BİR YUSUFİYELİ ÜLKÜCÜ: HASAN İLTER
Yusufiyeli Ülkücüler Derneği Başkanı Hasan İlter, 17 yaşında ülkücü harekete katılmış. 12 Eylül’e giden süreçte 8 yerinden kurşunlanmış, 11 yıl cezaevinde kalmış, cezaevinde liseyi bitirmiş, yine cezaevinde Türkiye 101. olarak Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazanmış. Cezaevinden çıktıktan sonra da fakülteyi bitirmiş, şimdi avukatlık yapıyor. Yusufiyeli Ülkücüler Derneği‘ni kurmuş. Dernek, 12 Eylül döneminde cezaevlerinde yatan, işkence tezgâhlarından geçen ülkücülerin ve ailelerinin toplandığı adrres. Genel başkanlığa aday olduğu yıllarda Devlet Bahçeli‘yi desteklemişler, referandum sürecinde ise Bahçeli ile yolları ayrıldı. Bahçeli’nin o süreçte “kerameti kendinden menkul”, “sütü bozuk” dediği ülkücülerden. O ise “benim çocuğumun ismi Muhammed Devlet Saltuk Buğrahan’dır. Ben 35 yıldır hiçbir yere gitmedim. Hâlâ başladığım yerdeyim, hâlâ tertemiz, pırıl pırıl, dimdik, alnı ak bir ülkücüyüm. Hâlâ partimin istikbali için çalışmaya devam eden bir neferim” diyor. MHP‘de kasetlerin ardından yaşananları, nasıl bir MHP istediklerini konuştuk.
Röportaj: Seda ŞİMŞEK (sedasimsek@bugun.com.tr)
BU İŞLERDEN HABERİ OLMADIYSA GİTSİN KARPUZ YETİŞTİRSİN
*MHP’de kasetlerin ardından ortaya çıkan durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu yaşanan olaylar bizim için malumun aleniyet kazanmasından başkaca birşey değildir. Yaşanan olayların bir kısmını bilgi yoluyla, bir kısmını da tahmin yoluyla zaten biliyorduk. Biz yıllardan beri MHP‘nin Devlet Bahçeli yönetiminde çizgisini şaşırdığını, rotasını kaybettiğini söylemekteyiz. Bu yaşanan olaylar bizim haklılığımızı ve tespitlerimizi doğrular niteliktedir. Milli ve manevi değerlerine sadık olması gerekenlerin böylesine ahlaksızca olayların içinde bulunması ülkücü camiayı ziyadesiyle rahatsız etmektedir.
AHLAKSIZLIKLARDAN HABERDAR
*Bahçeli’nin istifası isteniyor, genel başkan olarak, milletvekillerinin, genel başkan yardımcılarının özel hayatının bekçiliğini mi yapacak?
35 yıllık ülkücü ve siyasi hayatı olan birisi olarak partimizin ve teşkilatımızın yapısını çok iyi biliyorum. Parti teşkilatları ve ülkü ocakları vasıtasıyla Türkiye genelinde partimize bilgi ve belge akışı olmakta, bu bilgi ve belgeler nihai olarak Sayın Genel Başkan’da toplanmaktadır. Böyle bir teşkilat yapısına sahip bir partinin Genel Başkanı’nın kamuoyuna akseden bu ahlaksızlıklardan haberdar olmaması düşünülemez. Hal böyleyken Sayın Genel Başkan’ın bu yaşanan olaylardan habersizmiş gibi davranıp, olaylar açığa çıktıktan sonra faillerinin istifasını istemesi aynı zamanda onları korumakta ve kollamakta olduğu anlamına gelmektedir.
İHRAÇ EDİLMEMELERİ MANİDAR
* Nasıl koruyor kolluyor?
Dikkatinizi çekerim, MHP gibi bir partide böylesine ahlaksızlıkları aleni olmuş birilerinin partiden ihraç edilmemiş olması manidardır. MHP gibi bir teşkilatta bu işlerden haberi olmayan bir genel başkan gitsin köyünde karpuz yetiştirsin daha iyidir.
ELBETTE GÖRÜLECEK BİR HESAP VAR
* Sizler neden MHP dışında kaldınız?
Bizim gibi samimi ülkücülere karşı Bahçeli yönetimindeki kadroların aleyhte bir tavrı söz konusudur. Partide dönen dolaplar, yaşanan ahlaksızlıklar nedeniyle birtakım insanların bizleri partiye sokmamak için ellerinden gelen bütün gayreti gösterdiklerini biliyoruz. Bizler parti bünyesinde olursak rahat hareket edemeyeceklerdi. Parti çizgiyi kaybetti, tabanın hissiyatlarına ve fikirlerine ters politikalar üretmekte, bu politikaları da tabana dayatmaktadır. Partide olursak bu dayatmalara karşı çıkacağımızı ve bu politikalarla mücadele edeceğimizi biliyorlar.
*Bugün ülkücüler arasında bir iç hesaplaşma mı yaşanıyor?
Elbette partiyi bu hale getiren parti üst yönetimi ile samimi ülkücüler arasında görülecek bir hesabımız vardır. Zira, Devlet Bahçeli yönetimindeki MHP‘nin üst yönetim kadroları darbeciler, dönmeler, devşirmeler, işkenceci polis şefleri, derin devlet elemanları, ayyaşlar, berduşlar, tarafından ele geçirilmiş durumdadır. Bu insanların Türk Milleti’nin milli ve manevi değerleriyle ilgili bir hassasiyetleri olmadığı gibi, tam tersine bu değerlere karşı savaş açmış kişiler oldukları süreç içinde ortaya çıkmaktadır. Böylesine bir yönetim kadrosu ile davasına sadık samimi ülkücülerin mücadele etmemesi zaten fikri yapılarına ters düşecektir. Elbette ki partimizin yönetim kadrolarında Türk Milleti’nin milli ve manevi değerlerine hassas bulunması için mücadele etmekten geri durmayız.
* Bu mücadele siyasi arenada kaybedildi de şimdi kasetlerle mi yapılıyor?
Kasetleri çıkaran bizler değiliz, o kasetlerde ahlaksızlık yapan, Türk Milleti’nin sağ seçmenine hakaretler edenler de bizler değiliz. Bu kasetleri çekmek için kaset faillerinin beynine hükmedip onları ahlaksızlığa sevkeden okyanus ötesinde yaşayan Allah’ın rızasından başka gayesi olmayan Sayın Fethullah Gülen Beyefendi de değildir. Parti, üst yönetim kadroları okyanus ötesinden sorumlular arayacağına kendileri gibi içlerinde olanlara baksınlar. Kanaatimize göre bu bir iç hesaplaşmanın tezahüründen başkaca birşey değildir. Allah’ın davasına inanmış ülkücüler ahlaksızlıklardan medet ummaz, onların en büyük silahı Allah’ın yardımı ve fikirlerinin gücüdür.
* Bugün yaşananlar töreye uygun mu?
Elbette ki uygun değil, partimizde ne Türk töresi ne İslam ahlak ve fazileti ne de Türklük gurur ve şuuru göz önüne alınmaktadır.
Yönetim derin devletin emrinde
* MHP neden bu hale geldi?
Parti yönetimi parti tabanıyla ve her biri ilmen, fikren ve siyaseten kendisini yetiştirmiş geniş halk kitlelerine hitap ettiğinde onları etkileyebilecek ülkücülere karşı tavır almak suretiyle her geçen gün hedeflerinden ve gayesinden uzaklaştırılmaktadır. Partimizin üst yönetimini ele geçirmiş ve kendisini derin devletin emrine sunmuş kadrolar partimizi çizgisinden saptırarak statükonun pençesine atmak için azemi gayret sarfetmektedirler.
* MHP bu olaylardan sonra baraj altında kalırsa mutlu mu olacaksınız?
Elbette mutlu olmayacağız, ancak bu politikaların böylece devam ettirilmesi bize gösteriyor ki partimiz büyük ihtimalle baraj altında kalacaktır. Biz iddia ediyoruz ki, bugünden Sayın Bahçeli’nin seçimlerden sonra istifa edeceğini ve demokratik bir şekilde genel başkanlık seçimleri yapılacağını garanti etmesi durumunda partimizin oyu en az 5 puan artacaktır. Sayın Bahçeli bunu şimdiden deklare etsin, biz de gidelim partimizin seçimlerde en iyi sonucu alabilmesi için elimizden ne geliyorsa yapalım, biz buna hazırız.
* Seçim dönemi içindeyiz, dere geçerken at değiştirilir mi?
Elbette ki değiştirilir, eğer o at hastaysa, yorulmuşsa veya binicisini üzerinden atacaksa derede boğulmamak için değiştirmekte fayda vardır. Türk Milleti’nin önemli özelliklerinden birisi de iyi bir at binicisi olmaktır. Bu özellik de gözardı edilmemelidir, biz bunu başarırız.
İstifa edip kongre tarihini açıklasın
*Gelinen bu noktada nasıl bir çözüm öneriyorsunuz?
Sayın Bahçeli, seçimlerden sonra istifa edeceğini açıklamalı ve kongre tarihini de ilan etmelidir. MHP gibi bir partinin rahmetli Başbuğ’dan sonra geleneksel genel başkanlık sistemi ile idare edilmesi partimizin fikri yapısı açısından kolay değildir. Bu bakımdan partinin Türk Milleti’nin tarihinde de yeri olan bir ak saçlılar konseyi tarafından genel başkanlık konumunda olan bir sözcü ile yönetilmesi çok daha uygun olacaktır.
İSTEĞİMİZ NİZAM-I ALEM, İLA’YI KELİMETULLAH
* Siz nasıl bir MHP istiyorsunuz?
Bizim davamızın özü Nizam-ı Alem ve İla’yı Kelimetullah’dır. Nizam-ı Alem dünyayı güzelleştirmek, İla’yı Kelimetullah da Allah’ın ismini yüceltmektir. Ülkücülük öyle bir bakış açısına sahiptir ki önce ülkemizi, sonra bütün dünyayı kucaklayacak niteliktedir. Ülkücü aynı zamanda tam bir demokrat, tam bir insan hakları savunucusu, tam bir çevre hakları savunucusudur. Bizim Nizam-ı Alem ve İla’yı Kelimetullah fikrimizin tarihi derinliklerinde “Kızıl Elma” vardır. “Kızıl Elma” yaklaştıkça uzaklaşan, zamanla bütün dünyayı kapsayan bir mefkuredir. Ülkücü hareket bu her iki fikri birleştirip buna Türk-İslam ülküsü adını vermiştir. Bizim istediğimiz de budur.
CHP’nin oyu için Gülen’i hedef aldı
* Türkeş ile Fethullah Gülen arasındaki diyalog neden Bahçeli ile kurulamıyor?
Rahmetli Başbuğmuz ikili sohbetlerinde ve kamuoyu nezdinde yapmış olduğu konuşmalarda 12 Eylül öncesinde bizlerin düşünüp de gerçekleştiremediğimiz fikirlerimizi Sayın Gülen’in gerçekleştirilmekte olduğunu ve bu harekete yardımcı olmamız gerektiğini söylemiştir. Sayın Gülen’in çalışmaları bizim ülkümüzle bağdaşmaktadır. Sayın Bahçeli’nin ülkücü fikirlere karşı hassasiyetinin olmadığı ortaya çıkmış bulunmaktadır. Sayın Bahçeli, baraj altında kalma korkusuyla Fethullah Gülen Beyefendi’yi hedef almak suretiyle CHP tabanından oy almak arzusu içindedir. Yüzde 10 barajını bu şekilde aşacağını düşünmektedir.