Doç. Dr. Sezgintürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, meme kanserinin akciğer kanserinden sonra dünyada görülme sıklığı en yüksek olan kanser türü olduğunu belirterek, erken teşhis ile hastanın büyük oranda yaşama şansına sahip olduğunu söyledi.
Meme kanserinin biyokimyasal belirtileri olduğunu ifade eden Sezgintürk, bu sayesinde kan tahlili ile erken teşhisin mümkün olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
”Biyokimyasal belirteçler, herhangi bir dokuda kanser olup olmadığını açıklayan moleküllerdir. Bu özel biyokimyasal belirteçlerin kanda varlığı tespit edilebilirse, ilgili kanser türünün varlığı yüzde yüze yakın oranda doğru bir şekilde tespit edilebilir. Üzerinde çalıştığımız proje ile meme kanseri, biyokimyasal belirteçler sayesinde, kan tahlili ile teşhis edilebilecek. Hastadan doku alınmasına gerek kalmadan, kandan bir damla örnekle, biyokimyasal belirteç ile kanser var mı yok mu belirlenecek. Bu biyokimyasal belirtecin miktarından yola çıkarak kanserin aşaması bile belirlenebilir.”
”BİR DAMLA KAN İLE KANSER TEŞHİS EDİLEBİLECEK”
TÜBİTAK’ın desteğiyle meme kanserinin erken teşhisine yönelik geliştirdikleri projenin sonuçlandığını belirten Sezgintürk, ”Yaptığımız çalışmaların sonucunda meme kanserinin biyokimyasal belirteçlerini kullanarak kan tahlili ile kanser tespit edilebiliyor” dedi.
Proje kapsamında geliştirilen çalışmaya alternatif olan bazı yöntemlerin moleküler biyolojide kullanıldığını fakat bunların çok yavaş ve pahalı yöntemler olduğunu anlatan Sezgintürk, sözlerini şöyle tamamladı:
”Bizim amacımız şu anda prototipini geliştirdiğimiz yöntemi rutine uyarlayabilmek. Eğer başarılı olabilirsek artık hastanelerde ya da laboratuvarlarda bir damladan daha az miktarda kanla, tıpkı kan grubu tayin eder gibi kanser tespit edilebilecek.” (AA)