İstiklal Mahkemesi’nde yargılanıp 1925’de idam edilen Şeyh Said’in mezar yerinin belirlenmesi için yakınları başvuruda bulundu. Şeyh Said’in torunu mezarın yerini de açıkladı
1925 yılında Kürt isyanı çıkarttıkları gerekçesiyle Şeyh Said ve 46 arkadaşı dönemin Diyarbakır İstiklal Mahkemesi tarafından yargılanıp idama mahkûm edilmiş ve mezar yerleri gizli tutulmuştu.
Şeyh Said’in Erzurum’da yaşayan avukat torunu Abdurrahim Fırat, dedesinin kabrinin yerinin belli olduğunu iddia etti. Fırat, dedesi ve 46 arkadaşının mezarının Diyarbakır Orduevi’nin bahçe kısmında bulunduğunu öne sürdü. Fırat, dedesinin ve arkadaşlarının mezar yerlerinin devlet tarafından açıklanmasını ve ölülerin kemiklerinin ailelerine teslim edilmesini istedi.
Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde bugün olmazsa bile gelecekte bir gün mutlaka dedesinin ve arkadaşlarının kabir yerlerinin resmi makamlarca açıklanacağına işaret eden Abdurrahim Fırat, “Bizim şahsi olarak dedemizin mezar yerinin tespiti için yasal girişimiz yok. Ailemizden bir akrabamızın yasal girişimi var. Şeyh Said Efendi ile ilgili kamuya yansıyan yanlış bilgi var. İdam faili meçhul bir olay değildir. Şeyh Said, Diyarbakır İstiklal Mahkemesi’nce yargılanıp idam kararı verilip bu karar infaz edilmiştir. Dolayısıyla Şeyh Said’in mezar yeri bellidir. Devlet de bunu bilmektedir.” diye konuştu.
Olayın bugüne kadar gizlendiğini kaydeden Fırat, “Neticede mahkeme kararı infaz edilmiş Şeyh Said ile birlikte 46 kişinin mezar yeri bellidir, devlet biliyor. Ancak belli mülahazalarla bugüne kadar ailesine bir mezar taşı Fatiha okuması için devlet imtina etmiştir.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin son dönemde demokratikleşmede ilerleme gösterdiğine dikkat çeken Fırat, “Şeyh Said, İstiklal Mahkemesi’nde yargılanmıştır. Bu mahkememe tutanaklarını bilmemiz lazım, ne gibi savunma yapılmıştır. Bu konuda kamuoyunda çeşitli spekülasyonlar var. İngiliz kışkırtması, Kürtçü, İslamcı hareketti diye. Bunların toplumca net bilinmesi, tartışılabilmesi gerekmektedir. İstiklal Mahkemeleri’nin arşivlerin açılması lazım. Yaklaşık 87 yıl geçmiştir, gizlilik mülahazası yok. Türkiye demokratik bir ülke insanlar demokratik haklarını aramakta. Biz de dedemizin mezar yerinin belirlenmesi ve bizimle birlikte 46 kişinin bir Fatiha okuyacağı bir mezar taşını istiyoruz. Kesinlikle yeri bellidir, devlet biliyor bazı gerekçilerle bunu ötelemiştir.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’de gelinen nokta böyle hukuksuzluğu kabul edemez noktadadır.” diyen Fırat, “Türkiye’nin demokratikleşmesiyle bu olay açıklığa kavuşacak, İstiklal Mahkemeleri’nin sonuçları, savunmalar açığa çıkacak. Şeyh Said’in ve 46 arkadaşının mezar yeri Alman Hastanesi olarak kullanılan Diyarbakır Orduevi bitişiğindeki noktadır. Mezar yeri önceden şehir mezarlığıymış kamulaştırma sonucu bir kısmı yerleşime açılmış. Şeyh Said ve arkadaşlarının bulunduğu yer orduevinin boş bahçe kısmındadır.” açıklamasında bulundu