Uçak kazasında hayatını kaybeden Orgeneral Eşref Bitlis’in komutanının ölümünde önemli gelişme…
Uçak kazasında hayatını kaybeden Orgeneral Eşref Bitlis’in komutanlarından Albay Kazım Çillioğlu‘nun şüpheli ölümüne ışık tutacak olay yeri fotoğrafını ele geçirildi. Fotoğraf, intihar denilerek kapatılan dosyadaki resmi tutanakları yalanlıyor.
Ailesinin duygusal durumunu düşünerek mozaiklenen fotoğrafta, sırtüstü yatan Çillioğlu’nun, dudak çevresindeki şişlik ve kan izleri ölmeden önce darp edildiğini gösteriyor. Resmi tutanağa geçen ‘masada sağ eliyle intihar etti’ tespitini çürütüyor.
17 yıl sonra gün yüzüne çıkan görüntüde, Çillioğlu’nun salona sürüklenerek getirildiğini gösteren halıdaki iz, etraftaki kan lekeleri, sağ eliyle intihar ettiği söylenmesine sol kolundaki kan izi, ayaklarının pozisyonu şehit edildiğini ortaya koyuyor.
Çillioğlu’nun sağ eliyle başından intihar ettiği kayda geçti. Olay Yeri İnceleme Tutanağı’nda ise silahın albayın sol tarafında bulunduğu belirtildi. Çelişkiyi olay yeri fotoğrafı da doğruladı. Silahın albayın sol tarafında nizami bir şekilde durması dikkat çekti.
Orgeneral Eşref Bitlis’in ekibinde yer alan eski Tunceli İl Jandarma Alay Komutanı Albay Kazım Çillioğlu’nun ölümü üzerindeki sır perdesini olaydan 17 yıl sonra aralayacak önemli bir belge daha ortaya çıktı. Ailesinin başvurusu üzerine klasik otopsi için 9 Haziran’da geçtiğimiz günlerde kabri açılan ve ilk incelemede iki kaburgasında kırık, kürek kemiğinde de delik tespit edilen Çillioğlu’na ait olay yeri fotoğrafını Yeni Şafak ele geçirdi. Olay yeri fotoğrafı, klasik otopsisi dahi yapılmadan dosyası oldu-bitti raporlarıyla ‘intihar etti’ denerek kapatılan Albay Çillioğlu’nun, ölümünden hemen önce darp edilerek lojmanının içinde sürüklendiğini ortaya koydu.#Sayfa#
SIR ÖLÜM FOTOĞRAFTA
Eski Tunceli İl Jandarma Alay Komutanı Albay Kazım Çillioğlu, 3 Şubat 1994 tarihinde lojmanında ölü bulundu. Klasik otopsisi yapılmayan Albay Çillioğlu’nun ölümüyle ilgili 3 Şubat 1994’te Ölü Muayene ve Otopsi Tutanağı, 4 Şubat 1994’te ‘Olay Yeri Tespit Tutanağı’nın yanı sıra Elazığ 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından 22 Şubat 1994’te ‘Kovuşturmaya Gerek Yoktur’ belgeleri hazırlandı. Çelişki ve eksikliklerle dolu olduğu Düzce Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilen bu belgeler, Çillioğlu’nun ölümünü ‘intihar’ olarak kayda geçti. TSK bünyesinde derin infazların yaşandığı 1991-1994 yılları arasında hayatını kaybeden Çillioğlu’nun ‘şehadet izi’ olay yeri fotoğrafına yansıdı.
SALONA SÜRÜKLENEREK GETİRİLMİŞ
Yeni Şafak’ın ele geçirdiği olay yeri fotoğrafı, Albay Çillioğlu’nun şehit edilmeden önce darp edildiği iddiasını kanıtlayan izler taşıyor. Fotoğrafta, fayans döşeli koridordan girilen salon zemininin açık renk bir halıyla kaplı olduğu görülüyor. Salonun ortasında kırmızı örtülü bir masa, duvar köşesinde bir buzdolabı, duvar kenarında ise kahverengi renkli bir dolap bulunuyor. Koridor kapısından itibaren serili olan halıda ise Çillioğlu’nun salonun ortasındaki masa ve duvar kenarındaki dolabın ortasına kadar sürüklendiğini gösteren iz, belirgin olarak görülüyor.
YÜZÜNDE DARP İZİ VAR
Ailesinin hassasiyetleri göz önüne alarak görüntüsünü tamamen karartılan Albay Çillioğlu’nun yüzündeki darp izi, olay yeri fotoğrafında çıplak gözle görülebiliyor. Sol ayağının sağ ayak altında kalmasından hareketle yüzüstü yatan birinin kendi iradesi dışında çevrildiği gibi sırt üstü yatan Çillioğlu’nun dudak çevresinde şişlikler bulunuyor. Askeri kamuflajıyla yerde yatan Çillioğlu’nun yüzündeki şişliğin bulunduğu bölgedeki kan izlerinin de belli belirsiz silindiği görülüyor.#Sayfa#
SOL KOLA BULAŞAN KANIN ANLAMI NE?
Olay yeri fotoğrafında Çillioğlu’nun ölümüyle ilgili soru işaretlerini artıran unsurlardan biri de kan izlerinin konumu. Kan izleri daha çok Çillioğlu’nun kafasının bulunduğu halı üzerinde yoğunlaşıyor. Duvar köşesindeki buzdolabı üzerine sıçramış kan damlaları da fotoğrafta göze çarpıyor. Sağ elinde kan damlaları görülen Çillioğlu’nun sol koluna bulaşmış kan izleri dikkat çekiyor. Kamuflajın sol koluna bulaşmış bu kan izleri, sağ eliyle kendisini öldürdüğü iddia edelin Çillioğlu’nun lojman içinde bir yerden başka bir yere taşındığı şüphesini güçlendiriyor. Bu şüphe, Düzce Adli Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan 3 Ocak 2011 tarihli Adli Muaye Raporu’nda da dile getirilmişti. Raporda, “Ölenin elbiseleri üzerinde standart adli tıbbi uygulamaya uygun etkili bir araştırma yapılmamış olduğu görülmektedir. Elbiselerdeki kan lekeleri tanımlanmamış, ölenin vücudundakiler ile karşılaştırılmamıştır” denilmişti.
SİLAH ‘NİZAMİ’ OLARAK SOLDA
Olay günü tugay revirinde yapılan dış otopsi sonrası hazırlanan raporda, Çillioğlu’nun ölümüne sebep olan kurşunun sağ kulağın üst tarafından girip sol arka tarafından çıktığı bilgisi yer aldı. Olay Yeri İnceleme Tutanağı’nda ise ölüme sebep olan silahın Çillioğlu’nun sol tarafında bulunduğu bilgisi kayda geçti. Kafasına sağ taraftan ateş eden birinin elindeki silahın ölüm sonrası sol tarafında bulunması, Albay Çillioğlu’nun cinayete kurban gittiği şüphesini güçlendiren durumlardan biriydi. Olay yeri fotoğrafı da bu gerçeği gözler önüne serdi. Silah, kafasının sağ tarafından vurulan Çillioğlu ile dolap arasında kurulu şekilde görülüyor.
SİLAH İNCELENMEDİ
Düzce Adli Tıp Adli Muayene Raporu’nda, ölüme sebep olduğu iddia edilen bu silahla ilgili skandal ifadeler içeren bir değerlendirme de yapıldı. Raporda, “İntihar iddiasını kanıtlayacak şekilde ceset el ve el sırtlarından alınması gereken atış artıklarına ait örneklerin alınarak analiz edildiğine dair kayıt bulunamamaktadır” denildi. Raporda ayrıca, Ölü Muayene Tutanağı’nda ceset, silah ve boş kovan pozisyonlarına ait tanımlamaların yeterli düzeyde kanıya ulaşmayı sağlayacak ölçüde net yapılmadığı kaydedildi.#Sayfa#
Kaburgalar kırık kürek kemiği delik
Albay Çillioğlu’nun oğlu, Gökhan Çillioğlu, 2010 yılı sonunda babasının ölümüyle ilgili savcılığa başvurdu. Ailenin başvurusu üzerine Erzurum’a gönderilen dosyayı inceleyen savcılık, görevsizlik kararı vererek dosyayı Malatya’ya gönderdi. Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, olayın yaşandığı tarihte Tunceli’de görev yapan görevlilerin ifadelerine başvurulurken kesin ölüm nedeninin belirlenebilmesi için Albay Çillioğlu’nun Düzce’de bulunan mezarının açılmasına karar vermişti. Albay Çillioğlu’nun kabri 17 yıl önce yapılmayan klasik otopsi için 9 Haziran 2011’de açıldı. Görevliler, ilk incelemede, Çillioğlu’nun iki kaburgasında kırık, kürek kemiğinde ise delik tespit etti.
İntihar etti denemez
Son olarak 5 Mayıs 2011 tarihli sayısında Düzce Adli Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan ve Çillioğlu için ‘intihar etti’ denemeyeceği tespitini içeren ‘Adli Muayene Raporu’nu yayımlamıştı. Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 3 Şubat 1994 tarihli Ölü Muayene ve Otopsi Tutanağı ile 4 Şubat 1994 tarihli Olay Yeri Tespit Tutanağı’nın yanı sıra Elazığ 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından kaleme alınan 22 Şubat 1994 tarihli Kovuşturmaya Gerek Yoktur belgelerini inceleyen Adli Tıp, hazırladığı ‘Adli Muayene Raporu’nda skandal boyutlardaki çelişki ve eksikliklere dikkat çekerek Çillioğlu için ‘intihar etti’ denemeyeceği tespitini yaptı.
Bitlis Paşa’nın ekibindendi
Dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in uçağı 17 Şubat 1993’te Diyarbakır’a giderken düştü. Kazım Çillioğlu, normalde Eşref Paşa ile aynı uçakta Diyarbakır’a gidecekti. 15 Şubat’ta Diyarbakır’da olması gerektiğini söyleyip uçakla değil kendi imkânlarıyla gitmişti. Çillioğlu, programını değiştirip iki gün önce Diyarbakır’a gitmeseydi o uçakta olacaktı. 93’te Çillioğlu bir başka kazadan daha şans eseri kurtulmuştu. Helikopterle bir göreve gidecek olan Çillioğlu, son anda vazgeçip yerine yardımcısını gönderdi. Helikopter düştü ve yardımcısı şehit oldu. Kısa bir süre sonra tayini 1993 yılı Nisan ayında Tunceli’ye çıktı. 3 Şubat 1994’te de ölüm haberi geldi.
YENİ ŞAFAK – Önder Deligöz
Ailesinin duygusal durumunu düşünerek mozaiklenen fotoğrafta, sırtüstü yatan Çillioğlu’nun, dudak çevresindeki şişlik ve kan izleri ölmeden önce darp edildiğini gösteriyor. Resmi tutanağa geçen ‘masada sağ eliyle intihar etti’ tespitini çürütüyor.
17 yıl sonra gün yüzüne çıkan görüntüde, Çillioğlu’nun salona sürüklenerek getirildiğini gösteren halıdaki iz, etraftaki kan lekeleri, sağ eliyle intihar ettiği söylenmesine sol kolundaki kan izi, ayaklarının pozisyonu şehit edildiğini ortaya koyuyor.
Çillioğlu’nun sağ eliyle başından intihar ettiği kayda geçti. Olay Yeri İnceleme Tutanağı’nda ise silahın albayın sol tarafında bulunduğu belirtildi. Çelişkiyi olay yeri fotoğrafı da doğruladı. Silahın albayın sol tarafında nizami bir şekilde durması dikkat çekti.
Orgeneral Eşref Bitlis’in ekibinde yer alan eski Tunceli İl Jandarma Alay Komutanı Albay Kazım Çillioğlu’nun ölümü üzerindeki sır perdesini olaydan 17 yıl sonra aralayacak önemli bir belge daha ortaya çıktı. Ailesinin başvurusu üzerine klasik otopsi için 9 Haziran’da geçtiğimiz günlerde kabri açılan ve ilk incelemede iki kaburgasında kırık, kürek kemiğinde de delik tespit edilen Çillioğlu’na ait olay yeri fotoğrafını Yeni Şafak ele geçirdi. Olay yeri fotoğrafı, klasik otopsisi dahi yapılmadan dosyası oldu-bitti raporlarıyla ‘intihar etti’ denerek kapatılan Albay Çillioğlu’nun, ölümünden hemen önce darp edilerek lojmanının içinde sürüklendiğini ortaya koydu.
Eski Tunceli İl Jandarma Alay Komutanı Albay Kazım Çillioğlu, 3 Şubat 1994 tarihinde lojmanında ölü bulundu. Klasik otopsisi yapılmayan Albay Çillioğlu’nun ölümüyle ilgili 3 Şubat 1994’te Ölü Muayene ve Otopsi Tutanağı, 4 Şubat 1994’te ‘Olay Yeri Tespit Tutanağı’nın yanı sıra Elazığ 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından 22 Şubat 1994’te ‘Kovuşturmaya Gerek Yoktur’ belgeleri hazırlandı. Çelişki ve eksikliklerle dolu olduğu Düzce Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilen bu belgeler, Çillioğlu’nun ölümünü ‘intihar’ olarak kayda geçti. TSK bünyesinde derin infazların yaşandığı 1991-1994 yılları arasında hayatını kaybeden Çillioğlu’nun ‘şehadet izi’ olay yeri fotoğrafına yansıdı.
SALONA SÜRÜKLENEREK GETİRİLMİŞ
Yeni Şafak’ın ele geçirdiği olay yeri fotoğrafı, Albay Çillioğlu’nun şehit edilmeden önce darp edildiği iddiasını kanıtlayan izler taşıyor. Fotoğrafta, fayans döşeli koridordan girilen salon zemininin açık renk bir halıyla kaplı olduğu görülüyor. Salonun ortasında kırmızı örtülü bir masa, duvar köşesinde bir buzdolabı, duvar kenarında ise kahverengi renkli bir dolap bulunuyor. Koridor kapısından itibaren serili olan halıda ise Çillioğlu’nun salonun ortasındaki masa ve duvar kenarındaki dolabın ortasına kadar sürüklendiğini gösteren iz, belirgin olarak görülüyor.
YÜZÜNDE DARP İZİ VAR
Ailesinin hassasiyetleri göz önüne alarak görüntüsünü tamamen karartılan Albay Çillioğlu’nun yüzündeki darp izi, olay yeri fotoğrafında çıplak gözle görülebiliyor. Sol ayağının sağ ayak altında kalmasından hareketle yüzüstü yatan birinin kendi iradesi dışında çevrildiği gibi sırt üstü yatan Çillioğlu’nun dudak çevresinde şişlikler bulunuyor. Askeri kamuflajıyla yerde yatan Çillioğlu’nun yüzündeki şişliğin bulunduğu bölgedeki kan izlerinin de belli belirsiz silindiği görülüyor
Olay yeri fotoğrafında Çillioğlu’nun ölümüyle ilgili soru işaretlerini artıran unsurlardan biri de kan izlerinin konumu. Kan izleri daha çok Çillioğlu’nun kafasının bulunduğu halı üzerinde yoğunlaşıyor. Duvar köşesindeki buzdolabı üzerine sıçramış kan damlaları da fotoğrafta göze çarpıyor. Sağ elinde kan damlaları görülen Çillioğlu’nun sol koluna bulaşmış kan izleri dikkat çekiyor. Kamuflajın sol koluna bulaşmış bu kan izleri, sağ eliyle kendisini öldürdüğü iddia edelin Çillioğlu’nun lojman içinde bir yerden başka bir yere taşındığı şüphesini güçlendiriyor. Bu şüphe, Düzce Adli Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan 3 Ocak 2011 tarihli Adli Muaye Raporu’nda da dile getirilmişti. Raporda, “Ölenin elbiseleri üzerinde standart adli tıbbi uygulamaya uygun etkili bir araştırma yapılmamış olduğu görülmektedir. Elbiselerdeki kan lekeleri tanımlanmamış, ölenin vücudundakiler ile karşılaştırılmamıştır” denilmişti.
SİLAH ‘NİZAMİ’ OLARAK SOLDA
Olay günü tugay revirinde yapılan dış otopsi sonrası hazırlanan raporda, Çillioğlu’nun ölümüne sebep olan kurşunun sağ kulağın üst tarafından girip sol arka tarafından çıktığı bilgisi yer aldı. Olay Yeri İnceleme Tutanağı’nda ise ölüme sebep olan silahın Çillioğlu’nun sol tarafında bulunduğu bilgisi kayda geçti. Kafasına sağ taraftan ateş eden birinin elindeki silahın ölüm sonrası sol tarafında bulunması, Albay Çillioğlu’nun cinayete kurban gittiği şüphesini güçlendiren durumlardan biriydi. Olay yeri fotoğrafı da bu gerçeği gözler önüne serdi. Silah, kafasının sağ tarafından vurulan Çillioğlu ile dolap arasında kurulu şekilde görülüyor.
SİLAH İNCELENMEDİ
Düzce Adli Tıp Adli Muayene Raporu’nda, ölüme sebep olduğu iddia edilen bu silahla ilgili skandal ifadeler içeren bir değerlendirme de yapıldı. Raporda, “İntihar iddiasını kanıtlayacak şekilde ceset el ve el sırtlarından alınması gereken atış artıklarına ait örneklerin alınarak analiz edildiğine dair kayıt bulunamamaktadır” denildi. Raporda ayrıca, Ölü Muayene Tutanağı’nda ceset, silah ve boş kovan pozisyonlarına ait tanımlamaların yeterli düzeyde kanıya ulaşmayı sağlayacak ölçüde net yapılmadığı kaydedildi.
Albay Çillioğlu’nun oğlu, Gökhan Çillioğlu, 2010 yılı sonunda babasının ölümüyle ilgili savcılığa başvurdu. Ailenin başvurusu üzerine Erzurum’a gönderilen dosyayı inceleyen savcılık, görevsizlik kararı vererek dosyayı Malatya’ya gönderdi. Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, olayın yaşandığı tarihte Tunceli’de görev yapan görevlilerin ifadelerine başvurulurken kesin ölüm nedeninin belirlenebilmesi için Albay Çillioğlu’nun Düzce’de bulunan mezarının açılmasına karar vermişti. Albay Çillioğlu’nun kabri 17 yıl önce yapılmayan klasik otopsi için 9 Haziran 2011’de açıldı. Görevliler, ilk incelemede, Çillioğlu’nun iki kaburgasında kırık, kürek kemiğinde ise delik tespit etti.
İntihar etti denemez
Son olarak 5 Mayıs 2011 tarihli sayısında Düzce Adli Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan ve Çillioğlu için ‘intihar etti’ denemeyeceği tespitini içeren ‘Adli Muayene Raporu’nu yayımlamıştı. Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 3 Şubat 1994 tarihli Ölü Muayene ve Otopsi Tutanağı ile 4 Şubat 1994 tarihli Olay Yeri Tespit Tutanağı’nın yanı sıra Elazığ 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından kaleme alınan 22 Şubat 1994 tarihli Kovuşturmaya Gerek Yoktur belgelerini inceleyen Adli Tıp, hazırladığı ‘Adli Muayene Raporu’nda skandal boyutlardaki çelişki ve eksikliklere dikkat çekerek Çillioğlu için ‘intihar etti’ denemeyeceği tespitini yaptı.
Bitlis Paşa’nın ekibindendi
Dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in uçağı 17 Şubat 1993’te Diyarbakır’a giderken düştü. Kazım Çillioğlu, normalde Eşref Paşa ile aynı uçakta Diyarbakır’a gidecekti. 15 Şubat’ta Diyarbakır’da olması gerektiğini söyleyip uçakla değil kendi imkânlarıyla gitmişti. Çillioğlu, programını değiştirip iki gün önce Diyarbakır’a gitmeseydi o uçakta olacaktı. 93’te Çillioğlu bir başka kazadan daha şans eseri kurtulmuştu. Helikopterle bir göreve gidecek olan Çillioğlu, son anda vazgeçip yerine yardımcısını gönderdi. Helikopter düştü ve yardımcısı şehit oldu. Kısa bir süre sonra tayini 1993 yılı Nisan ayında Tunceli’ye çıktı. 3 Şubat 1994’te de ölüm haberi geldi.