Deniz Feneri soruşturmasında savcılar, televizyon programlarında Almanya’daki Deniz Feneri e.V.’nin hesap numaraları verilerek yardım toplandığını tespit etti. 11 yıl program yapan ünlü sunucu Uğur Arslan, bundan haberi olmadığını savundu ve Kanal 7 yöneticilerine dava açacağını söyledi.
Deniz Feneri soruşturması 3. dalgası kapsamında gözaltına alınan Harun Kapıyoldaş dışındaki şüphelilerin ifadesi tamamlandı. Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz, Uğur Arslan, Ayşenur Sezgin ve Mustafa Bölükbaşı ve Muzaffer Şafak savcıya ifade verdi. Dolancılığa iştirak ve evrakta sahtecilik suçlamasıyla ifadesi alınan sunucu Uğur Arslan ve Mustafa Bölükbaşı, tekrar emniyete götürüldü. Soruşturma kapsamında tutuklanan Kanal 7 yöneticilerinden İsmail Karahan ile yaptığı telefon görüşmesi dinlemeye takılan eski Kanal 7 çalışanı Ayşenur Sezgin ise savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Savcılığın, Türkiye’deki Deniz Feneri yöneticilerinin de ifadesine başvuracağı da öğrenildi. Deniz Feneri derneği ile Almanya’daki Dernek arasındaki irtibatta kilit rolü sahip olduğu belirtilen Harun Kapıyoldaş’ın da ifadesi bugün alınacak.
‘Yaktınız bizi’
Şüphelilerden Ayşenur Sezgin’in, Kanal 7 yöneticilerinden İsmail Karahan ile yaptığı telefon görüşmesinin dinlemeye takılması nedeniyle ifadesine başvurulduğu öğrenildi. Sezgin’in Karahan ile görüşmede yaptığı “Geleceklerini biliyordunuz, bize niye haber vermediniz. Bizim belgeleri ele geçirdiler. Yaktınız bizi” dediği için sorgulandığı öne sürüldü. Savcı, polisin şirketlere baskın yapacağı konusunda nasıl bilgi sahibi olduklarını sordu.
‘Dolandırıcılığa iştirak’ ve ‘evrakta sahtecilik’
suçlamasıyla ifadesi alınan sunucu Uğur Arslan’ın da Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği’nin kurucu başkanı olması nedeniyle, toplanan yardım paralarının amacı doğrultusunda kullanılmamasından dolayı payı olduğu belirtildi. Savcılar sorguda Arslan’ın yaptığı televizyon programlarıyla Türkiye’deki dernek ile Almanya’daki derneklerin aynı dernekler olduğu imajı yarattığına dikkat çekti. Arslan’ın Kanal 7 İNT Televizyonu aracılığıyla yapılan yayınlarda, Almanya’daki derneğin hesap numaraları ve telefon numaralarının yayınlandığı, bu şekilde dolandırıcılık suçuna iştirak ettiği vurgulandı.
Kanal 7’ye dava açacak
11 yıl program yapan Arslan’ın hakkındaki suçlamaları reddettiği ve katıldığı programlarda Deniz Feneri e.V’nin hesap numaralarının yayınladığı konusunda bilgi sahibi olmadığı ifade ettiği öğrenildi. Arslan’ın programlarında ve konserlerinin yayınlarında Deniz Feneri e.V’nin hesaplarını yayınlanan kanal yöneticileri hakkında dava açacağını söylediği belirtildi.
Deniz Feneri kardeşliği!
Savcılar Almanya’daki dernekle ile Türkiye’deki derneğin logolarının da birbirine oldukça benzemesinin tesadüfü olmadığına, Deniz Feneri e.V’nin Türkiye Deniz Feneri Derneği’nin şubesi ya da parçası olduğu izleniminin verilmeye çalışıldığına işaret etti. Savcılar, Uğur Arslan dışındaki şüphelilere, Atlas isimli firmada çıkan ve Almanya’daki derneğin muhasebe kayıtlarının Türkiye’de tutulduğuna ilişkin belgeleri de sorduğu ifade edildi. Savcılık, yardım amacıyla toplanan paraların soruşturma kapsamında tutuklanan eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ın şirketlerinin sermaye arttırımında kullandığı tespitinde bulundu.