Terörle siyaseti ayırmadan ulaşabileceğiniz meşru ve haklı bir menzil yoktur.
Her seferinde ne söyleniyor?
“BDP, terör örgütüyle arasına mesafe koymalı.”
KCK hiyerarşisine tabi olan ve varlığının sebebi terör örgütü olan bir partiden terörle arasına mesafe koymasını istemek gerçekçi değildir.
Tüm demokratik dünyada terörle siyaseti ayıran mekanizma hukuktur.
Siyaset ve toplum her konuda mutabakata varamadığı için vardır hukuk kuralları.
“Hukukla Kürt sorunu çözülmez” diyen aklıevveller, hukukun sorun çözme değil toplum ve suçlu arasında adaleti tesis etme misyonuna körlük etmesinler.
Kürt sorununu hukukla çözmekten değil, suçlunun ve terörün cezalandırılmasından bahsediyorum burada.
Suç işleyen, terörle birleşen siyasiye hukuk kurallarını uygulamazsanız, diğer suçlara ve suçlulara ceza verme hakkınız da kalmaz.
Üniversal hukuktaki eşitlik prensibini devletçe çiğnerseniz hem devlet olma ciddiyetini hem de hukuk devletini kaybedersiniz.
Teröriste ve yatakçılarına ceza kanunlarını uygulamıyorsanız, hırsıza, dolandırıcıya, gaspçıya hangi hakla uygulayacaksınız?
Bakalım BDP’nin endamına:
1- BDP’li vekillerce PKK teröristlerinin ve intihar eylemcilerinin fütursuzca ve alenen halk kahramanı ilan edilmesi.
2- BDP Milletvekili Sebahat Tuncel’in, Diyarbakır’a kaçsın diye bir PKK teröristini resmi aracıyla havaalanına bırakıp, teröristi yakalamak isteyen polislere müdahalede bulunup fiilen terör suçu işlemesi.
3- BDP’li Belediye Başkanı Osman Baydemir’in ülke mahkemelerini tanımayıp “KCK mahkemesi”ne hesap vermesi, her demokratik ülkede cezalandırılacağı üzere DTK’nın özerklik ilan etmesi.
4- BDP milletvekillerinin tek tek titiz bir kontrolle KCK/Kandil tarafından belirlenmesi, BDP’nin Öcalan’ı alenen lider olarak kabul etmesi.
5- “KCK Halk Mahkemesi” tutanaklarının BDP teşkilatlarından çıkması, BDP’li belediye başkanlarının düzenli olarak maaşlarının önemli bir bölümünü PKK’ya aidat olarak vermesi.
6- BDP il ve teşkilat binalarından, BDP eylem çadırlarından bomba ve molotoflar çıkması.
7- Terör örgütü üyeliğinden 2007’de Türkiye’nin kırmızı bülten çıkardığı BDP’nin Avrupa temsilcisi Eyüp Doru’nun Almanya’da Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana ile birlikte seyahat ederken yakalanması.
8- KCK sözleşmesine göre faaliyet gösteren BDP’nin siyaset akademilerinde duvarlarda asılı terörist resimleri, Kandil’de teröristlere verilen eğitimin aynen siyaset akademilerinde verilmesi.
9- BDP’nin “toplantı, gösteri ve miting hakkı” adı altında yaptığı tüm eylemlerin KCK emriyle yapılması ve bu eylemlerin bombalama, molotoflama ve çevreye zarar verme çehresiyle açık terör faaliyetleri olması, bu eylemlere katılan BDP milletvekilleri.
10- BDP’li vekiller, DTK ve HDK’nın Şemdinli’de alenen Yeşiltaş Karakolu’nda askerlerimizi şehit eden PKK teröristleriyle kucaklaşması.
11- Terör örgütüne katılmak isteyenlerin BDP teşkilatlarına başvurması.
12- PKK’nın tehdit ve sorgulama yapmak için BDP teşkilat binalarını kullanması.
13- KCK/PKK terör örgütünün toplantı ve planlamalarını BDP binalarında yapması, KCK’dan yakalanan kişilerin BDP’de üst yönetici konumunda olması.
Ve daha yüzlerce sebep ve KCK iddianamesindeki vahim ilişkiler…
Malumunuz yargı paketleriyle tarih olan KCK operasyonları ve savcıları, BDP hakkında gereğinin yapılması için tefrik dosyasını Yargıtay C. Başsavcılığı’na göndermişti.
İspanya’nın BDP’si ve bizimki
İngiltere’de şiddete hiç bulaşmayan Sinn Fein, IRA’nın bölünmesiyle 1930’lu yıllarda terör ve şiddeti reddetti. Terörü PIRA devam ettirdi.
İspanya’daki Bask sorunu üzerinde boy atan ETA, pek çok yönden PKK’dan farklı yönlere sahiptir.
“Benzerlik yok, karşılaştırma yanlış” diyenlere, mukayeseyi terör ve siyasetin ayrılması açısından yaptığımı belirteyim de hemen atlamasınlar.
ETA terör örgütünün siyasi partileri olan Batasuna, Herri Batasuna ve Euskal Herritarrok İspanyol Yüksek Mahkemesi tarafından kapatıldı.
2009’da AİHM 5. Daire tarafından onaylanan kapatma gerekçeleri kısaca şöyleydi:
– Her 3 partinin, terör örgütü ETA ve alt kuruluşlarıyla organik bağı bulunduğu.
– Terör eylemlerini kınamaktan kaçındığı, parti sözcüsünün ‘yasal olan, olmayan her yoldan mücadelemizi sürdüreceğiz’ gibi beyanları.
– Terörizmi destekleyen afişler, terörle ilişkisi açıkça bilinen kişileri yücelten propagandalar.
– Halkı devlete karşı mücadele etmeye tahrik etmeleri.
– Partilerin ETA terör örgütünün kontrolünde bulunduğu.
– ETA’nın tüzel kişilikli bu oluşumların arkasında gizlendiği.
Karar gerekçesinden de anlaşılacağı üzere ETA’nın Batasuna partisi BDP’den pasif kalıyor.
İspanya, Batasuna kapatılırken “%15 Bask tabanında bir mağduriyet duygusu oluşur mu” diye düşünmedi.
Çünkü AİHM’nin de kabul ettiği üzere toplumun güvenliği ve hayat hakkı söz konusuydu.
AB ise AİHM’den ileri bir adımla Batasuna siyasi partisini terör örgütleri listesine ekledi.
Halen 3000’den fazla ETA üyesinin AB üyesi İspanya cezaevlerinde bulunduğu ve ETA terör örgütünün silahlı militan sayısının tarihinin hiçbir döneminde 1000 sayısına yaklaşmadığını belirtelim.
AİHM kriterlerine göre BDP terör örgütü
Tüm demokratik dünyada kapatma sebeplerinin oluştuğundan ve terörle birleştiğinden kuşku duyulmayan tek bir parti varsa o BDP’dir.
AB ve AİHM kriterlerine göre BDP siyasal bir parti değil, kuşkusuz bir terör örgütüdür.
BDP hakkında kapatma kararı verilse, yukarıdaki gerekçelere göre AİHM BDP’nin kapatılmasını gözü kapalı onaylar.
Ama kapatma kararı hukuken dünyanın en doğru kararı olsa bile, siyaseten sakıncalı sonuçlar doğurabilir.
BDP’nin kapatılması yerine, BDP içinde suç işleyen kim varsa münferiden onların yargılanması, siyasetten yasaklanması ve cezalandırılması gerekir.
BDP içinde teröre bulaşmadan siyaset yapacak kişiler gelinceye kadar bu bireysel yargılamalar sürmeli.
Aksi halde devlet kendi hukuku açısından topluma karşı ikiyüzlü duruma düşmüş olur.
Tabii olan; suç işleyene cezayla, Kürt vatandaşlarımıza şefkat ve makul haklarını vermekle, teröriste de silahla mukabele etmektir.
Gültekin Avcı / Bugün