Şeker fabrikalarının hem de tartışmalı fiyatlarla özelleştirilmesine tepkiler sürüyor. Şeker İş’in konuyla ilgili raporunda yer alan bilgiler korkunç
ABD, Fransa, Almanya gibi en liberal ülkelerde bile şekerin “şahısların eline bırakılmayacak kadar stratejik bir değer” olarak görüldüğü ifade edilirken, mevcut özelleştirme politikasında ısrar edilmesi halinde Türkiye telafisi mümkün olmayan sorunlarla karşı karşıya kalacak. Bu sorunların belli başlıları şu şekilde sıralanıyor:
*Türkiye’nin Rekabet Gücü Kalmayacak
*20 Fabrika Kapanacak
*6 Milyon İnsan Olumsuz Etkilenecek
*Herkes Kaybedecek
*Şeker; Çarpık Kentleşme Ve Terörün Panzehiridir
*Ekonomimizle Birlikte Ekolojimiz De Bozulacak
*Hayvancılık Doğrudan Etkilenecek
*İlaç Ve Kimya Sanayi Olumsuz Etkilenecek
*Dışa Bağımlılık Artacak
*Çocuklarımızın Sağlığı Etkilenecek
Şeker İş Sendikası’nın “Şeker Özelleştirmesi Ve Türkiye’yi Bekleyen Tehlikeler” başlıklı raporuna göre, şeker sanayi, tarım ve hayvancılıktan, kimya ve ilaç sanayine, ekolojik dengeden, kozmetiğe kadar sağladığı sosyal ve endüstriyel katkı nedeniyle tüm dünyada stratejik ürün kapsamında değerlendirilirken, şeker politikaları tüm dünyada kısa vadeli çıkarlarla değil, uzun vadeli ekonomik ve sosyal hedeflerle planlanıyor.
ŞAHISLARIN ELİNE BIRAKILMAYACAK BİR STRATEJİK DEĞER
Bu yüzden şeker sanayi, Türkiye’nin kendisine örnek aldığı ve liberal ekonominin en güçlü olduğu ABD, Almanya, Fransa gibi ülkelerde bile bizzat devlet eliyle destekleniyor ve en fazla korunan sektörlerden biri olarak değerlendiriliyor. Türkiye’de ise özelleştirme teşvik edilirken, sözkonusu bu ülkeler; şeker sanayini “şahısların eline bırakılamayacak kadar stratejik bir değer” olarak tanımlıyor.
TÜRKİYE’DE ŞEKER SANAYİ VE ÖZELLEŞTİRME SÜRECİ
Türkiye’de gelişmiş batı ülkelerinin aksine, 2000 yılından bu yana Türk şeker sanayi, tartışmalı özelleştirme politikalarıyla, kısa vadeli çıkarların kurbanı ediliyor. Oysa Türkiye’de şeker sanayi Cumhuriyet’in kuruluş yılları ile yaşıt, köklü bir geçmişe sahip. Şeker sanayi oluşturduğu istihdam ve yan sektörlere sağladığı girdilerle, en fazla katma değer oluşturan sektörlerin başında geliyor. Beslenme ihtiyacı ve sağlıklı nesiller için vazgeçilmez olan şeker üretimi Türkiye’nin tarıma dayalı sanayi üretiminde başat rol oynuyor.
ŞEKER ÜRETİMİNİN EKONOMİK VE SOSYAL ETKİLERİ
Yine Şeker İş’in raporuna göre, Türkiye’de şeker üretiminin ekonomik ve sosyal etkileri şöyle:
-Türkiye ekonomisi için her yıl yaklaşık 4,8 milyar TL yerli katma değer oluşturuyor.
-Sadece taşımacılık sektöründe 25 milyon ton iş hacmi ortaya çıkarıyor.
-Doğrudan ve dolaylı olarak 10 milyon insana iş ve ekmek olanağı sunuyor.
-Tarım makineleri, nakliye, yem, gübre ilaç ve kozmetik sanayi gibi onlarca sanayi dalının ayakta kalmasını ve gelişmesini sağlıyor.
-250 bin çiftçiye yerinde üretim imkanı sağlayarak, Türkiye’nin en temel sorunlarından biri olan göçü azaltıyor.
-Gıda, yenilenebilir enerji ve kimya sanayi alanlarında dışa bağımlılığı önlüyor.
-Dünyada artan enerji ihtiyacı karşısında petrol ve fosil yakıtların ömrünün azalması sonucu alternatif enerji kaynağı arayışları artmış durumda. Alternatif enerji arayışında en hızlı artışın yaşandığı kaynak biyoetanol üretimi. Biyoetanol üretiminde ise en verimli ve temiz hammadde şeker pancarı.
-Şeker pancarı sadece sanayi hammaddesi değil, aynı zamanda hayvan besiciliğinde de önemli bir yem bitkisi.
-Şeker pancarı tarımı, eşdeğer bir orman alanına kıyasla 3 kat daha fazla oksijen ürettiğinden sadece insan için değil, tüm canlılar için önem arz ediyor.
DÜNYADAKİ UYGULAMALAR
ABD:
Bugün dünyada, liberal siyaset anlayışının en baskın olduğu ülke olarak ABD gösteriliyor. Buna karşın ABD yönetimi şeker üretimini “şahısların eline bırakılmayacak kadar stratejik bir ürün” olarak değerlendiriyor. Bu yüzden bu ülkede şeker üretimi bizzat hammadde üreticilerinin oluşturduğu kooperatifler tarafından yapılıyor. Bugün şeker pancarından şeker üretiminin en fazla yapıldığı ülkelerden biri ABD.
FRANSA:
Dünya piyasasında pancardan şeker üreten bir diğer önemli ülke ise Fransa. İlk başta özelleştirme furyasına kapılan Fransa, kısa zamanda özelleştirmenin sektörü geliştirmeyeceğini anlayıp, şeker fabrikalarını yeniden yapılandırarak üretimi yüzde 65 oranında yeniden kamu ve çiftçi kuruluşlarına devretti.
YAŞANMIŞ BİR TECRÜBE: POLONYA ÖRNEĞİ
Şeker sanayi açısından Türkiye’ye en yakın örneği oluşturan ülkelerden biri de Polonya. İlk şeker fabrikasını 1989 yılında özelleştiren ve bugünkü 18 şeker fabrikasından 11’ini üç farklı Alman yatırımcı gurubuna satan Polonya’nın bu süreçte yaşadıkları önemli bir ders niteliği taşıyor. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden sonra, özel sektör eliyle üretimde devamlılığın sağlanamayacağını acı bir şekilde fark eden Polonya, buradan aldığı dersle 2001 yılında bir kanun çıkartarak, kamunun elinde kalan şeker fabrikalarının yabancı yatırımcı ve özel sektöre satışını yasakladı. Şeker sektöründe yapılan özelleştirmelerin sonrasında özellikle istihdam ve üretim konularında ciddi sorunların gündeme gelmesi Polonya hükümetini böyle bir karar almaya zorladı.
Bu karar, yabancı/yerli ayrımı yapılmamaksızın şeker fabrikalarının sektörün dışındaki kişi veya kuruluşlara satışını tamamen engellerken özelleştirmenin ancak pancar üreticilerine ve şeker işçisine yönelik yapılabileceği kararını da içeriyordu.
POLONYA GEÇMİŞTE YAPTIĞI ÖZELLEŞTİRMELERDEN NELER KAYBETTİ?
Polonya Tarım Yasaları Departmanı Müdürü Bogumila Kasperowicz:
“5 yıl sonra pancar üretimi yapmak için çiftçiye yalvarır hale gelebilirsiniz”
“Geçmişte yapılan özelleştirmelerde satılan 5 fabrikanın dördü kapanıyordu. Oysa şeker ve pancar toplumun önemli bir kesimini yakından ilgilendiriyor. Üretimdeki devamlılığın özel sektör ile değil ancak üretici ile sağlanabileceği görüşü hakim oldu. Bunun sonucunda bu fabrikaları pancar üreticisi ile şeker işçisine devretmeye karar verdik. Çünkü bir defada devletin kasasına girecek paradan daha değerli şeyler vardır. Önemli olan 5 yıl sonra Türkiye’de şeker sektörünün hali ne olacak? Bunun üzerine çok iyi analizler yapılmalı. Yoksa Türkiye bir süre sonra pancar üretimi yapması için çiftçi aramak zorunda kalabilir!”
Polonya Şeker Pancarı Üreticileri Birliği Genel Başkanı Stanislaw Barnas:
“Biz bu hataya düştük siz düşmeyin”
“Bizim düştüğümüz hataya siz düşmeyin. Eğer geçmişte bizim yaptığımız gibi bir satış olursa bundan Türkiye devleti ve milleti çok şey kaybedecektir. Bundan emin olabilirsiniz. Çünkü bu fabrikaları alan firmalar uzun vadede üretimden çekilerek fabrikaları kapatma yoluna gideceklerdir. Yerli yabancı hiç fark etmez. Çünkü pazarı kapmak için üretilenden daha ucuza şeker vermek isteyen karteller her zaman olacaktır. Alanlar yerli sermaye de olsa kar amacı güdecekleri için zamanla üretmek yerine ithalata yöneleceklerdir.”
TÜRKİYE NELER KAYBEDECEK?
Şeker İş’in raporuna göre, mevcut özelleştirme politikasında ısrar edildiği takdirde Türkiye telafisi mümkün olmayan sorunlarla karşı karşıya kalacak. Raporda bu sorunların belli başlıları şu şekilde özetleniyor:
TÜRKİYE’NİN REKABET GÜCÜ KALMAYACAK
Avrupa Birliği’nde, şeker reformu ile halen 21 olan şeker üreticisi ülke sayısının kademeli olarak 6’ya düşürülmesi ve rekabet edemeyecek ülkelerin sektörden çekilmeye zorlanması bekleniyor. AB’ye tam üyelik ve uyum aşamasında Türkiye’nin şeker üretimi son 5 yılın ortalamalarına göre belirleneceğinden, mevcut özelleştirme uygulamasının devamı halinde şeker fabrikalarının çoğunluğu kapanacak, şeker üretimi küçük bir bölgeyle sınırlı hale gelecek ve Türkiye şeker kotasının çok büyük bir bölümünü kaybedecek. Hatta AB şeker reformunun mevcut haliyle bire bir uygulanması durumunda Türkiye’nin sektörden tamamen dışlanması bile söz konusu olabilecek.
20 FABRİKA KAPANACAK
Türkşeker’e bağlı fabrikaların verileri incelendiğinde, Türkşeker’in özelleştirilmesi durumunda, birim maliyetleri düşük, kapasitesi, karlılığı ve verimliliği bahane edilerek, en az 20 fabrikanın kapanması kaçınılmaz olacak.
6 MİLYON İNSAN OLUMSUZ ETKİLENECEK
Sözkonusu bu fabrikaların etkilediği alanlar dikkate alındığında; 300 bin pancar çiftçisi üretemez hale gelecek, 13 binden fazla işçi, işsiz kalacak, aileleriyle birlikte dikkate alındığında doğrudan etkilenenlerin sayısı 2 milyona ulaşacak. Bu rakam yan sektörlerle birlikte 6 milyon insanı olumsuz etkileyecek.
HERKES KAYBEDECEK
Bu fabrikaların özelleştirilmesi sadece fabrikada çalışan işçileri değil, pancar üreticisinden, kamyoncuya kadar hemen herkesi etkileyecek. Yapılan bilimsel araştırmalara göre, kapanan her bir şeker fabrikası, bulunduğu bölgedeki; pancar ve şeker üretimini en az yüzde 75 oranında azaltacak, yine aynı şekilde bölgedeki taşıyıcılara sağlanan iş hacmini en az yüzde 85 oranında daraltarak, taşıma sektörü ve esnafı çok büyük zarara uğratacak. Sektörel istihdam kaybı yaklaşık yüzde 70’e ulaşacak.
ŞEKER; ÇARPIK KENTLEŞME VE TERÖRÜN PANZEHİRİDİR
Kapanacak şeker fabrikalarının önemli bir bölümü Doğu ve Güneydoğu bölgemizde yer alıyor. Bugün yapılan araştırmalar göstermektedir ki, şeker fabrikalarının bulundukları yerlerde terör olaylarına rastlanmazken bunların kapanması ile birlikte zorunlu olarak göç gündeme gelecek. Bunun sonucunda ülkemizin karşı karşıya bulunduğu terör ve çarpık kentleşme sorunu daha da büyüyecek.
EKONOMİMİZLE BİRLİKTE EKOLOJİMİZ DE BOZULACAK
Türkiye’de 1 milyon 873 bin dekar olan pancar ekim alanları yaklaşık 1 milyon dekar küçülecek. 1 dekar pancar alanının 3 dekar çam ormanına eşit oksijen ürettiği düşünüldüğünde, oksijen kaybımız yaklaşık 3 milyon dekar orman arazisine eşit olacak ve ülkemizin ekolojik dengesi bu durumdan olumsuz etkilenecek.
HAYVANCILIK DOĞRUDAN ETKİLENECEK
Yaş küspe üretimindeki kayıp 1 milyon 225 bin ton olacak, bu da, şeker fabrikalarının bulunduğu yörelerde, zaten can çekişmekte olan hayvancılığı tamamen bitme noktasına getirecek.
İLAÇ VE KİMYA SANAYİ OLUMSUZ ETKİLENECEK
Maya, yem, ilaç, gübre gibi yan sektörlerde kullanılan Melas üretimi 160 bin ton azalacak, bu durumdan ilaç ve kimya sanayi olumsuz etkilenecek.
DIŞA BAĞIMLILIK ARTACAK
Şeker gibi stratejik bir üründe Türkiye’nin dışa bağımlılığı artacak, ülkemiz küresel şeker kartellerinin ve NBŞ firmalarının insafına terk edilecek. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle ilgili olarak Türkiye’ye danışmanlık yapan üçlü konsorsiyumun ortaklarından ED& F Man’ın 220 yıldır şeker ticaretiyle uğraşan kartel konumunda bir dünya devi olması, sektörün geleceği konusunda endişe verici görülüyor.
ÇOCUKLARIMIZIN SAĞLIĞI ETKİLENECEK
Çocuklarımız şeker pancarından üretilen sağlıklı şeker yerine, nişasta bazlı şekerden üretilen sağlıksız ürünlere mahkûm edilecek.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Şeker İş Raporu’nun “Sonuç ve Değerlendirme” bölümüne göre ise, bütün bu gerçekler pancar şekerinin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. ABD, Fransa, Almanya gibi liberal düşüncenin hakim olduğu ülkelerde bile pancar şekeri bir devlet politikası olarak ele alınırken, Türkiye’nin bu gerçekleri göz ardı etmesi düşünülemez. Bu anlamda Türkiye’ye en fazla benzeyen Polonya’nın yaşadığı acı tecrübeden gerekli dersler çıkarılmalı ve bu yanlış özelleştirme ısrarından vazgeçilmeli.
İŞÇİLERİN TEKLİFİ
Raporda ayrıca şu teklifte bulunuluyor: “Eğer, üretim kapasitesi, eski teknoloji, maliyet yüksekliği gibi gerekçeler bahane edilerek illa özelleştirme yoluna gidilecekse tercih, gelişmiş batı ülkelerinin yaptığı gibi; devletinde içinde olacağı üreticiden yana olmalıdır.
Nitekim Türkiye bu konuda kendisini ispat etmiş, başarılı örneklere sahiptir. Konya-Şeker bunun en somut ve en güzel örneğidir. Üreticilerin yönettiği Konya Şeker bugün Türkiye’nin en fazla katma değer üreten, en fazla yatırım yapan, en fazla istihdam sağlayan öncü şirketlerinden biridir.
Türkiye başta Ortadoğu ve Orta Asya olmak üzere geniş bir ekonomik ve siyasi nüfuz bölgesine sahiptir. Türkiye’nin yapması gereken pancara sahip çıkmak, şeker üretimini arttırmaktır. Çünkü bölgemizdeki ülkelerin hemen tamamı şeker ithalatçısı ülkelerdir. Yürütülecek stratejik bir politika ile Türkiye sadece bölgenin değil dünyanın en büyük şeker ihracatçısı ülkelerinden biri haline gelebilir. Bu gerçekler ışığında Türkiye, tercihini özelleştirmeden değil tam tersine devletin öncülüğünde gerçekleştirilecek pancar şekeri seferberliğinden yana kullanmak zorundadır.”
Habervaktim.com