeşitli vesilelerle gündeme gelen Hürrem Sultan, Kudüs’te bir vakıf kuracaktır. Vakfın vakfiyesinde birinci madde şöyledir: ‘Bu vakfın gayesi Mescid-i Aksa’daki kandillerde yakılacak olan zeytinyağını temin etmektir. Kudüs’e Mescid-i Aksa’nın lambalarına yakıt olarak zeytinyağı gönderen Hürrem Sultan, bugünlerde Türk gençliğine farklı şekilde gösteriliyor.” şeklinde konuştu.
Varlığını, gücünü İslam’dan alan vakıf müessesesinin, dini ve din hizmetlerini geliştirip himaye ettiğini aktaran Görmez sözlerini şöyle tamamladı: “Din hizmetlerinin sivil tabiatı, vakıf desteği içine girdiğimiz asırda maalesef kaybetmiştir. Din hizmetleri ister istemez devletin himayesine muhtaç olmuştur. Buda din hizmetindeki, gönüllülük, fedakarlık, samimiyet, ihlas gibi ilkelerini maalesef zayıflatmıştır. Bugün artık şunu açık açık konuşmak gerekir. Türkiye’de din hizmeti ve din ilmi amaçlı kurulan bütün vakıfların din hizmeti ve din eğitimine hizmet eder hale getirilmesi gerekir.”
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Selçuklu ve Osmanlı döneminden vakıflar kurumsallaşmasını tamamlayarak önemli bir kurum haline geldiklerini hatırlattı. Vakıfların bütün bir toplumu ihya eden bir kurum haline geldiğine değinen Ertem, bugünkü dünyanın ürettiği bütün modern kamu hizmetlerini vakıflar eliyle yapıldığını söyledi.
Sempozyuma katılan Mısır, Kuveyt, Lübnan temsilcileri, vakıfların önemine değinerek, sempozyumu düzenleyen Türkiye’ye teşekkür etti. Konuşmaların ardından ülkelerin temsilcileri birbirlerine çeşitli hediyeler verdi.
CİHAN