“Sosyal medya ufuk açmıyor”

Gazi Üniversitesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Nöropsikiyatri Merkezi’nden  Prof. Dr. Hayrunnisa Bolay, bilişsel testlere göre, 11 yaş çocuklarının  15 yıl önceki yaşıtlarına göre 2 yıl geride olduklarının tespit  edildiğini söyledi.
TBMM Bilgi Toplumu Olma Yolunda Bilişim Sektöründeki Gelişmeler  ile İnternet Kullanımının Başta Çocuklar, Gençler ve Aile Yapısı  Üzerinde Olmak Üzere Sosyal Etkilerinin Araştırılması Amacıyla Kurulan  Meclis Araştırma Komisyonu, AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar  başkanlığında toplandı. Komisyonun bugünkü oturumunda, Gazi Üniversitesi Nöroloji Ana  Bilim Dalı Nöropsikiyatri Merkezi’nden Prof. Dr. Hayrunnisa Bolay,  ”Bilgi ve iletişim çağında zihin dönüşümü” konulu sunum yaptı

Giderek artan bilgi ve iletişim çağında zihinlerin olumsuz  yönde değişime uğradığını belirten Bolay, ”Daha sabırsız, aceleci,  hızla bir veriden diğerine atlayan, hızla tüketen bireyler ortaya  çıkıyor. Veri nedir, güvenilir bir veri midir gibi sorgulamalardan  yoksunlar” diye konuştu. -”Ekran başında oturan çocuk daha zeki olmuyor”-
Milattan önce yaşamış düşünür Plutarch’ın ”Zihin içi  doldurulacak bir kazan değil, ateşlenmesi gereken bir kıvılcımdır”  sözünü hatırlatan Bolay, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Sürekli veri bombardımanı insanı daha zeki yapmaz. Verinin  içselleştirilip o bireyin zihin süzgeçlerinden geçip özgün bilgiye  dönüşmesi gerekir. Bilhassa çocuklar veri bombardımanına maruz kalıyor.  Çocuk, internetten sürekli oyun oynayarak, çizgi televizyondan film  seyrederek ve ekran başında kalarak daha akılı olmuyor, bilakis aptal  oluyor. Yapılandırılmış oyunlar yerine serbest oyunlar oynamaları çok  daha faydalıdır. Mesela ekranda zaman geçireceğine komşunun çocuğunu  çağırıp mutfak eşyalarıyla oynamaları bile çok daha yaratıcı bir işlev  kazandırır.”
Çocuklarına televizyon, gazete ve internet gibi araçları  yasakladığını ifade eden Bolay, örneğin onlarla bisiklete bindiğini ve  sanal uğraşlardan olabildiğince çocuklarını alıkoyduğunu kaydetti.
Geçen yüzyılda IQ değerlerinin arttığını belirten Bolay, ancak  işlevsel olarak okuduğunu anlamayan ve hesap yapamayan bir gençliğin  doğmaya başladığını söyledi. Bilişsel testlere göre, 11 yaş çocuğunun 15  yıl önceki yaşıtlarına göre 2 yıl geride olduklarının tespit edildiğini  kaydeden Bolay, ”Temel okumanın, yazmanın, hesaplamanın eksikliği, ana  problem olarak görünüyor” dedi.
Televizyon, cep telefonu, tablet bilgisayar, internet gibi  araçların aynı anda açık olmasının ders çalışmayı imkansız hale  getirdiğini vurgulayan Bolay, ”Sürekli bir işten diğerine geçmek  dikkati böler, yüksek beyin işlevlerine, özellikle de hafıza ve  öğrenmeyi olumsuz etkiler. Araba kullanırken cep telefonu ile konuşma,  yasal alkol sınırında yapılandan daha fazla kazaya neden olmaktadır.  Yüzde 98’lik bir oranla kişiler, ‘çoklu-görev’den olumsuz etkileniyor”  diye konuştu.
Bolay, sosyal medyanın ufuk açıcı bilgi sunmadığını öne  sürerek, ”İnsan kelimelerle, kavramlarla düşünür. Bunu ifade şekli de  önemlidir. 140 karakterle bir düşünce içeriği aktarılamaz. Kavramların  azalması, ifadenin azalması, düşüncenin sığlaşmasını beraberinde  getiriyor” dedi. -Ekran ile kitap arasındaki fark-
Ekrandan bilgi edinme ile kitaptan bilgi edinmenin aynı  olmadığına dikkati çeken Bolay, ekrandan okuma sırasında yaklaşık 30  kişiden 6’sının düzenli bir sırayla okuma yaptığını, geriye kalanların  ise atlayarak okuduğunu, resim, renk, kalın harf gibi yerlere bakarak  gezindiğinin fark edildiğini söyledi.
Bolay ekran ile kitap arasındaki farkları şöyle anlattı: ”Kitap okurken bir aceleniz yok, görsellik sadece kelimelerde,  sembolik, soyut düşündürüyor ve ötesi sizin hayal dünyanıza kalmış, siz  okuyup düşünüp, bağlantı kuruyorsunuz, kendi yaşantınızla benzerlik  kuruyorsunuz, analiz ediyorsunuz, sık sık hayale dalarak düşünüyorsunuz,  size görüntü verilmediği için hayal gücü elinizde ve sadece sizin  kafanızda olan bir senaryonuz var. Cep telefonu, arama motorları bunun tersini yapıyor. Ekrandan  okuma hele de internet bağlantısında ise bu hız ve acele nedeniyle geniş  bir anlamadan yoksun oluyor.”
Derin düşünmenin önemini vurgulayan Bolay, insanlara ilham  veren fikirlerin ve yaratıcı düşüncelerin yalnızken ortaya çıktığını  belirterek, dijital teknolojinin ise insanı bu imkandan mahrum  bıraktığını kaydetti.
Bolay, üniversite eğitiminden yüksek beklentinin ancak haftada  40 sayfa okumak, sömestr başına 20 sayfa yazı yazmak, haftada 12-15 saat  yalnız çalışmakla ancak oluşabileceğini söyledi.
-Komisyon yarın ”beyaz hacker”ı dinleyecek- TBMM Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyonu Başkanı Necdet  Ünüvar, komisyona yarın kamuoyunda ”etik hacker-beyaz hacker” olarak  bilinen bilişim uzmanının geleceğini açıkladı. İnternetin faydaları ve  riskleri konusunda detaylı bir araştırma yaptıklarını, risklerin  azaltılması ve faydalarının artırılması yönünde gayret sarf ettiklerini  anlatan Ünüvar, komisyona gelerek sunum yapan uzman kişilerden oldukça  yararlandıklarını ve her geçen gün konuların daha da çeşitlendiğini  kaydetti.

Post Author: SerGe

Leave a Reply