Vakit’te yayınlanan “Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke” şeklindeki yazısına 312 generalin dava açmasıyla bilinen yazar Asım Yenihaber’den bir bomba yazı daha geldi:
312 general davasında “Ordu ve generalleri önyargılı bir şekilde yıpratmaya çalışmakla” suçlanan Asım Yenihaber, bugünkü Yeni Akit’teki köşe yazısında, BDP ve yandaş STK’lara ilişkin çarpıcı tespitlerde bulundu.
Yeni Akit Yazarı Yenihaber, PKK eylemlerine sessiz kalırken, TSK’nın hava harekatına karşı “barış” mesajlı gösterilen yapmaya başlayan “Barış Anneleri İnisiyatifi” adlı gruba ilişkin şöyle sordu:
“Bugüne kadar neredelermiş bu nazeninler? BDP mahzenlerinde mi? KCK bodrumlarında mı? PKK inlerinde mi?”
Yenihaber’in yazısı şöyle:
Bakındı hele! Aniden “barış” isteyen gruplar türeyiverdi! Meğer bir de “Barış Anneleri İnisiyatifi” varmış.
Bugüne kadar neredelermiş bu nazeninler? BDP mahzenlerinde mi? KCK bodrumlarında mı? PKK inlerinde mi?
Türkler saftır ya, “oğuz”dur ya! Önlerine ne konsa yerler!
Bu hatunları da birileri almış şuradan buradan, üniformalarını giydirmiş, Hakkari’ye kadar taşımış. Oradan da askerlerimizin kahpece -mayınla- şehid edildiği yere götürmüş…
Düpedüz medyatik bir sefer! Güya kadınlar üzerinden mesaj verecekler! Orada bu “anne”ler, diyesiymiş ki, “keşke o askerler yerine biz ölse idik!”
Bre aman bu ne müthiş söz! Nutkum tutuldu! Dilim lal oldu!
Ne incelik, ne zerafet, ne letafet, ne nezafet, ne rekaket, ne teravet!
Analar haybeye siz ölmeyin: Çocuklarınızı dağdan indirin askere gönderin! Şerefleriyle vazifelerini yapsınlar!
Adamlar her fırsatta barışın anasını belliyorlar, sonra da sıkışınca bazı “anne”leri öne sürüyorlar. Meğer bunlar, Kuzey Irak’a yönelik harekatı durdurmak için canlı kalkan olacakmış!
Hani denir ya, “sen git de kocan gelsin!”
Çocukları, kadınları öne sürmek! Ancak kuyruğu sıkışmış müptezel terör bağımlılarının işi olabilir. Ben vurayım, öldüreyim, kanı oluk gibi akıtayım. Üzerime gelirseniz de, “anne”leri ileri süreyim!
Ey barışın anneleri!
Siz hangi barışın annesisiniz? Bugüne kadar barış için kaç BDP’linin yakasına yapıştınız? Kaç KCK’lının önünü kestiniz? Kaç kere Demokratik Toplum Kongresi’nin önünde gösteri yaptınız?
Kaç PKK’lının karşısına durdunuz!
Hadi bunların hiç birini yapmadınız. Kaç şehid annesini ziyaret edip kanı durdurmak için kucaklaştınız?
Açıklamaya kitakse:
“Biz savaş istemiyoruz. Biz burada asker annelerine de sesleniyoruz; gelsinler bizimle birlikte olsunlar. Ne bir asker annesi ne de bir gerilla annesi ağlamasın artık. Asker de bizim çocuğumuz, dağdaki insanlar da bizim çocuğumuz. Bu mübarek ramazan ayında bu kadar Müslüman öldürülüyor. Bu kadar asker öldürülüyor. Başbakan bu savaşı durdursun artık.”
Bu hamakatperdaz laflarla kimi kandıracaksınız?
“Gerilla annesi” de ağlamasınmış!
Gerilla annesinin işi kolay: Çocuğunu gerilla yapmazsın, olur biter. Türkiye’de asker olmamak kimsenin elinde değildir. Meşru idarenin kuralları çerçevesinde her erkek bu vazifeyi yapar.
Eğer bir hak alınacaksa, bunu “gerilla” değil, “vatandaş” alacak ve meşru zeminlerde alacak!
Ya din istismarına ne demeli? Müslümanlar ölüyormuş! Başbakan kaç kere “mübarek ramazan gününde yapmayın bunu” dedi?
Ama eceli gelenler, ramazan filan dinlemediler, yapması gerekeni yaptılar.
Cevabını da aldılar!
Şunu mu söylüyor barışın anneleri: Soruları biz sorarız, cevap istemeyiz!
Bunun Türkçe karşılığı şudur:
Alın da kaçan mı!”
Asım Yenihaber / Yeni Akit