Derya bilinmeyenleri açıkladı…

Kapkara olmuş, biraz yorgun ama diğerleri gibi karnı içine göçmemiş, belli ki kaslardan yemiş Derya Büyükuncu. Mutlu, gururlu ve gerçekten sabırlı biri. Yanına “Derya abiii” diyerek gelen ve hatta kafasına tırmanan boneli bebeklerin her birine ayrı ayrı ilgi, alaka, şefkat gösteriyor, bense sorulmayı bekleyen sayfalar dolusu soruma bakıp intihar etmek istiyorum. Şu an tek bir dileği var, Olimpiyatlara altıncı kez katılıp dünya rekoru kırmak. Peki Derya Büyükuncu, madem bu kadar sabırlısın, o zaman sıkı antrenmanlar öncesi benimle şöyle bir poz vereceksin.

Nasıl bir ailede büyüdünüz?

Anneannem Selanik’ten, dedem Kocaelili, baba tarafım Gaziantepli. Annemin Kadıköy rıhtımda eczanesi var. Babam Yılmaz Büyükuncu Türkiye’nin en iyi doktorudur. Çapa’da öğretim görevlisi. Telefonda muayene eder bizi, “Şunu yap” der, sıkıntım hemen geçer. Beni 7 yaşıma kadar dedem büyüttü, terbiye etti. 80 yaşında öldü. Bana öğrettiği Mevlânâ öğüdü hayat felsefemdir. Yatmadan mutlaka öğretici şeyler okurdu. “İsmet’in Kısmeti” diye bir kitap vardı mesela. Pilav yapardı, her sabah portakal suyumu sıkardı. Keşke Survivor’ı seyredebilseydi.

Aileniz iyi “Doktor ol” falan dememiş.

Haberleri olmadı aslında. Ablam Berna’yla dedemlere Büyükada’ya giderdik. Suya atlayıp dururduk. Dedem de “Aman boğulmasınlar” diye başımızda. Sonra ikimiz de yüzücü olduk. Ablam benden sadece 1.5 yaş büyük ama “Abla” derim saygıdan.

Survivor size ne kattı?

Türkiye beni biliyordu ama tanımıyordu. Hakkımda o kadar çok yalan haber çıktı ki! Ben 25 yıldır öğüt vermek yerine sporcu olarak örnek olmaya çalıştım. Şöhret peşinde değildim ama kendimi anlatmak istedim.

Finalde “Parayı Olimpiyatlar’a gitmek için kullanacağım” dediniz, Nihat Doğan “Ne derecesi varmış ki” diye çamur atarak oy almaya çalıştı, bu kırılma noktası mı oldu?

Nihat Doğan “Kimse beni eleyemez” dedi sürekli. “8 kişinin SMS’ine karşı yarışıyorum” diye çevirdi lafı. Taner’i elediğim anda suratının şeklini görünce “Şampiyonum sanırım” dedim. Yüzde 55’e 45 oran bekliyordum ama halk kalite farkını gördü ve yüzde 75 oy aldım.

CHP’nin yapmaya çalıştığını tek başınıza yaptınız, bir Yozgat arada mavi yani Nihat Doğan, gerisi kırmızı. Edirne, İzmir, Muğla neredeyse firesiz. Politikaya girin oldu olacak.

Olabilir tabii, neden olmasın. Sporu bırakacağım bir gün, insanlar beni seviyor. CHP beni transfer etsin o zaman. Gaziantep’ten milletvekili adayı…

‘SEVDİĞİM İNSANIN GÖZÜNE BAKARIM’

Nasıl dayandınız, el kol tacizine, hakarete?

Ben sevdiğim insanın gözünün içine bakarım. Onun gözünün içine bir kere bile bakmadım çünkü sevmiyorum. Sadece insan olarak saygı duydum yoksa katil olurdum. Sürekli küfretti. “Açtık, yorgunduk, kırdıysam özür dilerim” dedi. Ben senden daha çok açtım! Niye saldırmadım?

Niye?

Öyle bir insan değilim. Filozof gibi konuşarak olmuyor işte. Ama kimi oyununa geldi. Pascal ağabeyimdir, çok iyi insandır. Pascal’a yaptı tuttu, Asena’ya, Ebru’ya tuttu, bende tutmadı. Tefik’i saldı üstüme, kâr etmedi. Bende 10 peygamber sabrı var. Kendisi gibi halka oynuyorum sandı. Bir yıl daha kalsak da beni çığrından çıkaramazdı, patlama noktam yok.

“Sen yüzücü değil misin neden balık tutamıyorsun” dedi size. İnsan patlamaz ama güler, tiye alır, öyle robot gibi durdunuz. Bu da itici bulundu!

O da “Tenorum” diyor ama operalarda göremedik kendisini. “Hayvanseversin döner yiyorsun” dedi adam! “Vejetaryenim” demedim ki, hayvana zarar veremem, inek kesemem yani.

Kameraların olduğu yerler gerçeğin ne kadarıydı?

Görmediğiniz şeyler oldu tabii. İyi ki de görmediniz. Taner hep aynıydı, ilk 5 dakika komik, deli dolu. Mesela bir oyun kaybettik, o gün yeğenim bir yaşına giriyordu. Arkadaşlarla “İyi ki doğdun Arya” dedik. Nihat kızdı. “Yas tutacaksınız” diye bağırdı. Taner’le Tefik çok dalaştı. Nihat’ın kamera yokken ettiği küfürler söylenecek gibi değil. Kadın-erkek ayrımı da yoktu. Benim aileme bile küfretti.

‘ACUN BENİM MR’IMI ÇEKTİ’

Dans yarışmasında “Ne alaka” dediler, şimdi insanlar üzerinize atlıyor. Acun Ilıcalı bunu görmüş müydü?

Acun Ağabey bir tanedir. Hayatımı değiştirdi. Ümidim oldu. Yok Böyle Dans için beni Amerika’dan buldu. Düğünüm hariç dans etmişliğim yok ama kabul ettim. Gördüm ki Acun sevdiklerini bırakmaz.

Peki antrenörünüz Acun Ilıcalı olsaydı ne olurdu ya da 2012 Olimpiyatlar’ı için onunla çalışsanız?

Beni öyle bir gaza getirirdi ki yüzmez uçardım herhalde. 2012’de beni izlemeye geleceğine yüzde 100 eminim. Onun açtığı kapıları bu ülkede bana kimse açmadı. Yok Böyle Dans’ta tanıdı beni, Survivor’da MR’ımı çekti.

‘KATAR 1 MİLYON DOLAR TEKLİF ETTİ’

Federasyonla sürtüştünüz, nankörlükle, vatan hainliğiyle suçlandınız. Neler oluyor?

Benden kaynaklanmadı. İlk defa geçen yıl 9 ay maaş aldım, onu da kestiler. Masraflarım karşılansın yeter, futbolcu parası istemiyorum. Olimpiyatlara gitmek istiyorum. 5’ine nasıl gittiysem buna da gideceğim. Yardım eden eder ama taş koymayın.

Maaşınız “Yok Böyle Dans”tayken yarış kaçırdınız diye düşürüldü değil mi?

Kaçırmadım. “200 metreye hazırlandım, diğerinden çıkarın” dedim. İstediği yarışa girmeyen yüzücüler oldu, onlar hakkında yazılıp çizilmedi.

“Hayatım Nihat Doğanlarla dolu” diyorsunuz.

“Nihat Doğan ve Nihatçıklarla dolu” diyeyim sana.

Galatasaray’dan atıldınız mı?

Basından öğrendim onu da her şey gibi ama resmi bir yazı gelmedi. Ama Ünal Aysal’la görüşüp kendimi anlatmayı çok istiyorum. Bu kadar yıllık Galatasaraylıyım.

Peki yurtdışından teklif geldi mi?

Daha 9 yaşındayken Yunanistan “Bize verin, sizin adınıza yarışsın yine” dedi. Katar 2012 Olimpiyatları için 1 milyon dolar teklif etti. Çünkü insanlık tarihinde ilk kez bir sporcu 6. kez Olimpiyatlar’a gidecek.

Olimpiyat rekoru kırmanız için A barajını aşmanız gerekiyor. Yüzme Federasyonu Başkanı “İmkânsız, yaşı da uygun değil” dedi.

Antrenmanlara başlıyorum. 13 ayım var. Adada her gün iki saat çalıştım. Tabii adale kaybı oldu. Toparlanıp A barajını geçeceğim. Yaş meselesine gelince; geçen hafta İzmir’de atletizm şampiyonası vardı. 51 yaşındaki kadın atlet Marilyn Ottey barajı geçti, Olimpiyatlarda koşacak. Bu cevap yeterli herhalde.

Barajı aşamazsanız Türk halkına nasıl açıklayacaksınız bu durumu?

Türk halkına veremeyecek bir cevabım yok. Bu ülke için elimden ne geliyorsa yapacağım. O parayla yatlar katlar almayacağım emin olun.

Reklam teklifleri var mı?

Türkiye’de yüzücünün kullanıldığı bir emlak reklamı var, ona da İsveçli bir yüzücü getirdiler. Yazık!

Kitap yazacakmışsınız…

30 yıl boyunca yaşadığım her şeyi yazacağım. Bu kitap geleceğin yüzücülerine ışık tutacak.

‘ÇOCUK ZAMANI GELDİ’

Nasıl tanıştınız?

Zehra Büyükuncu: 2004’te Madrid Avrupa Şampiyonası’nda. Ben de yüzücüydüm. Ukalaymış, çapkınmış hakkında bir sürü şey duydum. “Merhaba” dedi. Dut yemiş bülbül gibi kaldım. Dönüşte “Bir daha nerede göreceğim adamı” dedim uçakta yanına oturdum. İlişkiyi ben başlattım yani.

Derya Büyükuncu: Zehra’yı kafilede gördüm, “Gözleri ne güzel” dedim. 2 ay sonra çıkmaya başladık 11 ay sonra evlendik.

Sizin de dereceleriniz var…

Z.B.: Balkan, Avrupa yarı finallerine katıldım. Olimpiyatlar’a çok gitmek istedim, 14 saliseyle kaçırdım. O yüzden Derya’nın yaptığı işe saygım var. Hayranım ona… Benim için Olimpiyat hayaldi ama Derya’nın desteğe ihtiyacı vardı. Ben bıraktım. Onun için her şeyi yapmaya hazırım. Aşçısı, masörü, antrenörüyüm.

Eşiniz çok kıskanç olduğu için mi Özge ve Asena’yla birlikte yatmadınız?

D.B.: Alakası yok, ben hakkımı onlara verdim. 70 gün tahtada yattım. Yatak geldiğinde atladık hemen. Özge’nin kafası üstüme geldi. Laf çıkacağını tahmin ettiğim için dikkatli davrandım.

Z.B.: Yarışlarda o kadar güzel kızlar oluyor, onları kıskanmadım da kameralar varken adadakileri mi kıskanacağım? İzlerken kahkahalara boğuldum. Derya kızı itiyor falan engele tırmansın diye.

Çok yer mi Derya?

Z.B.: Ben yemekleri tencere değil kazanla yapıyorum. Derya’da kahvaltı olayı yoktur. Güne et, pilav ve salatayla başlar. 12 kilo vermiş orada yazık. Döndü yine “Et pilav” dedi. Yemek konusunda bile aynı yani.

Âşık mısınız hâlâ birbirinize?

D.B.: Tabii ki…

Z.B.: Bizimki evlilikten çıktı, kader birliği oldu.

Çocuk?

Z.B.: Ben bilmem kocam bilir…

D.B.: İnşallah seneye, Olimpiyatlar’dan sonra… Zamanı geldi.

GEYİK MUHABBETİ

Keşke Nihat Doğan’ı…
a- Denize atsaydım
b- Dövseydim
c- Önünden yemeğini alsaydım

A. Denize atsaydım da balık tutsaydı…

Keşke… a- “Var Mısın Yok Musun”a da katılsaydım b- Fanatik Galatasaraylı olmasaydım c- Amerika’da doğsaydım

(Of bu zormuş.) “A” diyelim.

EN…

Komik: Pascal
Şakacı: Yine Pascal
Düzenbaz: Nihat ve Tefik
İyi: Acun
Kötü: Cevap belli
Obur: Ben
Değişken: Taner
Yetenekli: Asena
Zeki: Tefik ama ismen (Lakabı Zeki Müren)
Güzel: Taçmin
Yakışıklı: Pascal

Post Author: SerGe

2 thoughts on “Derya bilinmeyenleri açıkladı…

    Sezen

    (June 26, 2011 - 12:53 pm)

    En basindan beri Deryanin kazanacagi apapcik ortadaydi.
    Nihat Doganin , Derya ya yapmis oldugu saygisizliklar hat safhayi acmis.Ailesine kufretmek cok agir seyler.

    Kemal

    (June 26, 2011 - 12:51 pm)

    Nihat Dogan in hareket ve tavirlari tuhaf bir adam. Konusmasi desen zaten tuhaf.
    Adamin psikolojik sorunlari var.Bu yarismaya menfaat ve hava icin girdigi belli oluyor.

Leave a Reply