Bugün Ramazan’ın ilk günü. Bu akşam ATV ekranında izleyicisiylyle buluşacak olan Nihat Hatipoğlu’yla 11 ayın sultanını konuştuk. Müslümanlar Ramazan fırsatını nasıl değerlendirmeli? Hz. Muhammed (SAV) bu mübarek ayda hangi ibadetleri yapardı? Oruçluyken denize girmek, banyo yapmak sakıncalı mı? Nihat Hatipoğlu’nun okunmasını tavsiye ettiği özel dular…
Sn. Hatipoğlu Ramazan’ın faziletiyle başlamak istiyorum arzu ederseniz. Biraz bahsedebilir misiniz?
Öncelikle herkesin Ramazan’ı bereketli olsun. Ramazan için on bir ayın sultanı demişler, bir ay sultansa demek ki öbür aylar bir anlamda onun hizmetkârı oluyor! Niye öyle çünkü Ramazan içinde Kadir gecesini barındıran bir aydır ve Kuran’ın ifadesiyle bu gece de bin aya bedeldir. Bu bir geceyi ihya edenler 73 yılın üstünde bir sevap kazanıyorlar. Kadir gecesini kutlayan sanki 73 yıl ibadet yapmış gibi oluyor. Kuran’ı Kerim bu ayda indiği için Allah katında da çok ayrı bir yeri var. Çünkü Kur’an sadece bir vahiy değil insanın geleceğini de tayin edicidir, insanın gideceği tek yer tek yoldur Kuran’ı Kerim. Bu anlamda Ramazan çok özel bir aydır. Meleklerin özel olarak indiği şeytanların dizginlendiği bir aydır. Kötü olmayan insanlar bu ayda günah işleyemez… İlla ki kendini kötü yapmaya çalışmış biriyse, günah işleyebilir ancak. Yoksa bu ayda şeytanların insanlar üzerinde bir hakimiyeti söz konusu değildir…
İçinde hem sahur hem de iftarı barındırdığı için ayrı bir özelliği var. Diğer milletlerde de oruç var çünkü. Kuran’ı Kerim’de “Oruç size farz kılındı, diğer ümmetlere farz kılındığı gibi” diyor. Demek ki oruç bütün ümmetlerde vardı. Ancak onlarda sahur yoktu. Peygamber efendimiz (SAV) “Sahur Müslüman ümmetine has bir ibadettir” diyor. Sahurda bereket vardır sahura kalkan Müslümanlar gecenin feyzinden berektinden yararlanır geceyi ihya etmiş olur… Ramazan mukabele ayı, zikir ayı, iftarda garibanların doyurulduğu bir ay, sahur ayı, teravih ayı. Birçok rahmet bir anda bir araya geldiği için bütün yılın zirvesi sayılmıştır ve en şerefli zaman dilimi seçilmiştir…
Müslümanlar açısından bir fırsat ayı olarak da değerlendirebilir? Peygamberimizin bu aya has uygulamaları ve badetleri var mıydı?
Peygamber efendimizin bu ay içinde çok daha ellerinin açıldığını biliyoruz. Cömert davranırdı, normalde de cömertti zaten, ama bu ayda hakikaten daha cömertti. Hz. Muhammed (SAV) bu ayın son on gününü itikafla geçirirdi. İbadet dışında hiçbir şeyle meşgul olmaz çok önemli haller dışında mescitten çıkmazdı. Bu ay içinde sahabenin de bir araya geldiğini çok iyi biliyoruz, zikir meclislerinde Allah’ı anmak için bir araya geldiklerini biliyoruz.
Hz. Peygamber’le ilgili özel ibadetler içinde bunları sayabiliriz. Ama şunu da söyleyeyim; Hz. Muhammed (SAV) 24 saat bu haldeydi, ama Ramazan’da ümmetine Ramazan’a daha değer vermeleri için o saydığım ilave ibadetleri de yoğunlaştırırdı ki, biz de ondan ders alıp istfade etmeye gayret edelim…
Sahur ve iftardan bahsettiniz, oruca ne zaman başlamak iftarı ne zaman açmak gerekir?
Hz. Peygamber zamanında ufka bakılırdı tabi; güneşin doğduğu mekana bakılırdı, güneşin battığı yere göre, akşam, yatsı ve sabah namazlarının vakitleri belirlenirdi. Onun için elbette ki bunlar saniyelik işler değildi. Zamana yayılan işlerdi. Ama bugün elimizde teknik var, imkân var. Onun için bu zaman dilimlerini saate göre ayarlamak herkesin kendi başına bir şey yapmasına engel olur. Bir bütünlük sağlar.
Bu nedenle Ramazan’ın iftar vakiti olsun, sahur vakti olsun vatandaşlarımızın Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tayin ettiği bir ezan çizelgesine güvenmelerini ve ona göre hareket etmelerini tavsiye ediyorum.
Sahurda ezan okunduğunda, hadi son bir lokmamız varsa ağzımıza atarız, son bir yudum çayımız varsa içeriz elbette ki ama ezanın sonuna kadar içebiliriz demek bizi anlışa götürebilir. Onun yerine ezan başlayınca ilk dakika içinde yeme içmeyi toparlarsak yanlış yapmamış oluruz… İfade ettiğim gibi bunlar çok saniyelik işler değildir, ama bu ezan okunmaya başladığında siz biraz daha yemeye devam edin şeklinde anlaşılmamalıdır. Bu bir yanlışlığın kapısını açabilir. Temkinli davranmak her hâlukarda daha doğrudur… Burada düzenleyici olan ezandır, ama ezanın duyulmadığı yerlerde sahur için söylüyorum bunu televizyon ekranından faydalanılabilir o da olmadı en azından imsakiyelerdeki saate bakılır, iftar için de yine saate bakılabilir, ama Türkiye içindeysek ezana göre hareket etmeliyiz…
Günlerin uzun olması ve Ramazan’ın sıcaklara denk gelmesi bazı soruları tekrar gündeme getirdi. Orucun suyla ilişkisini biraz açabilir misiniz? Denize, havuza girmekte, duş almakta sakınca var mıdır?
Şimdi tabi ki oruç bir imtihandır, sabır meselesidir, insanın kendini denemesi, kontrol etmesidir. Elbette ki zor olacaktır, bu sene Ağustos’a, en sıcak döneme denk gelmesi, Türkiye’nin her yerinde sıcaklıkların yüksek olması elbette ki orucu daha zor hale getiriyor, ama bu sevabımızı da çoğaltıyor.
Ben şuna inanıyorum sıcakta terliyoruz, sıkıntı yaşıyoruz ama insanlar o terle birlikte pek çok günahlarını da atıyorlar manevi yönden… Bu nedenle kardeşlerimizin sevapları daha çok oluyor. Bu sıkıntıyla oruç tutanla serin bir ortamda olan arasında elbette bir fark vardır. Mevlam sıkıntı içinde olanın durumunu mutlaka değerlendirir ve sevabını artırır. Ötekinin sevabını azaltır demiyorum tabi. Arkadaşlarımız zorlansanlar da biraz sabretsinler… Tabi gün içinde müthiş bir rahatsızlığa yakalanıldı, büyük bir sağlık problemine yaşandı, su yudumlanmasa olmayacak, bu gibi özel durumlarda insanlar oruç bozup tekrar kaza edebilirler, ama tabi ki bu çok kolay yapılabilir bir uygulama olmamalıdır.
Denizin kendisi orucu bozmaz. Havuza girmek, denize girmek, nehire girmek, duş almak bunlardan hiçbirisi orucu bozan şeylerden biridir, fıkhi açıdan.. Ama tabi ki burada su yutmaması lazım, ona dikkat etmesi lazım. Öyle bir ihtimal dahilindeyse uzak durulması gerekir. Ama tabi ki şuna da dikkat edelim biz adabımızla, edebimizle İslam’a yakışan tavırlarımızla olunması gereken yerlerde olalım…
Oruç tutmak aç kalmaktan ibaret bir ibadet değil. Mükellef bir oruç nasıl olmalı?
İmam Gazali onu söylüyor aslında oruç çeşit çeşittir Avamın orucu yeme içmekten vazgeçmektir. Havasın orucu organlarıyla da oruç tutmaktır. Hassu’l–havas’ın orucu kalbiyle de oruç tutmaktır. Bu nedenle bazı imamlar ve alimler yeşile bakan ve yeşili çok seven bir adamın orucu sakatlanmış mıdır diye tartışmaya girmişlerdir. Tabi çok ince, zarif ve zirve insanlar için söz konusudur bizim için söz konusu değildir açıkçası…
Bizim de tabi oruçluyken daha dikktali olmamız gerekiyor. Sövmeyeceğiz, kalp kırmayacağız, kin beslemeyceğiz… “Küfretmeye devam eden adam yemekten içmekten vazgeçmesin, onunki aç kalmaktan ibarettir” diyor, Hz. Peygamber. Onun için sözümüzle orucumuzun, gözümüzle ağzımızın kalbimizle elimizin bir bütünlük sağlaması lazım. Böyle bir oruç fayda sağlar, aksi bir oruç fayda sağlamaz…
Ramazanla ilgili özel bir dua rica edelim sizden onla da bitirelim…
Çok dua söylenebilir, Ramazan ayı boyunca da vereceğim o duları ama şunu söyleyelim o zaman, Ya rabbi Ramazan’ın bereketinden yararlanmayı, iftarla sahuru hakkıyla yapmayı, Kuran’ın ruhuna hedefine uygun bir oruç tutmamızı ve bayrama vardığımızda günahlardan arınmış olarak bayrama ulaşmayı hepimize nasip et diyelim…
Nihat Hatipoğlu’nun okunmasını tavsiye ettiği diğer dualar
CENNET KAPISINI AÇAN DUA
Ya Allah, sen benim Rabbimsin. Senden gayrı hiçbir ilah yoktur. Ben senin kulunum, gücüm yettikçe senin ahdin ve vaadin üzerindeyim. İşlediğim şeylerin şerrinden sana sığınıyorum. Bana olan nimetlerini de, günahlarımı da itiraf ediyorum. Artık beni yarlığayıver. Şu bir gerçektir ki: günahları senden başka yarlığayacak yoktur.
Bu duanın faydası:
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu duayla ilgili şu müjdeyi vermiştir: “Bir kimse bu istiğfarı gece okur sabah olmadan önce vefat ederse veya sabah okuyup akşamdan önce ölecek olursa ona cennet vacip olur.”
PEYGAMBERİMİZ’İN KIZI HZ. FATIMA’YA FAKİRLİĞE KARŞI ÖĞRETTİĞİ DUA
Ey 7 kat göğün ve büyük arşın sahibi olan Allahım! Bizim Rabbimiz! Her şeyin Rabbı olan Yüce Allah! Ey Tevrat’ı, İncil’i ve Kur’an-ı Kerim’i indiren, taneyi ve çekirdeği yarıp çıkaran Yüce Rabbım! Alnından tutup hesaba çekeceğin her şeyin şerrinden sana sığınırım Ya Rabbi! Sen öyle Evvelsin ki, senden evvel hiç kimse yoktur. Sen öyle Ahirsin ki, senden sonra hiçbir şey yoktur. Sen öylesine açıkta ve görünürsün ki, senin üzerine hiçbir şey yoktur. Sen öylesine sır ve gizlisin ki, senin önünde hiçbir şey yoktur. Ya Rabbi! Benim borcumu ödememi ve fakirliğimi gidermemi nasip eyle!
EBUL VEFA HZ.’NİN DUASI
Ya Allah!
Dünya ve ahirette karşılaşacağım her bir korku için ‘lailaheillallah’ ı,
Her keder ve üzüntü için ‘maşa’allah’ı,
Her bir nimet için ‘elhamdulillah’ı,
Hayret verici her şey için ‘subhanallah’ı,
Her bir günah için ‘estağfirullah’ı,
Her darlık için ‘hasbiyallah’ı,
Her musibet için ‘inna lillahi ve inna ileyhi raciun’u,
Her bir kaza ve kader için ‘tevekkeltu alellah’ı
Her bir itaat ve isyan hareketi için ‘la havle vela guvvete illa billahil aliyyul aziim’i, hazırladım.
Ey Rabbım! Bize arttır da eksiltme, bizi şereflendir de hor ve hakir kılma, bize ver de mahrum bırakma, bizi seç de üzerimize ihtiyar etme.
Bizden razı oluver bizden kabul eyle. Ey Kerem sahibi! Ey esirgeyenlerin en merhametlisi! Duamı kabul eyle. Hamd alemlerin Rabbın’a mahsustur.
ÖZLÜ BİR DUA
Ya Rabbi!
Eğer imanıma bir şüphe girmiş ben de ondan tövbe etmemişsem ihlasla derim ki : Allah’tan başka yaratıcı yok, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah’ın Resulüdür.
Ya Rabbi!
Eğer bilmeden Müslümanlığıma küfür karıştırmışsam, derim ki: Allah birdir, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah’ın Resulüdür.
Ya Rabbi!
Eğer Allah’ı birlememe şirk girmişse, ben de bunun farkında değilsem ihlasla derim ki: Allah’tan başka ilah yoktur, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah’ın Resulüdür.
Ya Rabbi!
Eğer bilmeden seni tanımamda yanlışım varsa derim ki: Allah’tan başka ilah yoktur, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah’ın Resulüdür.
Ya Rabbi!
Eğer bilmeden amelime riya ve kendimi beğenme duyguları karışmışsa derim ki: Allah’tan başka ilah yoktur, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah’ın Resulüdür.
Ya Rabbi!
Eğer farkında olmadan kalbime küçük ve büyük günahların fitnesi girmişse derim ki: Allah bir, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah’ın Resulüdür.
Ya Rabbi!
İmanımı gönülden tazeleyerek, ihlasla derim ki: Allah’tan başka ilah yoktur, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah’ın Resulüdür.
Ey diri olan!
Ey ebedi var olan!
Ey izzet ve ikram sahibi olan!
Ey gücün, şerefin ve büyüklüğün sahibi olan Allah’ım!
Halimi düzelt, işlerimi güzelleştir, beni bela ve fakirliğin acılarından koru, düşmanların şerrinden, şeytanın aldatmasından, nefsin arzularından, saptıranların saptırmasından beni koru ey Rabbim!
Ya Rabbi!
Beni çok ibadet eden salihlerden ve şükreden zenginlerden eyle… dini ve dünyevi bütün işlerimi düzene koy. Hayırlı nimetlerimi sonuna erdir.
Ya Rabbi!
Ömrümün son zamanlarında, ölüm anında kalbimi ve dilimi imanla doldur. Bana son anda; şehadet ederim ki, Allah birdir ve yine şehadet ederim ki, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) O’nun elçisidir demeyi nasip et.