Bir süredir bu kadar bilgi yükü dolu, haber açısından verimli seyahat olmamıştı.
Enerji Bakanı Taner Yıldız ile Ankara’dan Brüksel’e uzanan 3.5 saatlik yolda gerçekleştirdiğimiz sohbet de ekip de keyifliydi.
“Türkiye’nin 1970’li yıllarda hak etmediği refah seviyesine ulaştığından” söz etti…
Geçmişteki gibi cumartesi günleri de kamu kurumlarının çalışması gerektiğinin altını çizdi.
Enerji tasarrufunun daha iyi sağlanması için de gün ışığıyla başlayıp sona eren mesai sistemine geçilmesinin daha yararlı olacağını söyledi.
Bu iki öneriyi Bakanlar Kurulu’nun kararına sunacağını bildirdi.
İsrail’in Güney Kıbrıs’tan önce Türkiye’ye, “Doğu Akdeniz’deki gazı birlikte çıkaralım” teklifine kadar uzanan geniş yelpazede geçen sohbetin özeti şöyle:
GÜN MESAİSİ: Bazı ülkeler gün ışığına bakarak çalışıyor. Biz de böyle çalışsak yaz saati ayarlamasına gerek kalmayacaktı. Yaz saatiyle 600 milyon kilovatsaat tasarruf sağlıyoruz. İnsanların üzerinde bıraktığı psikolojik etki ve verimlilik açısından mesai saatlerinin erkene alınmasından yanayım. Bu dönem gün ağarması 06.20’de ise saat 07.30’da mesai başlamalı. Amerikalı aynı saatte işe başlıyor da bizde neden olmasın? Kültürümüzde de bu tür şeyler var; bakkal 06.00’da dükkânı açar. Ağrı’da seçimlerde sandığı bir saat erken açıyorsam, niye işyerini de açmayayım. Bunu Bakanlar Kurulu’na önereceğim. Yılda 3 milyar kilovatsaat, 600 milyon lira tasarrufumuz olur.
CUMARTESİ MESAİSİ: 70’lerde cumartesi çalışma uygulaması vardı, sonra kaldırıldı ve Türkiye hak etmediği refah seviyesini peşin satın almış oldu. Bu doğru bir yaklaşım değil. Biz niye daha çok çalışmayalım.
İLETİŞİM, ELEKTRİĞİ GEÇTİ: 10 yıl önce Türkiye’nin elektrik için ödediği fatura toplam 22 milyar liraydı. İletişime ödenen para, kıyaslanamayacak kadar düşüktü. Bugün cep telefonu ağırlıklı fatura 22 milyar lira. Ben 8 milyar lira yatırım yaparak, iletişim dünyası 2-3 milyar lira yatırımla bu rakamı sağlıyor. Cep telefonu konuşmalarımı yüzde 10 kısmaya karar verdim. Türkiye’de 149 milyar dakika telefon konuşması yapılıyor. Bir o kadar da kısa mesaj gönderiliyor. Mesken başına elektrik faturası 50.5 lira. Kişi başına ortalama cep telefonu faturası, 21 lira. Bir evde ortalama 3 kişi konuşuyor. Mesken başına GSM faturası, elektrik faturasını geçti.
PİRİ REİS’İN S.O.S’UNA YANIT: Başbakanımız New York’ta, “Kıbrıs halkının tamamına adil paylaşım olacaksa ve ya sondaj duracaksa biz Piri Reis‘i çekiyoruz” dedi. Uluslararası hukukun ihlal edilmesine verilen fiili cevaptı. Bunun adı Piri Reis olur, bir başka reis olur. Piri Reis‘i 3 yaşında gösterme gayretinde değilim. TPAO, yaptığı çalışma karşılığında Piri Reis’in ait olduğu üniversiteye gerekli ödemeyi yapacaktır. O motor da jeneratör de satın alınacaktır.
İSRAİL’İN TEKLİFİ: Eğer 9 vatandaşımız katledilmeseydi, şu anda Akdeniz’in enerji dağılımında çok ciddi gelişmeler olacaktı. Biz Enerji Bakanlığı olarak orada yürütülen çalışmaların ulusal siyasetin üstünde olmadığına inanıyoruz. Eğer 9 vatandaşımız katledilmeseydi, özel sektörün İsrail’le birlikte yapacağı, bize sunduğu teklifi reddetmeyebilirdik. Bize (İsrail) “Bu çalışmada olur musunuz?” diye teklif getirildi. Öneri, çıkarılacak gazın beraberce sevkıyatı ve kullanımıyla ilgiliydi. Sadece enerji sektörüyle alakalı baksaydım, hem güzergâh hem de kaynak çeşitliliği açısından farklı bir stratejim olabilirdi. Ama burada ulusal siyasetin o kutlu yükünü enerji sektörü omuzlamak zorunda kalmıştır.
PİRİ REİS’E TAKVİYE: MTA için 200 milyon dolara 2-3 boyutlu sismik çalışma yapan gemi sipariş verdik. Hangi ülke olduğunu açıkladığımız zaman, nerede çalışılacak diye telefon açılıyor. Kiralamak üzere olduğumuz bir sismik arama gemisi var. Satın almayla akalalı da ayrı bir süreç başlatıyoruz. Bu bir satranç oyunu; Rumlar piyon olmaktan öteye gidememiştir.
İLERLEME RAPORU: AB’nin enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiyle ilgili 2012 hedefleri tutmamıştır. AB’nin enerji sektöründeki hızı, eleştirilebilecek düzeydedir. İlerleme Raporu’nda Nabucco’dan bahsedilirken Türkiye ihmal edilmiştir. Enerjideki fiili durum masa üzerindeki evrakın çok ötesindedir. AB’nin enerji arz güvenliğinin önemli parçalarından biri Türkiye’dedir. Ama buna rağmen enerji başlığında siyasi bir engellemeyle karşı karşıyayız. Türkiye’nin enerji sektörü, AB’nin önünde gitmektedir. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin mutlaka kendi ülkesini düşüneceği bir an olacaktır
GAZETE HABERTÜRK / MUHARREM SARIKAYA
BRÜKSEL