Almanya’daki 8 Türk’ün öldürülmesi Neo-nazilerin basit bir ırkçılık cinayeti değil. Soğuk savaş sonrası bitmeyen ve kendini revize ederek hayatta kalan Derin Gladyo’nun işi
Ergenekon süreci başladığında ve yeraltından gizli silahlar, çeşitli mekanlara saklanmış cephaneler bulunduğunda, ‘Dünya’da artık Gladyo’nun tarihte kaldığı, NATO’nun bu tip yapılanmalardan vazgeçtiği, bunların komplo olduğu’ savunması yapılmıştı.
ALMANYA’DAKİ GLADYO
Ancak devam eden hukuk sürecinde toprak altı cephaneliklerin hiç de öyle eski zamanlardan kalma olmadığı ortaya çıkmıştı. Almanya’da ortaya çıkan durum ise Gladyo’nun sadece Türkiye’de değil Avrupa’nın kalbinde bile hala var olduğunu ortaya koydu. Örgüt kendisini yok etmiyor sadece şekil değiştiriyor.
Gladyo üzerine en ciddi çalışmayı yapan Danielle Ganser’in NATO’NUN GİZLİ ORDULARI kitabında, “ABD Genelkurmay Başkanlığı’nın 28 Mart 1949’da genel stratejik konseptler isimli belgesinde Almanya’nın hem yeraltı hem de Secret Army Recerves (gizli ordu güçleri) Stay-Behinds Units (Cephe Arkası Güçleri) için mükemmel yetişmiş eleman potansiyeli olduğu belirtilmiş”
Aynı kitapta Ganser, Türk gladyosu için ise bütün yapılanmalar içinde en kanlı, tehlikeli ve halen çözülememiş olduğunu belirtiyor.
Alman Gladyosu’nun adı: BJD (Bund Deutscher Jugent- Alman Gençlik Birliği)
TASFİYE OLMUYOR ŞEKİL DEĞİŞTİRİYORLAR
Bu yapılar tasfiye edilmiş gibi görülse de tıpkı Türkiye’de olduğu gibi farklı biçimlerde kendilerini revize ederek varlıklarını sürdürüyorlar. Kritik zamanlarda ortaya çıkarak derin yapılar adına cinayet-kundaklama-infial benzeri olayları kolaylıkla gerçekleştiriyorlar.
Yunanistan’ın mali krizini üstlenen ve zor günler geçiren Almanya’da oluşan istikrar sarsılması BJD için oldukça uygun bir ortam olarak değerlendirilmişe benziyor.
Avrupa Parlamentosu 1990’da İtalya’daki gibi gladyo benzeri yapılanmaların ulusal meclislerce araştırılmasını ve hukuki sürecin işletilmesini istemişti. Ancak bu neredeyse hiçbir ülkede başarılamadı.
Almanya’da, Türkiye’de ve diğer ülkelerde adı değişse de gladyo olarak anılan bu yapılanmaların temelini Özel Harpçiler/Gayri Nizami Harpçiler oluşturuyor. Bunlar genel olarak istihbarat ve askeri birimlerin güdümünde oluyor ve sivil güçlerle iç içe oluşturuluyor.
HA SANTORO CİNAYETİ HA NEO-NAZİ CİNAYETLERİ
Türkiye’de ulusalcı reflekslerin uzun bir emek harcanarak harekete geçirildikten sonra, tam olarak ne yaptığının farkında bile olmayan bir çocuğa Rahip Santoro’nun kurşunlatılması neyse; Almanya’da dönerci cinayeti olarak adlandırılan olaylarda Türklere yapılan odur.
Türkiye’de ulusalcılık denilen refleksle bu yaptırılırken Almanya’da etnik reflekslerle gerçekleştiriliyor. Fark sadece bu.
ALMANYA’DA AYNI TUZAĞA DÜŞTÜ
İki ülke arasındaki diğer benzerlik de bu yapıların yok edildiğine yönelik yaygın hale getirilen kanaatin tuzağına düşme. Türkiye’de önce Susurluk sonrası şimdi Ergenekon sonrası bu kanaat pompalanıyor. Ama Gladyo’nun kalbine girilmediği müddetçe, eski yapılar tasfiye olup yerine yenileri gelecek. Ülkemizde Özel Harbe bağlı yapının toplamda 10 bin kişiden oluştuğu belirtiliyor.
Almanya’da aynı tuzağa düştü. Neo-Nazilerin tamamen bitirildiği düşünülürken, ülkedeki bütün istihbarat ve askeri yapılanma ABD-İngiltere ve NATO tarafından kuruldu. Irkçı akım istenildiği an istenildiği biçimde yükseltilebilir ve Almanya’nın üzerine çökmek için kullanılabilir.
Türkiye Ergenekon davasıyla konuyu “hukuki” çerçeveye çekerek önemli bir adım attı. Almanya henüz bu noktadan oldukça uzakta. Alman yargısı hızla bu adımı atmalı. Türkiye ise Ergenekon davasının ötesine geçerek, Gladyo benzeri yapılanmaların temelini/yaşam alanlarını yok edecek Anayasa sürecini tamamlamalı.
Aksi takdirde kendisini yeraltında ve örtülü biçimde revize edecek Türk Gladyosu, ilk uygun konjonktürde daha çetrefilli ve mücadele edilmesi zor yöntemlerle geri dönecektir.
AKTİFHABER