Ben’u Sen’li Erdoğan CHP’yi nasıl harekete geçirdi?

Faruk Loğoğlu ve Sezgin Tanrıkulu.
CHP’nin iki Genel Başkan yardımcısı.
Biri eski büyükelçi ve Diplomat diğeri Diyarbakır eski baro başkanı hukukçu.
Bu iki isim 10 maddelik “KÜRT SORUNU ÇÖZÜM PAKETİ” hazırladı.
Önceki gün Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e sunulan bu rapor Çarşamba günü gerçekleşecek çok önemli bir buluşmanın da gündemi.
Evet Çarşamba günü önemli bir buluşma var. Başbakan Erdoğan ile CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu uzun aylar sonra ilk defa aynı masada olacak.
Buluşmanın netleşmesi tam da Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır ve Şanlıurfa kongreleri için Güneydoğu’ya yaptığı ziyarete denk geldi.
Erdoğan,” kapıları kapatmadık, önyargılı değiliz, randevu verdik” dedi.
Ve ardından: “Yıllardır bu sorunun çözümü için çaba sarf ediyoruz. Sizlere sayısız defalar çağrı yaptık . Ama siz hiç cevap vermediniz.  Şimdi ne değişti? ” diyerek sitem etmeyi de ihmal etmedi.
Erdoğan , Diyarbakır’da Uludere olayına hiç değinmedi ancak terör meselesiyle ilgili çok net ve kuşatıcı mesajlar verdi..
İŞTE BAŞBAKANIN DİYARBAKIR MESAJLARINDAN BAZILARI:
“2002’de 2005’te ne dediysek şimdi de onu söylüyoruz.
Analar ağlamasın diyoruz.
Kürt sorunu yok terör sorunu var.
Devletin, iktidarın ve siyasetin diline prim vermeden gönül diliyle kardeş diliyle konuşuyoruz.
Diyarbakır’la, Güneydoğuyla aramıza kimse giremez, çünkü aracıya ihtiyacımız yok. Medya üzerinden de ilişki kurmayız.
Ne kadar Sultan Fatih ile yol arkadaşı isek, o kadar Selahaddin’i Eyyübi ile yol arkadaşıyız.
Ne kadar Rizeli Kasımpaşalı isem o kadar Diyarbakır’lıyım, ‘Ben’u Sen’liyim.
(Ben’u Sen, Diyarbakır’ın en fakir semtlerinden birinin adı)
İlk gün nerede duruyorsam şimdi de oradayım.
Söylediğim tüm sözlerin arkasındayım. Çünkü bizde söz senettir.
BDP gibi sipariş üzere iş yapmayız.
Halktan başka kimseye hesap vermeyiz.”
Bu mesajlar Bölge halkını memnun etti. Uludere olayı sonrası yaşanan tartışmalar nedeniyle gerilen atmosfer yumuşadı.
Başbakan’a tüm engellemelere rağmen ilgi fazlaydı. Kongre yapamaz, sokağa çıkamaz diyenlere de Başbakan,  “Makam aracının direksiyonuna geçip” Diyarbakır’da tur atarak cevap verdi.
Ve Şanlıurfa.
GAP Arena’da ki stadyum kongresinde de Başbakan’ın mesajları hep ortak çözüme, birlikte çalışmaya ve kardeşlik vurgusu üzerine idi.
CHP’nin buluşalım teklifine 3 başlıkla cevap verdi.
–  Biz bağcıyı dövmek yerine üzüm yemek istiyoruz
–  Şehidimizin de, dağdakinin de anası ağlamasın.
–  Ön yargılı değilim, CHP ile görüşelim
Başbakan Erdoğan’ın Güneydoğu kongrelerinde ki mesajlarını şunun için hatırlattım.
Başbakanın Güneydoğu gezisini önemli kılan Uludere olayı ve sonrasında yaşanan tartışmalardı.  Son Grup toplantısındaki Başbakan’ın sözleri, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in açıklamaları ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bakana sahip çıkarak destek vermesi.
Bu gelişmeler üzerine, Ak Parti’nin milliyetçi söylem geliştirerek sağda birlik oluşturmak istediği, milliyetçi oyların Ak Parti’ye kaydığı yorumları yapıldı. Hatta Bahçeli’nin İçişleri Bakanına destek vermesi, kaybedilebilecek milliyetçi oyları yeniden toparlama çabası olarak değerlendirildi.
İşte CHP’nin randevu teklifi de tam bu tartışmaların yapıldığı ortamda geldi.
CHP, Yeni Anayasa hazırlığının ve yoğun bir seçim takviminin arifesinde oluşan Ak Parti- MHP yakınlaşmasından rahatsız mı olmuştu? Endişelenmiş miydi? Başbakan’a terör sorununu çözmek için çağrı yapılması, randevu istenmesi “ yalnız kalma, dışlanma, siyaset üretememe “ korkusu olabilir miydi?
“Ak Parti- MHP yakınlaşması CHP’yi harekete geçirmiş olabilir” yorumum var.
Kılıçdaroğlu’nun “biz yeni CHP’yiz “ açıklamasına rağmen yarın yapılacak görüşmeden çok şey beklemiyorum.
Ama sonuç alınmayacaksa bile bu çok önemli bir buluşma.
Bu noktaya gelinmiş olması bile önemli.
Bir türlü çözülemeyen ve her geçen gün içinden çıkılmaz bir hal alan terör sorunu üzerinden oluşabilecek bir yumuşama atmosferi yeniden umut ışığı olabilir.
CHP’nin terör sorunu konusunda partiler arası görüşme trafiği başlatması ve yeni bir inisiyatif alma çabası takdire şayan bir durumdur.
Çünkü CHP’nin statükocu tavrı yüzünden bu konuda geçmişinin iyi olmadığı biliniyor.
Erdoğan – Kılıçdaroğlu görüşmesinden bir sonucun çıkması en büyük temennim.
Kanın durması için her çalışmaya ihtiyaç var.
Sorunun çözülebilmesi için de taşın altına birden fazla elin girmesi kaçınılmaz bir gerçek.
Şimdi beklenti şu;
İki liderin buluşmasının siyasete yeni bir üslup getirebileceği umudu…

AA

Post Author: ABGA

Leave a Reply