MEB tabletleri dağıtmaya başlıyor

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, şubat ayında 17 ilde 52 okulda pilot uygulamayla projeyi hayata geçireceklerini belirterek, ”Etkileşimli tahtalar da bu okullarımızda yerlerini alacaklar. Tabletler için de çok uzun ve titiz çalışmalar yaptık” dedi.

2011-2012 eğitim öğretim yılının ikinci döneminde bazı pilot illerde uygulamaya başlanacak FATİH Projesi’nin tanıtımı, Milli Eğitim Bakanı Dinçer ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın katıldığı basın toplantısıyla gerçekleştirildi.

Eğitimin daha öncelikli gündem maddelerinin geçen yıllarda derslik ve öğretmen ihtiyacı olduğunu belirten Dinçer, aradan geçen kısa zaman içinde bilişim teknolojilerinin gelişerek eğitimde de kullanıldığını ifade etti.

Eğitim bütçesinin rekor düzeyde artırılması ile eğitimin fiziki altyapısına ilişkin pek çok temel sorunun çözüldüğüne belirten Dinçer, bu süreçte hayırseverlerin, medyanın, sivil toplum kuruluşlarının el vermesi sonucunda eğitim alanında çok önemli değişim ve gelişmelerin yaşandığını söyledi.

Eğitimin sorunlarını çözme yolunda hızla ilerlediklerini vurgulayan Dinçer, ”Çocukları bilgi toplumuna hazırlamak için 2003 yılında yok denecek kadar az olan, 8 derslik ve üzeri tüm okullarımızda bugün aşağı yukarı 29 bin 428 okulda bilişim teknolojisi sınıfı kurduk. Bu çerçevede okullarımıza yaklaşık 900 bin bilgisayar gönderdik” diye konuştu.

Altyapısı uygun olan 37 bin 803 eğitimin kurumuna geniş bant ADSL bağlantısı ve 3 bin 649 okul ve kuruma uydu internet erişimi sağlayarak 41 bin 452 okulun internete kavuşturulduğunu bildiren Dinçer, ”ADSL internet erişimi olan kurumlarımızın ortaöğretimdeki oranı yüzde 100, ilköğretimde ise yüzde 98’dir. 5 ilde bin 133 adet ortaöğretim okulumuzda bilişim teknolojileri destekli fen laboratuvarları kuruldu” dedi.

-”Geleneksel yöntemleri feda etmedik”-

FATİH Projesi’ne ilişkin bilgi aktaran Dinçer, ”Amacımız, ülkemizin her yerindeki öğrencilerin sosyo ekonomik durumu ve şartları ne olursa olsun bilişim teknolojilerinden yararlanabilmelerini sağlamak ve fırsat eşitliğini onlara sunmaktır” diye konuştu.
Bilişim teknolojilerini aktif olarak kullanan öğrencilerin iletişimde sunum yapma kabiliyetlerinin, kendilerine olan güvenlerinin, derse olan ilgilerinin ve katılımlarının önemli oranda arttığını belirten Dinçer, FATİH Projesi ile derslikte bilgiye hızlı ve güvenli erişimin, öğretmen ve öğrencinin hayal gücünü destekleyici aktif fonksiyonlar ile öğrencilerin en üst kazanımları elde etmenin sağlanacağını söyledi.
Dinçer, böylelikle bilgi ve iletişim teknolojilerini aktif olarak kullanabilen, problem çözücü, teknolojiyi yakından takip eden ve uygulayabilen, bilgi çağı becerilerini kazanmış bireyler yetiştirme yolunda çok önemli bir adım atılmış olunduğunu ifade etti.

Fatih Projesi’nin beş temel bileşenden oluştuğunu anlatan Dinçer, ilk bileşenin donanım ve yazılım altyapısının sağlanması olduğunu, Türkiye genelinde toplamda 570 bin dersliğin etkileşimli tahta ve internet altyapısına kavuşacağını belirtti.

Ayrıca her okula birer adet çok amaçlı yazıcı ve doküman kamera verileceğini de bildiren Dinçer, örgün eğitimdeki öğrenciler ile öğretmenlere tablet bilgisayar sağlanacağını kaydetti.
Dinçer, ”Okullarımızdaki donanım alt yapısının iyileştirilmesi konusunda LCD panel etkileşimli tahta, çok amaçlı fotokopi makinesi, doküman kamera şartname çalışmaları tamamlanmış, sözleşme imzalanmıştır. 3 bin 657 ortaöğretim kurumumuzdaki kurulumlar, 2012 Eylül ayı sonuna kadar gerçekleştirilmek üzere planlandı” diye konuştu.

Etkileşimli tahta ve tablet bilgisayarlarla ilgili pilot uygulamalara yönelik alt yapıların şu anda büyük oranda tamamlandığını belirten Dinçer, FATİH projesi hayata geçirilirken kamuoyunda çok ciddi tereddütlerin olduğunu söyledi.

Dinçer, şöyle devam etti:
”Aslında bütün bu tereddütler bizim şu anda uygulamaya koyacağımız FATİH Projesi’nin mantığından farklı uygulamalar sonucunda ortaya çıkmış olanlardır. Mesela ne kadar pedagojik olduğuna dair sorgulamalara bakıldığında, hemen şunu ifade etmek gerekir ki, biz gerçek anlamda öğrenime dair geleneksel yöntemleri bu süreçte feda etmedik, etmiyoruz. Aslında hem kara tahtayı koruyarak, hem kalemle yazılacak tahtayı koruyarak hem de akıllı tahta uygulaması ile öğretmenlerimize geleneksel yöntemler yanında modern yöntemleri de kullanma fırsatı verdik. İkisini aynı andı birbirini tamamlayan yöntemler olarak kullanma fikrini burada uygulaya aktardık.”
Dinçer, projenin diğer bileşenlerinin ise öğretim programlarıyla uyumlu ve derslerde kullanılabilecek ses, video, animasyon gibi çoklu bileşenlerle zenginleştirilmiş, dersi destekleyen bilgisayar tabanlı e-içeriklerin hazırlanması, her ders için hazırlanan öğretmen kılavuz kitaplarının bilişim ve teknoloji kullanımına yönelik olarak güncellenmesi, hizmet içi eğitim ve bilinçli, güvenli, yönetilebilir ve ölçülebilir internet kullanımı sağlanması olduğunu anlattı.

-”İstihdamın yanı sıra bilişim sektörü de gelişecek”-

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, TÜBİTAK ile Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı işbirliğinde bu yönde bazı çalışmalar yürütüldüğünü aktaran Dinçer, teknik altyapının oluşturulmasında TÜBİTAK’ın büyük katkılar sağladığını kaydetti.
Dinçer, Ekonomi Koordinasyon Kurulunda yapılan toplantılar ve orada oluşturulan özel ekipler vasıtasıyla hem akıllı tahtaların hem tablet bilgisayarların Türkiye’de üretilmesiyle ilgili ciddi hazırlıkların yürütülüyor olduğunu ifade etti.
Bakan Dinçer, ”Önümüzdeki şubat ayında 17 ilimizde 52 okulumuzda pilot uygulamayla bu projeyi hayata geçireceğiz ve etkileşimli tahtalar da bu okullarımızda yerlerini alacaklar. Tabletler için de çok uzun ve titiz çalışmalar yaptık. Çocuklarımıza ve öğretmenlerimize hangi nitelikleri taşıyan tabletlerin verileceğini uzun çalışmalarla ortaya koyduk” diye konuştu.
Pilot uygulamanın sonuçları kadar, dünyadaki değişim ve dönüşümlere paralel olarak sürekli gözden geçirilmesi, geliştirilmesi gereken bir alandan söz ettiklerini belirten Dinçer, şunları kaydetti:
”Dolayısıyla yenilik ve değişime sürekli açık olacağız ve bu değişime kendimizi uydurabilecek esnekliği kaybetmeyeceğiz. Proje tüm okullarımızda hayata geçtiğinde her okulda çok fonksiyonlu yazıcı ve doküman kamera; her derslikte etkileşimli tahta ve kablolu internet bağlantısı olacak. Her öğretmenin ve öğrencinin de tablet bilgisayarı olacak. Öğrencilerimiz de tablet bilgisayarlarını yine evlerinde de internet hizmeti alacak şekilde kullanabilecekler.”

Apple’ın kurucu ortaklarından Steve Jobs’ın bir marka imajı kampanyasında vurguladığı düşünceyi paylayan Dinçer, ”Bu kampanya bilgisayarların neler yapabileceğini değil, yaratıcı insanların bilgisayarlarla neler yapabileceklerini vurgulayacak’ diyor. Mesele işlemci hızı ya da bellek değil; mesele yaratıcılıktır. Dolayısıyla bizler öğrencilerimize ve öğretmenlerimize teknolojik alt yapıyı, eğitim içeriklerini sağlayacağız. Çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin bu zeminde bu teknoloji ile neler yapabileceklerini ise zaman gösterecek.”
Projenin uzun vadedeki sonuçlarına değinen Dinçer, Türkiye’de internet ağ altyapısı gelişmiş ülkelerin bant genişliğinin ve internet hızının yakalanacağını ifade etti.

Okulların tamamına geniş bant internetin ulaşmasıyla Türkiye’de elektronik seçim ve sayımın altyapısının oluşacağını belirten Dinçer, ”Okullara alınacak tüm donanım malzemelerinin Türkiye’de üretim ve montajının yapılması istihdamın yanı sıra bilişim sektörünün gelişmesine katkı sağlayacak. Elektronik ortamda eğitim içeriklerinin ve üretici firmaların bu süreçte e-içerik kalitesi ve miktarında artış yaşanacaktır” diye konuştu.

Basın toplantısında bakanlık yetkililerince akıllı tahta ve içeriği anlatıldı, tablet bilgisayar örnekleri salonda dağıtılarak içeriklerinin incelenmesi sağlandı.

-”YSK karar verirse biz imkanlarımızı açarız”-

Toplantının ardından konuya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dinçer, ”Bilgisayarlarda wireless bağlantısı olacak mı?” sorusu üzerine Dinçer, ”Wirelessın her sınıfa ya da okullara radyoaktif olarak doğru olmayacağını söyledi bize uzmanlar. Kablo döşenemeyecek uzak yerlere veya yeteri kadar okulun olmadığı, okul sayısının az olduğu yerlere wireless uygulama yapabiliriz” diye konuştu.
”Çalışmalar, oylarımızı gidip okullarda elektronik olarak mı kullanacağız anlamına geliyor?” sorusuna karşılık Dinçer, ”O ayrı bir şey. Yüksek Seçim Kurulu karar verirse biz imkanlarımızı açarız. Artı teknolojik imkanımız olacak okullarda. Ben şunu yapacağım, merkezden bir bilgiyi aktarmak istiyorsak burada kameranın olduğu bir yerden tüm sınıflara, öğrencilere, öğretmenlere hitap edebileceğiz. Onlar da bize ulaşabilecekler” karşılığını verdi.

Post Author: SerGe

Leave a Reply