Yapılan araştırmalarda elma suyunun içerdiği kuvvetli antioksidan olan bileşenlerin, hücresel hasarı önleyici potansiyel bir etkinlik gösterdiği görülüyor
Ultraviyole ışınları, yanıklar ve sigara gibi çevresel faktörlerle oluşan serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarı, kanser, kalp ve damar hastalıkları, katarakt, artritler ve yaşla birlikte gelen bazı bozukluklar gibi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Tüm bu sorunlarla karşılaşmamak için, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının erken yaşta kazanılması gerekiyor.
Sağlıklı beslenme çerçevesinde meyve ve sebze tüketimine de önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevinç Yücecan, yüksek miktarda sebze ve meyve tüketiminin kalp hastalıkları ve kanser gibi hastalıklara karşı koruyucu etkisi olduğunu vurguluyor…
Yağ, özellikle doymuş yağ ve kolesterol açısından zengin diyetler, kan kolesterol düzeyini yükseltiyor. Kan kolesterol düzeyi yükseldikçe, koroner kalp hastalığı riski de artıyor. Kolesterol, kanda proteinlere bağlı olarak taşınıyor. Bunlara lipoproteinler adı veriliyor. Düşük yoğunluğa sahip lipoproteinler (LDL), damar duvarlarında kolesterol biriktiriyor. Yüksek yoğunluklu lipoproteinler (HDL) ise damar duvarlarında biriken kolesterolü temizliyor. Bu nedenle LDL kötü kolesterol, HDL iyi kolesterol olarak nitelendiriliyor. Kolesterol vücutta sentez edildiği gibi besinler yoluyla da dışardan alınıyor.
Elma suyu tüketimi yüksek tansiyon ve ritim bozukluklarına karşı da yararlı…
Yapılan araştırmalarda elma suyunun içerdiği kuvvetli antioksidan olan bileşenlerin, hücresel hasarı önleyici potansiyel bir etkinlik gösterdiği görülüyor. Ayrıca bu etkinlik sonucunda, kötü kolesterolün etkisini önleyici, yüksek tansiyonu düşürücü ve kalpteki ritim bozukluğunu önleyici bir etki gösterdiği ileri sürülüyor.
Bu konuda yapılan çalışma sonuçları, elma tüketimi ile koroner hastalık riskinin azalması arasında ilişki olduğunu gösteriyor. 40.000 kadın üzerinde yapılan bir çalışmada elmanın içerdiği flavonoidler ve kardiyovasküler hastalıklar arasındaki ilinti irdelenmiş. Buna göre, elma tüketen kadınlarda söz konusu hastalık riskinin %13-22 oranında azaldığı ortaya çıkıyor. Ayrıca yüksek miktarda elma tüketen bireylerde düşük miktarda elma tüketenlere kıyasla inme riskinin daha az olduğu belirtiliyor. Yapılan bir başka çalışmaya göre ise elma suyunun % 9-34, tam elmanın % 34, elma kabuğunun % 34 ve elma etinin % 21 oranında kötü kolesterol etkisini engellediği ortaya çıkıyor. Benzer bir başka araştırmaya göre, 1:1 oranında elma suyu ve siyah frenk üzüm suyu karışımı tüketildiğinde, kan antioksidan düzeyinin arttığı, LDL-kolesterolün oksidasyon ürünlerinin azaldığı saptanmış bulunuyor. LDL kolesterolün oksidasyon ürünleri arttıkça damarlarda plaklar birikmeye başlıyor, kan akışı yavaşlıyor ve kan basıncı artıyor. Uzmanlar. elmanın ayrıca astım ve diyabet gibi kronik hastalıkların riskini de azaltıcı potansiyel etki gösterdiğini söylüyorlar.
100 gram elmanın toplam antioksidan aktivitesi 1500 mg C vitaminine eşdeğer!
Uzmanlar tarafından gerçekleştirilen araştırmalara göre, elmanın kabuğu ile birlikte C vitaminine eşdeğer total antioksidan aktivitesi 83 mol/100 g olarak saptanmış. Buna göre, 100 g elmanın toplam antioksidan etkisi 1500 mg C vitaminine eşdeğer. Araştırmalar, C vitamini içeriği 5.7 mg/100 gram olan elmanın, quercetin, kateşin, phloridzin ve klorojenik asit gibi kuvvetli antioksidan özelliğe sahip başka bileşenler de içerdiğini gösteriyor