DÜN Türkiye Futbol Federasyonu’nun genel kurulu vardı.
Sözde Türk futbolunu krizden çıkaracak, önünü açacak, yeni yönünü tayin edecek genel kurul.
Kurula şöyle bir göz gezdirdim.
Türk futbolunu kaostan kurtaracak olan kurula şöyle bir baktım; Türk futbolunu kaos ortamına sürükleyen, bu rezaletin sorumlusu kim varsa hepsi orada.
Sakın yanlış anlamayın.
Hepsi sorumludur demiyorum.
Ama sorumluların hemen hepsi oradaydı.
Birkaç spor yazarı, birkaç televizyon programcısı ve birkaç spor müdürü dışında. Futbolun içinde olup da futbolu katledenler oradaydı.
Genel kurulu televizyondan izlerken en çok kimin için üzüldüm biliyormusunuz?
Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar için.
Onun gibi birinin o genel kurulda yeri yoktu.
Zaten sırıtıyordu da o ortamda. Bu süreçte Mehmet Ali Aydınlar kırıp dökmemek, kimseyi mağdur etmemek, haksızlığa sebep olmamak için elinden geleni yaptı. Fazlasını yaptı.
Türk futbolunu korumaya, orta yolu bulmaya çalıştı.
Çok basit bir yönetimkuralını uyguladı.
“ÇÖZEMİYORSAN ERTELE” mantığıyla hareket etti.
Yargıyı beklemeyi tercih etti.
Ama yine de bütün eleştirilerin odağı o oldu.
Sanki Türk futbolundaki bütün bu pisliğin sorumlusu oymuş gibi hakarete uğradı.
Çok ama çok üzüldüm Aydınlar için.
Açıkçası o genel kurula yakışmıyordu Aydınlar. Oranın parçası gibi durmuyordu.
Bu yüzden kendisi için yapacağı en doğru şey, bir an bile vakit kaybetmeden istifa etmektir.
Ona temmuz ayında saatli bir bomba verdiler. Aylardır o bombayı patlatmadan taşımaya çalışıyor.
Bıraksın gitsin.
Türk futbolunun içine eden kimse gelsin, onlar temizlesin.
Şu anda ortada bir kaos var.
Aydınlar bir bıraksın asıl kaosu siz o zaman görürsünüz!