Hz. İbrahim, İsmail’i mi İshak’ı mı kurban etti?

Ertuğrul Özkök’ün bugün köşesinde kullandığı bir cümle dinler tarihi ile ilgili bir ayrıntıyı yeniden tartışmaya açtı.

66 yaşında ünlü şarkıcı Bryan Ferry, kendisinden 36 yaş küçük oğlunun eski nişanlısı Amanda Sheppard isimli bir kadınla evlenmesini köşesinde sorgulayan Özkök, polemik konusu olabilecek bir yorumda bulunurken Hazreti İbrahim’in (a.s) oğulları İsmail (a.s) ve İshak’la (a.s) ihtilaf yürütülen bir konuyu da yeniden açmış oldu.

Özkök’ün yazısındaki o bölüm ve geçmişte benzer sorulara neden olan “Hazreti İbrahim (a.s),  oğlu Hazreti İsmail’i (a.s) mi yoksa Hazreti İshak’ı (a.s) mı kurban etti?” sorusunu gündeme getiren o cümle:

“ALTMIŞLIK ARKADAŞ! OĞLUNUN NİŞANLISI İLE EVLENİR MİSİN

Bryan Ferry 4 Ocak günü Amanda Sheppard isimli bir kadınla evlendi.

Ferry 66 yaşında. Karısı ise 30.

Buraya kadar anormal bir şey yok.

Böyle bir haber, benim gibi 60 yaşını geçmiş erkeklere moral destek vermekten başka bir şey ifade etmez.

Ama olayın bir başka boyutu var.

Ferry’nin evlendiği kadın, oğlunun eski sevgilisi.

Beş yıl boyunca birlikte olmuşlar, hatta nişanlanmışlar.

Haber, bu ayrıntı ile başka bir boyuta geçiyor.

***

Altmışlı yaşlarında bir erkek, 30’lu yaşlarında bir kadınla evlenebilir mi?

Niye olmasın..

Ama oğlunun eski nişanlısı ile?

İşte orada durum değişiyor.

Büyük konuşmayayım ama ben ikisini de yapamam.

Tabii burada sadece evlenen babanın ne hissedeceği önemli değil.

Belkide daha önemlisi, oğlunun ne hissedeceği.

Düğün fotoğraflarına baktım.

Oğlu da orada. Ama yüz ifadesinden bir şey çıkaramadım.

Sanki biraz mahsun gibi duruyordu.

***

Acaba psikologlar böyle bir durumu nasıl değerlendirirler?

Bir Fransız dergisinde şöyle ilginç bir analiz okudum.

Bryan Ferry’nin oğlunun ismi Isaac‘mış.

Yani İshak.

İshak, Hazreti İbrahim’in oğlu.

Eline bıçağı alıp Allah’a kurban etmek istediği çocuk.

Dergi, bu düğünü anlatırken şu soruyu soruyor:

“Acaba babalar çocuklarını hep kurban edilecek varlıklar olarak mı görürler?”

Bunu anlattığım bir arkadaşım: “Biraz zorlama yorum” dedi.

Zorlama da olsa, şu gerçeği ortadan kaldırmıyor.

Çocuklar için, güçlü babaların gölgesinde yaşamak kolay bir şey değil.”

KONU İLE İLGİLİ ULEMANIN GÖRÜŞLERİ NE?

Hz. İbrahim’in kurban etmek istediği oğlu İshak mıdır, İsmail mi? Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de net bir ifade yokken, Tevrat’ta var. İslam ulemasının bu konudaki görüşü nedir?

Cevap:

Hz. İbrahim’in kurban etmesi emredilen çocuğunun kim olduğu konusunda İslam âlimleri arasında bir ittifak yoktur. Bir kısmı bunun İsmail aleyhisselam olduğunu söylerken bir kısmı ise İshak aleyhisselam olduğunu söylemişlerdir. Her iki grubun delillerine yer verip “hangisinin kurban edilmek istendiğini en iyi Allah bilir” deyip herhangi bir görüşe meyledemeyenler de vardır.

Yahudilerin de Müslümanların da ittifakla kabul ettiklerine göre İbrahim aleyhisselamın ilk oğlu İsmail’dir. Sâffât Suresi’nin 100. ayetinde İbrahim aleyhisselamın “Rabbim, bana salihlerden olacak bir evlat nasip eyle” şeklindeki duasına yer verildikten sonra 101. ayette bu duasının kabul edildiği ve kendisine yumuşak başlı, uysal (halim) bir çocuk bahşedildiği belirtilmiştir. Buradan, İbrahim aleyhisselamın daha önce hiç çocuğunun olmadığı anlaşılmaktadır. Öyleyse duasına karşılık kendisine ihsan edilen çocuk İsmail Aleyhisselamdır. Daha sonra 102. ve devamı olan ayetlerde bu çocuğun kurban edilmesi ve neticesinde hem çocuğun hem de İbrahim Aleyhisselamın imtihanı başarı ile geçtikleri anlatılmıştır. Demek ki İbrahim Aleyhisselamın rüyasında kurban etmesi emredilen oğlu, ilk oğlu İsmail’dir. Zaten o ayetlerin hemen devamında yer alan 112. ayette İbrahim’e ikinci bir müjde olarak ileride peygamber olacak olan ikinci oğlu İshak da müjdelenmiştir.

Bir de şuna dikkat etmek gerekir. Allah Teâlâ İbrahim Aleyhisselama, yaşı bir hayli ilerlemiş ve kısır olan eşi Sare validemizden bir çocuğu olacağı müjdesini verirken çocuğu “bilgin bir çocuk (ğulâmin alîm)” olarak nitelemiştir. (Bkz: Hicr, 15/53; Zariyat, 51/28)

İbrahim’in Sare validemizden olan bu çocuğunun İshak aleyhisselam olduğu konusunda da hiçbir görüş ayrılığı yoktur. Fakat yukarıda da görüldüğü gibi kurban edilmesi emredilen çocuk için “halim selim bir çocuk (ğulâmin halîm)” nitelemesi yapılmıştır. Nitekim bu çocuk babasının kendisini kurban edeceğini duyduğunda bu duruma “Babacığım sana ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın”(Sâffât, 37/102) şeklinde karşılık vererek kendisi için verilen halimlik vasfını ispat etmiştir.

Kaynakça: Süleymaniye Vakfı Yazılı Fetvalar – fetvalar.net

HABER 7

Post Author: ABGA

Leave a Reply