Erdoğan; Kılıçdaroğlu’nun o sözü doğru…

Başbakan Erdoğan, Adıyaman mitinginde CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun bir sözünün doğru olduğunu açıkladı. İşte o söz…

Başbakan Erdoğan, partisinin Adıyaman Emniyet Müdürlüğü yanında düzenlenen mitinginde vatandaşlara hitap etti. Konuşmasına, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halk oylamasında, yüzde 80,4 oranında ”evet” oyu veren Adıyamanlılara teşekkür ederek başlayan Erdoğan, şunları söyledi:

KILIÇDAROĞLU’NUN O SÖZÜ DOĞRU

Erdoğan Gazze’deki çocuklara mama, oyuncak ve inşaat malzemesi götüren Mavi Marmara gemisinin bir yıl önce Akdeniz’de korsanların saldırısına maruz kaldığını belirterek, şöyle konuştu:

”Orada şehit olan 9 kardeşimizden bir tanesi de Adıyaman Belediyesi personelinden Fahri Yaldız kardeşimizdir. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, inşallah. Yakınlarına, Adıyaman‘a bir kez daha başsağlığı diliyorum. Biz en başından itibaren altını çizerek net bir şekilde ifade ettik: Bir; İsrail hükümeti özür dileyecekti. İki; ailelere tazminat ödeyecekti. Üç; Gazze’deki ablukayı kaldıracaktı. Bu şartlarımız yerine gelmediği müddetçe, bizim İsrail hükümetine tavrımız asla değişmeyecekti. Tabii son günlerde enteresan gelişmeler oluyor. CHP Genel Başkanı biliyorsunuz, İsrail’e sempatik görünmek için elinden geleni yapıyor. Ne diyor? ‘Ben olsaydım, Mavi Marmara’yı göndermezdim’ diyor. Bu nasıl kafa ya. Sen uluslararası karasularda giden gelen hiçbir gemiye engel koyamazsın. Evrak ararsın eksiği varsa söylersin. Olay budur, bunun dışında engelleyemezsin. Bu seyahat özgürlüğünü engellemektir, buna hakkın yok.

‘Ben olsaydım, İsrail’le ilişkilerin bozulmasına izin vermezdim’ diyor. O doğru, çünkü İsrail’i ilk devlet olarak tanıyan CHP’dir. Bunlar yeri gelmiştir Hitler’in de karşısına gidip el pençe divan durmuşlardır. Bunların ne zaman ne yapacakları belli olmaz. İsrail de bu göz kırpmayı karşılıksız bırakmıyor. İşte en son, bazı uluslararası medya kuruluşları ki Yahudi sermayesidir çoğu. Hiç örneği görülmemiş şekilde, ‘oyunuzu CHP’ye verin’ diyecek kadar niyetlerini belli ettiler.”

BU TOPRAKLAR ÜZERİNDE BİN YILDIR KARDEŞÇE YAŞIYORUZ

”Adıyaman’da toprağın üstü bereketlidir. Ama, Adıyaman‘da toprağın altı daha da bereketlidir. Adıyaman, Sahabe-i Kiram’ın büyüklerinden, Ebu Zer El Gıfari’nin makamının olduğu şehirdir. Adıyaman, Hazreti Süreka’nın, Mahmut El Ensari’nin, Ebu Sadık’ın, Mahmut Gazi Hazretlerinin, Abdurrahman Erzincani Hazretlerinin şehridir. Elbette ki Adıyaman, yine Sahabe-i Kiram’dan, Safvan Bin Muattal’ın şehridir. Hepsini rahmetle yad ediyorum. Allah bizi onların şahitliğine nail etsin diyorum.

Kutup Yıldızı nasıl kervanlara yol gösterirse, işte bütün bu ulu zatlar da bize yol gösteriyor, bize rehberlik yapıyor. Bu topraklar üzerinde, birliği, beraberliği, dayanışmayı, huzuru ve kardeşliği biz onlara borçluyuz. Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Alevisi, Sünnisiyle, bu topraklar üzerinde bin yıllardır kardeşçe yaşıyoruz.

Adıyaman Ulu Camii’nde, Çarşı Musalla’da, Kab’ta, hepimiz aynı kıbleye dönüyor, aynı sureleri okuyor, aynı duaları ediyoruz. Bizim aramızda ayrı gayrı olamaz. Türk, Kürt, Arap… Biz ezelden kardeşiz, ebediyyen kardeşiz. Bizim aramızda husumet olamaz, bizim aramıza nifak giremez. Kim ki bizim aramıza nifak sokmaya çalışıyorsa, bilsin ki, Ebu Zer El Gıfari Hazretlerine saygısızlık yapmıştır. Kim ki aramıza fitne sokmaya çalışıyorsa, bilsin ki, Safvan Bin Muattal Hazretlerinin aziz ruhunu incitmiştir.”

BAĞIMSIZ ADAYIN SEÇİM BÜROSUNDAN MOLOTOFKOKTEYLİ ÇIKMASI

İsimlerini sıraladığı değerli insanların, birliğin ve kardeşliğin sigortası olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, konuşmasında BDP’ye yönelik eleştirilerde bulundu.

Erdoğan, şöyle konuştu:

”(Kürtlerin dini Zerdüştlüktür) diyorlar. Benim Kürt kardeşlerimi bu şekilde bir zan altında bırakmaya cüret edecek kadar istikameti yok bunların. Akıl hocaları böyle diyor. Ve ne diyorlar? ‘Kürtler, kılıç zoruyla Müslüman yapılmıştır’ diyorlar. Daha da ileri gidiyorlar, ‘Apo peygamberdir’ diyorlar…

Bitmedi, Cizre’de, imam hatipli çocukların kaldığı pansiyona molotof atıyor, 13-14 yaşında çocukların yüzünü yakıyorlar. Şu anda bir tanesi Ankara’da. Bizim de gözetimimiz altında tedavi görüyor.”

Diyarbakır’da, aynı şekilde imam hatipli çocuklara saldırıldığını belirten Erdoğan, Hakkari’de sabah namazına giden imamın katledildiğini ifade etti. Daha da ileri gidilerek, Cizre’de, tarihi Kırmızı Medrese’ye ve büyük Kürt alimi Melaye Ceziri’nin türbesine bile saldırmaktan geri kalınmadığını kaydeden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

”Şu BDP’nin sırtını dayadığı yer neresi? Terör örgütü… Sırtını oraya dayıyor. Bazı yazarlar ağız birliği yapmışlar, ‘Başbakan BDP’ye karşı çok sert’ diye hergün yazıp çiziyorlar. Ben, polis katillerine mi müsamaha göstereceğim? Çocukların, kadınların olduğu arabaya saldıranlara mı müsamaha göstereceğim? 13-14 yaşında çocukların yüzlerini yakanlara mı müsamaha göstereceğim? İmam katillerine mi müsamaha göstereceğim?

Önceki gün, İstanbul’da BDP’nin bir seçim bürosunda, daha doğrusu bir bağımsız adayın seçim bürosundan onlarca molotof çıktı. O seçim bürosunu kullanan zat, gittiği her yerde, mağduriyet kisvesi altında barış diyor, özgürlük diyor, demokrasi diyor, hak diyor, hukuk diyor. Peki bu molotoflar nedir? Kimi yakacaksınız, nereyi yakacaksınız? Barışı böyle mi getireceksiniz? Molotofla demokrasiyi aynı kefede nasıl tartacaksınız? İstanbul’da, bir belediye otobüsünde yakarak öldürdüğünüz Serap kızımız size ders olmayacak mı?

Bunların nasıl bir tahrik, nasıl bir kışkırtma politikası yürüttüklerini görün. Bunlar oradan nemalanıyorlar. Benim Kürt vatandaşım kepenk kapatmıyor, kepenk kapattırılıyor. Bunların, sorunun çözümü için değil, sorunun devamı için nasıl çırpındıklarını görün. Bu bölgenin yoksulluğu bitmesin istiyorlar.”

”SAYIN KILIÇDAROĞLU GİBİ KURUSIKI SALLAMIYORUZ”

Ak parti iktidarında, inkar ve asimilasyon politikalarına yer olmadığını söyleyen Başbakan Erdoğan, Adıyaman‘lı bazı vatandaşların kendisine gönderdiği mektuplardan birkaç örnek okudu. Bu mektuplarda kendisine teşekkür edildiğini belirten Erdoğan, kendisine anlatılan bir olayı da şu sözlerle ifade etti:

”2009 seçimleri öncesinde, Adıyaman Ticaret Lisesi’nin önünde, bir beyle hanımı tartışıyorlar… Bey, ısrarla, eşine ‘AK Parti’ye oy vermeyeceksin’ diyor. Hanım kardeşim ne diyor biliyor musunuz? ‘Sen benim bunca yıllık kocamsın. Hangi gün evden ayrılırken 5 lira eve harçlık bıraktın? Ama Tayyip Erdoğan her ay bana dünyanın parasını veriyor. Okula öğrenci gönderiyorum para veriyor, sosyal yardımlaşmadan her ay bana para veriyor. Ben oyumu AK Parti‘den başkasına vermem, kusura bakma’…

Beyler, duydunuz mu? Sayın Kılıçdaroğlu gibi kurusıkı sallamıyoruz.”

”BUNLARIN DEMOKRASİDEN ANLADIĞI BU. BUNLAR DİŞ SÖKEREK, EZİYETLE, İŞKENCEYLE İKTİDARA GELMENİN HEVESİ İÇİNDELER”

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, ”Bunların demokrasiden anladığı bu. bunlar, diş sökerek, eziyetle, işkenceyle iktidara gelmenin hevesi içindeler” dedi.

Erdoğan, Adıyaman Emniyet Müdürlüğü yanında düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.

”SİYASET MÜHENDİSLİĞİNE SOYUNAN İŞ ADAMLARI”

”Biliyorsunuz, BDP, CHP’yi parmağında oynatıyor, öte yandan MHP, CHP’nin vagonu olmuş durumda” diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

”Yetmedi, illegal örgütler, emekli siyasetçiler, siyaset mühendisliğine soyunan iş adamları, yandaş medya CHP’nin sırtını sıvazlıyor. Bu da yetmedi, şimdi uluslararası bazı yayın kuruluşları da alenen CHP’ye oy istemeye başladılar. İşte CHP’nin nasıl bir proje olduğunu görün. CHP’nin komployla nasıl tasarlandığını işte görün. Önceki gün İstanbul’da, son derece kaba, son derece nezaketsiz biçimde şunu söylüyor. Benim için ne diyor biliyor musunuz? ‘Senin dişlerini sökeceğim’. Sayın Kılıçdaroğlu, biz senin hesap uzmanı olduğunu öğrenmiştik de meğer sahte diş hekimliği de yapıyormuş ya bunu da yeni öğrendik.

Buradan, Adıyaman‘dan kendisine çok önemli bir hatırlatma yapmak istiyorum: İşkence, AK Parti hükümetiyle birlikte bu ülkede sona ermiştir. AK Parti hükümeti, işkenceye sıfır tolerans göstermiştir. Sayın Kılıçdaroğlu, ‘dişlerini sökeceğim’ diyerek, aslında geçmişinizi mi hatırlıyorsunuz? Zira sizin iktidarlarınız döneminde bu ülkede işkenceler yapılmış. Ve şimdi de sizin beyin hafızanızda ne tür bir işkenceler yattığını biz görüyoruz, bunu biliyoruz. Ne Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ne de ahalisinin bu ülkede işkence yapmasına asla göz yummayız, müsamaha göstermeyiz. İşte bunların demokrasiden anladığı bu. Bunlar diş sökerek, eziyetle, işkenceyle iktidara gelmenin hevesi içindeler.”

Post Author: SerGe

Leave a Reply