Medya beni severken öldürüyor

Kameralar önünde ağlayan, sarhoşken yerlerde yuvarlanan, şimdi de Günay Musayeva ile yaptığı yıldırım nikahla gündemde olan Tolga Karel “Günay’ı görünce ‘Uyanalım ve sabah benim karım olsun’ dedim. Onunla evli olarak bir şeyler yaşamak istedim” dedi ve ekledi: Renkli bir kişiliğim var. Bu nedenle medya beni seviyor ama bu, severken öldürmek gibi…

Ünlü oyuncu Tolga Karel’in magazin basınını sevdiği su götürmez bir gerçek! Ama magazin basını da onsuz olamıyor. Karel; her dönem bir şekilde gündemde olmayı başarıyor. Onu kamelar önünde ağlarken de görüyoruz, sarhoş olup yerlerde yuvarlanırken de… Bu kez de Karel; ilk görüşte aşık olduğu Azerbaycan Güzellik Kraliçesi Günay Musayeva ile yıldırım nikahıyla evlendi. Oyuncuyla; evliliğini, yeni dizisi ‘Burası İstanbul 1711/Sır Kanunu’nu ve kariyerini konuştuk.
Her halükarda gündemde olmayı nasıl başarıyorsunuz? Ya düşüyorsunuz, ya kamera önünde ağlıyorsunuz, ya da evleniyorsunuz…
Bunun tanımlamasını ben yapamıyorum. Sence ne?

DAVETLİ BİLE YOKTU
Bence gündemde kalmayı seviyorsunuz…
O taraftan öyle gözüken, bana bu taraftan çok doğal geliyor, çok normal geliyor. Herkes evleniyor, ben de evlendim. İnsanlar ağlayabilir ben de ağladım; sarhoş olup düşebilir, ben de düştüm. Ben kendime göre yaşayan bir adamım. Ama renkli bir kişiliğim, renkli bir auram var. Bu nedenle medya beni seviyor. Ama bu severken öldürmek gibi…
Medya sizsiz de olamıyor; sizi eleştirmeden de duramıyor.
Kesinlikle, çok acayip. Belki iyi niyetimden, samimiyetimden… Ben evlilik olayımın bu kadar gündeme geleceğini düwwşünmüyordum. Küçük bir nikah yaptım aslında; davetli bile yoktu. Annem, babam dahi yoktu.
Bu kadar konuşulmasında hiç mi etkiniz yok? Görüntüleri siz vermediniz mi basına?
Ben oraya isteseydim bir basın ordusu yığardım. Bize anı olarak kalsın diye bir TV kanalını davet ettim. Sonuçta ben de göz önünde olan biriyim. Evliliğimi ‘hayata ters bir köşe’ diye yorumladılar. Benim gibi asi bir adamın evlenebilmesi insanlara olası gelmedi herhalde.

AVRAT MI DİYEYİM?
Evlilik ciddi bir şey… Ama siz bunu ya ciddiye almıyorsunuz ya da büyük bir aşk söz konusu…
Hep hanıma şey derim…
Hanım mı diyorsunuz?
Ne diyeyim? Avrat mı diyeyim? Hanım güzel bir tabir yaa… Neyse… Ben hiçbir zaman kısa süreli ilişkiler yaşamadım, üç-dört sene sürdü. Hep şunu gördüm; bir kişiyi severek başlıyorsunuz, yıllar uzadıkça tüketiyorsunuz. Yok sevgililik süresi, nişanlılık süresi, yok aileler derken, nihai sonuca ulaşılamıyor. Günay’ı görünce “Ben bu kadınla bir şey yaşamak istiyorum. Ama bunu flört kafasıyla değil, evlilik kafasıyla yaşamak istiyorum. Uyanalım ve sabah benim karım olsun” dedim.
İnsanın karısına bakışıyla, sevgilisine bakışı farklı mıdır?
Kesinlikle. Flörtünüz başka, takıldığınız başkadır. Nişanlılık süresi de öyle… Nişanlılık bile bir tanıma süresidir. O tanımanın içinde, aileyi tanıma da vardır. “Ne olacak, bir imza atıyorsun işte” denir, asla böyle bir şey değilmiş. O imza çok basit gibi gözükse de, algınız ve baktığınız nokta çok farklı… Onu gördüm bu evlilikte.

KİMSE İNANMADI BANA
Sizin için “Bir ay sonra boşanırlar” diyenler var…
Bir ayı geçti bile… (gülüyor)
Anne ve babanız nasıl tepki verdi bu ani evliliğe?
Hiç kimse inanmadı. Annem, “Oğlum zaten her hafta evleniyorsun” dedi. Daha önce evlenecektim ama Günay yabancı kökenli olduğu için 15-20 gün evrak bekledik. Altı kez Azerbaycan Konsolosluğu’na gittim.
Mutlu musunuz peki?
Evlendikten sonrasının ilk sabahı çok güzel oluyor. Uyanıyorsunuz, yanınızda karınız.

#Sayfa#

EVLİLİKTEN SONRA ALTI REKLAM TEKLİFİ ALDIM
Bu evliliğin sizin için bir reklam getirisi var mı?
Benim özel hayatımı son derece pozitif etkiledi. Sabah kalktığımda kahvaltımı hazırlayan, güne güler yüzle başlamamı sağlayan, akşam iki kelam laf edebileceğim bir kadınım var. Reklam tarafı dersen; şu an beş-altı tane reklam filmi teklifi aldım ama kabul etmedim.
Yani işinize yaramış.
O taraftan bakarsan öyle bir şey var. Ama sonuçta Ahmet Efendi evlenmiyor, Tolga Karel evleniyor yani… Beş-altı senelik bir şöhretim var. ‘Yaprak Dökümü’yle başlayan süreçte yaptığım hiçbir iş başarısız olmadı. Bunun ilgi çekmesi ve teklif almam son derece normal diye düşünüyorum.

SEYİRCİ OYUNCULUĞUMU ESAS ŞİMDİ GÖRECEK!
TRT’de yayınlanacak ‘Burası İstanbul 1711/Sır Kanunu’ adlı dizide bir kadını canlandırıyorsunuz. Nasıl böyle uç noktalarda gezebiliyorsunuz?
İnsanlar iş başlayınca daha iyi anlayacaklar. Şu an yaşanan 360 derecelik değişimi lafla anlatamam. Seyirci esas şimdi Tolga’nın oyunculuğunu görecek. Ben hiçbir zaman fotoğraf oyuncusu olmadım, çabam hep karakter oyuncusu olabilmekti. Ben beş sene dram yaptım, beş sene sonunda tekrar dram yaparsam çok garantör bir durum olurdu. Seyirciye ihanet etmiş olurdum.
Canlandırdığınız karakteri anlatır mısınız?
Dizide 3. Ahmet dönemi anlatılıyor. Altı milyon dolarlık dev bir bütçesi var. Ben bu projede ‘Gevher Hatun’u canlandırıyorum. Teşkilatı olan bir kadın. Bir de Devlet-i Osmaniye’ye çok yakın Kadı Kasım rolüm var.
Neden bir dizide iki rol verildi size?
Bunları izleyince göreceksiniz. ‘Yaprak Dökümü’nden ben iyi para kazandım. Ancak benim oyunculuğuma çok şey kattığını düşünmüyorum.

UZUN SÜRMEZ!
‘Kuzey Güney’ dizisinde Buğra Gülsoy’un oynadığı ‘Güney’ rolü için sizin de adınız geçmişti. Bu projenin içinde olmak ister miydiniz?
Projenin içinde olmak istemezdim. Böyle iki karakter (Kıvanç Tatlıtuğ ve Buğra Gülsoy) bir işi çok uzun süre götüremez. Seyirciye farklı şeyler sunmanız gerekir. Dizinin uzun vadeli olacağını sanmam.

 

Ünlü oyuncu Tolga Karel’in magazin basınını sevdiği su götürmez bir gerçek! Ama magazin basını da onsuz olamıyor. Karel; her dönem bir şekilde gündemde olmayı başarıyor. Onu kamelar önünde ağlarken de görüyoruz, sarhoş olup yerlerde yuvarlanırken de… Bu kez de Karel; ilk görüşte aşık olduğu Azerbaycan Güzellik Kraliçesi Günay Musayeva ile yıldırım nikahıyla evlendi. Oyuncuyla; evliliğini, yeni dizisi ‘Burası İstanbul 1711/Sır Kanunu’nu ve kariyerini konuştuk.
Her halükarda gündemde olmayı nasıl başarıyorsunuz? Ya düşüyorsunuz, ya kamera önünde ağlıyorsunuz, ya da evleniyorsunuz…
Bunun tanımlamasını ben yapamıyorum. Sence ne?

DAVETLİ BİLE YOKTU
Bence gündemde kalmayı seviyorsunuz…
O taraftan öyle gözüken, bana bu taraftan çok doğal geliyor, çok normal geliyor. Herkes evleniyor, ben de evlendim. İnsanlar ağlayabilir ben de ağladım; sarhoş olup düşebilir, ben de düştüm. Ben kendime göre yaşayan bir adamım. Ama renkli bir kişiliğim, renkli bir auram var. Bu nedenle medya beni seviyor. Ama bu severken öldürmek gibi…
Medya sizsiz de olamıyor; sizi eleştirmeden de duramıyor.
Kesinlikle, çok acayip. Belki iyi niyetimden, samimiyetimden… Ben evlilik olayımın bu kadar gündeme geleceğini düwwşünmüyordum. Küçük bir nikah yaptım aslında; davetli bile yoktu. Annem, babam dahi yoktu.
Bu kadar konuşulmasında hiç mi etkiniz yok? Görüntüleri siz vermediniz mi basına?
Ben oraya isteseydim bir basın ordusu yığardım. Bize anı olarak kalsın diye bir TV kanalını davet ettim. Sonuçta ben de göz önünde olan biriyim. Evliliğimi ‘hayata ters bir köşe’ diye yorumladılar. Benim gibi asi bir adamın evlenebilmesi insanlara olası gelmedi herhalde.

AVRAT MI DİYEYİM?
Evlilik ciddi bir şey… Ama siz bunu ya ciddiye almıyorsunuz ya da büyük bir aşk söz konusu…
Hep hanıma şey derim…
Hanım mı diyorsunuz?
Ne diyeyim? Avrat mı diyeyim? Hanım güzel bir tabir yaa… Neyse… Ben hiçbir zaman kısa süreli ilişkiler yaşamadım, üç-dört sene sürdü. Hep şunu gördüm; bir kişiyi severek başlıyorsunuz, yıllar uzadıkça tüketiyorsunuz. Yok sevgililik süresi, nişanlılık süresi, yok aileler derken, nihai sonuca ulaşılamıyor. Günay’ı görünce “Ben bu kadınla bir şey yaşamak istiyorum. Ama bunu flört kafasıyla değil, evlilik kafasıyla yaşamak istiyorum. Uyanalım ve sabah benim karım olsun” dedim.
İnsanın karısına bakışıyla, sevgilisine bakışı farklı mıdır?
Kesinlikle. Flörtünüz başka, takıldığınız başkadır. Nişanlılık süresi de öyle… Nişanlılık bile bir tanıma süresidir. O tanımanın içinde, aileyi tanıma da vardır. “Ne olacak, bir imza atıyorsun işte” denir, asla böyle bir şey değilmiş. O imza çok basit gibi gözükse de, algınız ve baktığınız nokta çok farklı… Onu gördüm bu evlilikte.

KİMSE İNANMADI BANA
Sizin için “Bir ay sonra boşanırlar” diyenler var…
Bir ayı geçti bile… (gülüyor)
Anne ve babanız nasıl tepki verdi bu ani evliliğe?
Hiç kimse inanmadı. Annem, “Oğlum zaten her hafta evleniyorsun” dedi. Daha önce evlenecektim ama Günay yabancı kökenli olduğu için 15-20 gün evrak bekledik. Altı kez Azerbaycan Konsolosluğu’na gittim.
Mutlu musunuz peki?
Evlendikten sonrasının ilk sabahı çok güzel oluyor. Uyanıyorsunuz, yanınızda karınız

Post Author: SerGe

Leave a Reply