Malezyalı astronot Shukor ”Uzay İstasyonu’nun içerisinde ezan sesini duydum” dedi
Malezyalı astronot Dr. Sheikh Muszaphar Shukor, uzayda nasıl bir ibadet yapılacağını göstermek için 9. Müslüman astronot olarak uzaya gittiğini belirterek, ”Uzayda herkes bir mucizeyi hisseder. Ramazan ayına denk gelen uzay seyahatinde Uzay İstasyonu’nun içerisinde bu ezan sesini duydum” dedi.
Türksat AŞ’nin davetiyle Türkiye’ye gelen Shukor, Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü’nü ziyaret etti. Burada soruları yanıtlayan Shukor, İslamiyetin bir yaşam biçimi olduğunu ifade eden Shukor, uzay seyahatinde namazını kıldığını ve orucunu tuttuğunu söyledi.
Shukor, çocukluğunda babasının kendisine aldığı bilim kurgu kitaplarından etkilendiğini ifade ederek, ”Odamda da Süpermen, Star Wars ve uzay fotoğrafları vardı. O zamanlar Malezya’dan birinin uzaya gitmesini kimse beklemiyordu. Ben de bu hayalimi gerçekleştirmek için doktorluk mesleğini seçtim” dedi.
Malezya’nın nasıl bir ülke olduğunu ve diğer ülkelerle yarışabilir bir ülke olduğunu göstermek istediğini anlatan Shukor, ”Malezya, gençleri uzay çalışmalarına özendirmek amacıyla uzaya insan göndermek istiyor. 5-10 sene gibi yakın bir gelecekte çok daha fazla doktor ve bilim insanı yetiştirmeyi hedefliyor. Ben nereye gitsem herkes uzayla ilgileniyor. Bu da programın temel amacıydı” diye konuştu.
Uzaya gitmenin maliyetinin 25 milyon dolar olduğunu bildiren Shukor, Rusya’da 18 ay süren uzaya gitme eğitimi aldıklarını anlattı.
Uzaya gitmek isteyen 11 bin 435 kişi arasından biri kadın 4 kişinin seçildiğini ifade eden Shukor, ”Bu eğitimi alabilmeye hak kazanmak için çok iyi görmeniz, çok iyi duymanız ve dişlerinizin sağlam olması gerekiyor. Vücudunuzda ameliyat izi olmaması gerekiyor. Çünkü uzayda basınç çok yüksek olduğu için dikiş yerleri açılabilir” dedi.
11 bin 435 kişi içinden seçilmesinin nedeninin en hızlı, en güçlü olması olmadığını anlatan Shukor, şunları bildirdi:
”Zihinsel olarak en güçlü kişi olduğuma inanıyorum. Ben 5 erkek kardeşin olduğu bir ailede büyüdüm. Kaybetmekten nefret ederdim, kazanana kadar mücadele etmeye devam ederdim. Uzaya gitmek için ailem çok destek verdi. Uzaya gitme eğitimi aldığım süre içinde sürekli gözyaşı döken annem, 12 kilogram verdi. Babam ise ‘uzaya gitmeden geri gelme’ dedi. Herkesin uzaya gidebileceğine inanıyorum ama zihinsel olarak çok güçlü olmak gerekiyor.”
”Uzay için bir fetva hazırlandı”
Bütün müslümanlara İslamın nasıl bir din olduğunu uzaydan göstermenin büyük bir önem taşıdığına işaret eden Shukor, şöyle devam etti:
”Müslüman olarak sorumluluklarınızın ne olduğunu, nerede olursanız olun ister dünyada, ister uzayda, İslamiyet bir yaşam biçimidir. O yaşam biçimini nasıl orada da devam ettireceğimizi göstermek istedik. Malezya’da dini otoriteler, uzayda dini görevlerini nasıl yapılacağına ilişkin bir fetva hazırladı. Özellikle gelecekteki Müslüman astronotlar için.
Uzay seyahatim Ramazan ayına denk gelmişti. Oruç zamanı ve ibadet zamanı uzaya gidilen yere bağlıdır. O yüzden uzay mekiği, Kazakistan üzerinden fırlatıldığı için oradaki saati baz aldık. Yine Kazakistan saatine bağlı olarak 5 vakit namazımı kıldım. Abdest olarak da teyemmüm aldım. Toprak olmadığı için duvarlardan teyemmüm abdesti aldım. Kıble olarak dünyaya yönünüzü çevirmek gerekti. Zaten Uzay İstasyonu sürekli dünyaya bakacak şekildeydi yönü. Namaz kılmak için ayakları bağlamanız gerekiyordu, yer çekimi olmadığından. Secdeye iniş ve kalkışlarda çok yavaş hareket etmek gerekiyordu.”
”Uzayda herkes bir mucizeyi yaşar”
Uzayda herkesin bir mucizeyi hissedeceğini belirten Shukor, ”Ben orada ezan sesini duydum. Uzay İstasyonu’nun içerisinde gerçek olarak bu ezan sesini duydum. Diğer astronotların ezan hakkında bilgileri yoktu, ama ben bizzat fiziksel olarak o sesi duydum. Uzaydayken buna o kadar da şaşırmıyorsunuz. Çünkü uzayda bulunduğunuz sürenin her anında Allah’ın varlığını ve gücünü oradan hissediyorsunuz. Uzayda kaldığım her an Allah’a kendimi çok yakın hissettim. Orada oruç da tuttuk. Bu ibadetleri yaparken, aç, susuz ve yorgun kendimi hissetmedim” diye konuştu.
Uzay istasyonundaki yaşamla ilgili deneyimlerini paylaşan Shukor, ”Orada hayat çok farklı. Bu hayatı Türkiye’deki genç nesillere anlatmak için Türksat’ın davetlisi olarak geldim. Bu sayede de uzaya bir ilgi oluşturmak istiyorum” dedi.
Uzaya ilk gittiğinde dünyaya baktığını ve dünyanın ne kadar küçük olduğunu gördüğünde tüylerinin diken diken olduğunu anlatan Shukor, ”Yani kalbiniz duruyor, gözünüzü kırpmadan dünyaya bakıp ve dünyanın ne kadar güzel olduğunu temaşa ediyorsunuz. Dünyaya her bakışında ne kadar küçük olduğunu fark ettiğiniz dünyada, aynı büyülü duygulara kapılıyorsunuz. Yaradanın gücünü hissediyorsunuz. İnsanlar dünyada çeşitli sebeplerden dolayı birbirlerini öldürüyorlar. Ama uzaya çıkıp dünyaya baktığınızda dünyanın ne kadar küçük olduğunu görüyorsunuz. Biz, milyonlarca galaksiyle karşılaşıyoruz. Bu nedenle dünyayı korumak çok önemli” diye konuştu.
Shukor, uzayı fetheden kişinin dünyayı da fethedeceğini belirterek, Amerika, İran, Hindistan’ın da aralarında bulunduğu bazı ülkelerin uzaya ilişkin çalışmalar yaptıklarını anımsattı.
Uzaya gidip dünyaya bakıldığında, dünyadaki hava kirliliği, ozon tabakasının incelmesi gibi nedenlerle dünyanın nasıl yok olduğunun görüldüğünü ifade eden Shukor, ”Dolayısıyla dünyaya geri döndüğünüzde küçük, lokal sorunlar değil, global sorunlarla ilgilenmek istiyorsunuz. Çocukların aç kalması, savaşlar gibi sorunlarla ilgileniyorsunuz. Astronot olarak dünyaya döndüğünüzdeki misyonunuz da zaten dünya ülkelerini gezerek gençlerin, bakış açısını değiştirip onlara vizyon kazandırmak. Ben de kendimi bu misyonu gerçekleştirmeye adadım. Bir gün Türkiye’nin de uzaya astronot göndermesini ve Türklerin de uzay çalışmalarıyla ilgilenmesini hayal ediyorum” dedi.
”Kanser araştırmalarının sonuçları 1 yıl içinde açıklanacak”
Uzayda, kanser hücreleri üzerinde çalışmalar yaptığını dile getiren Shukor, deneyin yüzde 80 civarında sonuçlandığını, sonuçların tamamlanmasının ardından kamuoyunun bilgilendirileceğini söyledi.
Hücrelerin uzayda daha hızlı yenilendiğini anlatan Shukor, ”Uzayda fazla kalmayın çabuk yaşlanırsınız” dedi.
Bu araştırma sonuçlarının bir sene içerisinde çeşitli uluslararası dergilerde bilim dünyasına duyurulacağını bildiren Shukor, bu çalışmaların daha önce de başka araştırmacılar tarafından yapıldığını, ancak kendi araştırmalarında diğerlerinden daha farklı yöntemler kullandıklarını söyledi.
Shukor, ”Araştırmalarımızda uzayda yer çekimi olmamasından dolayı kanserli hücrelerin biraz daha fazla üreme yaptığını bulduk. Deney sonuçlarımız çok olumlu ama şu an bir şey konuşmak için bir beş sene daha gerekiyor” dedi.
Uzayda yaşadıklarını paylaşan Shukor, ”11 gün oradaydım keşke orada daha uzun süre bulunabilseydim. Yer çekimsiz bir ortamda olmak zaten çok ilginç. Sürekli olarak uçuyorsunuz. Her 45 dakikada bir güneş doğup, her 45 dakikada bir batıyor. Uluslararası Uzay İstasyonu, 27 bin kilometre hızla dönüyor. Günde 16 kez dünya etrafında dönüyor” şeklinde konuştu.
”Eğitimlerde eksi 45 derecede ağaç kestik”
Uzaya gitmeye hak kazandıktan sonra yaklaşık 3 sene süren ve 9 aşamadan oluşan zorlu bir eğitim aldıklarını bildiren Shukor, ”Rusya’ya gittikten sonra 2 kişi seçildi ve 1 sene boyunca Rusya’da eğitim aldı. Eğitimin ardından uzaya gittik” diye konuştu.
Rusya’da 1 sene eğitim aldıklarını belirten Shukor, uzaya gitmek için aldığı eğitimler hakkında şu bilgileri verdi:
”Rusya’da aldığım eğitimlerden biri, beni bir sandalyeye oturttular ve 20-25 dakika boyunca sürekli döndürdüler. Sandalye üzerinde dönerken de kusmamaya ve başımızın dönmemesine gayret ediyoruz. Kapalı bir kutu gibi 27 bin fitlik yükseklikte oksijen alıp verilmesini test eden bir uygulamadan geçtik. Yer çekiminin 9 katı ağırlıkta bir basınç, vücuda uygulanıyor, bunun sonucunda vücutta kanayan yaralar açılıyor. Bizi, Sibirya’ya götürdüler ve orada vücudun kendi kendisini ısıtmayı öğrensin diye eksi 45 derecede ağaç kestirdiler. Bu eğitimle biz, soğuk şartlarda hayatta kalma becerisini kazandık. Ankara’daki eksi 2 derece soğuk benim için hiçbir şey. Ukrayna’da 3 gün boyunca deniz üzerinde yolculuk ettik ve batmayla ilgili testlerden geçirildik. Bütün bu eğitimler, bedenin eğitilmesinde önemli. Daha önce giden astronotlar da üsse geldi ve deneyimleri istişare edildi.”
Astronot olmanın sadece fiziksel kondisyona bağlı olmadığını, aynı zamanda zihinsel olarak da sağlamlık gerektirdiğini anlatan Shukor, ”Ben bu programa katıldığımda kazanan kişi olduğumu biliyordum. Bu benim kaderimdi, buna inanıyordum. Çünkü küçüklüğümden beri çok istediğim uzaya gitmek, Allah’ın takdiri ve onun yazdığı bir kaderdi” dedi.
25 sene sonra uzaya gitme hayalini gerçekleştirdiğini ifade eden Shukor, sadece şöhret kazandırmayan astronot olmanın aynı zamanda genç nesillere örnek olmak gibi büyük bir sorumluluk getirdiğini kaydetti.
Uzaydayken hiçbir sağlık problemi yaşamadığını söyleyen Shukor, ”Sanki uzayda yaşamak için yaratılmışım gibi hissettim. Malezya halkının da benim için yaptıkları duaların gücünü de hissettim” diye konuştu.
Uzaydan Dünya’ya dönüşlerinde bazı sorunlar yaşadıklarını kaydeden Shukor, şöyle konuştu:
”Normalde 10 kilometrelik bir alana girmemiz gerekirken bu alanın 450 kilometre dışına çıktık. Dünya’ya giriş anında uzay mekiği 7 kez kendi etrafında dönerek inebildi. Dünya’ya ilk girdiğimizde yer çekimi kuvvetinin etkisini 6 kat daha fazla hissettik. Özellikle göğüs üzerine büyük bir basınç etkisi hissettim. Soluk almanın bile zor olduğu anlardı. İlk indiğimde parmağımı bile kaldıramadım. O kadar yorgun hissettim kendimi. İki kişi kollarımdan tuttu yürüyebilmem için. Dünya’ya uyum için bir kaç saat gerekti.
Sonuçta insan beşer ve dünya için yaratılmış. Uzaya gittiğinizde psikolojik ve fizyolojik değişikliklere maruz kalıyorsunuz. Üçüncü günden itibaren kaslarda küçülme ve kemik erimesi meydana geliyor. Radyasyon uzayda çok kuvvetli. Buna maruz kalıyorsunuz. Pek çok astronot bu ortama bir haftadan fazla zor dayanıyor. Döndüklerinde rehabilitasyon almak zorunda kalıyorlar hem radyasyon etkileri hem de diğer fiziksel değişimler için.”
Uzayda en çok duş almayı özlediğini dile getiren Shukor, ”Bir de uzayda koku yok en çok toprağın, çimenlerin ve yaprakların kokularını çok özledim” dedi.
Shukor, uzayın onun için bir tutku olduğunu vurgulayarak, ”Gerekirse ölürüm bile uzay için. Tek gidiş biletiyle Mars’a bile giderim geri dönmeksizin” şeklinde konuştu.
Yarın Ankara’da, 16 Şubatta da İstanbul’da ”Uzayda 11 Gün” konferans verecek olan Shukor, uzayda yaşadıklarını anlatacak.
Dr. Shukor kimdir
1972 Malezya doğumlu Shukor, ilköğrenimini Malezya’da tamamladıktan sonra tıp eğitimine Hindistan’da devam etti. 1997 yılında ortapedi cerrahı olarak mezun olduktan sonra Malezya’da birçok hastanede çalıştı. Bunun yanında Space, Science National University’de araştırmacı olarak görev aldı. Dalgıçlık ve dağcılıkla ilgilenen Shukor, uzaya çıkma hayalini gerçekleştirmek istedi.
”Beden aklın yoluna tabidir” sloganıyla yola çıkan Shukor, 2006 yılında ”Ankgasawan” adlı uzay uçuşu programına katıldı. 10 Ekim 2007’de uzaya çıkan Shukor, uzaydaki Müslüman astronotlardan biri olarak tarihe geçti